ULUSAL GÜVENLİK, MİLLETİN MAHREMİYETİ?

Ne yazık ki, hiç de iyi bir hal-i durum içermiyor!.. Baksanıza, dijital alanda vuku bulan, hadiseye!.. “Sahte Diploma çetesi!..” Vay ki vay!.. Domino taşı misali, 39 İl’i kapsayan, bir operasyon!.. 197 kişi gözaltına alınmış.. 37’si tutuklanmış, 150’si de adli kontrolle, serbest!..

***

Detayı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıklıyor!.. Soruşturmayı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yürütüyor.. Çetenin deşifresi, 2025’in başında, ikmal olmuş!.. Hal-i hazırda, 21 ila 14 Temmuz 2025’te, hazırlanan ve mahkemelerce kabul edilen iki de iddianame var!..

***

Polis, savcı tespitine ve iddianame kayıtlarına geçen bilgilere göre!.. Çete sahte belgelerle e-imza üretilmiş.. Ve bu imzalarla kamu sistemlerine erişim sağlanmış!.. Böylece, 57 adet sahte diploma, 108 de sahte sürücü belgesi, 4 adet de sahte lise mezuniyet belgesi, düzenlenmiş!..!

***

Doğrusu Sahte diploma mevzuları bugüne özgü değil!. Ki saklı da değil.. Yıllar yılıdır konuşuluyor, tartışılıyor, zaman içerisinde, ülke gündemine de, gelmiştir!.. 90’ları hatırlarsak!.. Nice profesörlerin bu kulvarda marifetli olduğu görülür ve görülmüştür!.. Polis, adliye ve gazete arşivleri şahit!..

***

Özellikle de, yurtdışı bağlantılı geçişler!.. Tıpkı, hal-i hazırda yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, ihale ve örgütlü çete organize etmekle suçlanan, Ekrem İmamoğlu’nun, diploması ve denkliği gibi!.. Kıbrıs’tan, yasal olmayan geçişle, diploma alması.. Her ne kadar, iptal edildiyse de!.. Benzeri çok!

***

90’la 2005’lere kadar, bu minvalde defterler açılırsa, çok ama çok büyük lağımlar patlar.. Özellikle de, Kıbrıs, Azerbaycan, Ukrayna’daki üniversitelerden, denklik kurgulu Türkiye’deki üniversitelere geçiş!.. Hukuk fakülteleri bu alanda yaygın bir adres olarak kullanıldı!.. Lakin her şey kağıt ve kalemle olduğu için, pek dışa çıkmazdı?!

***

Hatırlıyorum!.. Merhum Prof. Dr. Sedat Arıtürk ve Mehmet Özaydın hocayla bu meseleleri, çok tartıştık, yazdık!.. Parayla yurtdışı üniversite kaydı, okuma serüveni sonra, Türkiye’ye geçiş, Dicle’de denklik, lisans!.. Sahi bir ara, 50 binin üzerinde diplomanın arşivde tutulduğu, haberi çıktı!..

***

Öğrenci işleri çağrıda bulunmuştu; gelin diplomalarınızı alın diye.. Bu kadar diplomanın, ıslak imzalı asıllarının unutulması, gelip alınmaması, manidar değil mi?.. Neyse! Burdaki en büyük arıza-i durum, soruşturmaya konu olan, Türkiye’nin dijital alandaki ulusal güvenliğinin vahim derecede, tehdit ve zafiyet gösterdiğinin, gün yüzüne çıkmasıdır!..

***

Onun için de sıradan, klasik, bir kaç işgüzarın, para, pul, çıkar hesaplı dolandırıcılık olayı olarak görülmemesi gerektiği kadar, bakılmaması da lazım!.. Devletin dijital güvenliğini, milletin mahremiyetini tehdit eden, her türlü saldırıya açık olduğunu ortaya koyan bir mevzu bu olay!!.. Kişisel Verilerin Korunması Kanununda zafiyetin ifşası bir durum!

 

***

Kim nasıl bir pozisyon alır bilmem, o onu bağlar! Ama gerçek şu ki, sistem çok ama çok düşük bir profilde ve açığı hayli yüksek!. Halk deyimiyle yol geçen hanı gibi! Ve tabi ki, bu işin daha bir derinine inilmesi lazım!. Aslında, YÖK, ÖSYM dahil yekün iç ve dış etkenlere karşı iç temizliğe gitmeli..

***

Ne diyorduk böylesi ahlaki erozyonun egemenlik kazandığı ortamda sineklerle değil, bataklıkla mücadele etmek gerekir.. Mevzu; tam bir çürümüşlük, kokuşmuşluk ve aynı zamanda, infial yaratıcı bir girdap.. Kaldı ki, teknolojik çağda, her türlü mahremiyete bu demektir ki, ulaşmak mümkün?.. Ürkütücü bir tehdit ve tehlike!..

 

***

Lakin her mevzuyu sulandıran CHP ve İmamoğlu’nun Saraçhane beslemeleri!  Bu kadar ciddi ve vahim derecede tehdit edici hadiseyi, sıradanlaştırmaları, sulandırmaları, magazinsel alana çekip, “bak bak, sadece İmamoğlu’nun mu diploması sahte, herkesin sahte pislemeleri!” gerçekten vahim!…

***

Bir halk deyimi vardır; ar damarı çatlarsa.?! İşte tam da bu noktada, sahte diploma çetesi ve hadisesiyle alakalı, İmamoğlu cezaevinden, hüküm ferman vermiş!.. Sanırsınız ki, yer yüzünün en dürüst, şeffaf adamı; “ak sütten çıkmış kaşık(!)” misali dizelemiş!..

***

"Türkiye'de sahte diplomalar e-Devlet'e sahte e-imzayla kaydedilmiş, kimsenin haberi bile olmamış. Skandalın boyutları korkutucu ama iktidar için varsa yoksa benim diplomam ve cumhurbaşkanlığı adaylığım. Yargı, halkın seçtiği başkanın hakkını engellemekle meşgulken, sahtecilik almış başını gitmiş..”

***

Diyarbakır ahalisinden yükselen ses; “Vay da vay!?” Pes yani.. Pişkinliğin de bu kadarı denilmez mi?.. İyi de, sizin diplomanız da  sahte çıkmadı mı?!.  Enva-i takla attırılarak, ABD, Kıbrıs ve sonrası İstanbul.. Kaldı ki mahkeme kararıyla da “sahtecilik” tescillenerek, diplomanız iptal edildi.. Ceza davası da ayrı.. Nasıl bir masumiyet, kurgulu ahlaki eksik zeka!.?

***

Ürkütücü olan, sahtekarlığı herkes yapıyor fikri beyana prim verenlerin, her şey normal takınmaları!.. Hele ki, Erdoğan hasımlığı üzerinden, her türlü gayri ahlaki iş ve eylemin mubah olduğu noktasında, peşi sıra gidenlerin hal-i durumu!?. Vah ki vah; ar sen ne muhteremmişsin be!..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Karakterindeki ahlaki duruşta, tükürüğü yağmur görüyorsa hakikati sormak abestir!