NEHRİN KIYILARINI İŞGAL EDENLERİN SOYGUNU(II)..
Dünden devam diyoruz!.. Dün Dicle Nehri’nin sağlı-sollu işgalinden söz edip yetkili zevat’a yeter artık kafalar kuma gömülü, takınmanız diyerek seslenmiştik? Bugün de, işgalcilerin ekseriyetindeki fahiş fiyat uygulamasına, kimse dur demeyecek mi diye soruyoruz?!
***
Dile kolay bir tarafta, gelecek işgal ediliyor, diğer taraftan Diyarbakır’ın turizmine dehşetli bir şekilde kazıklanmaya yönelik, ihanet hançeri vuruluyor.. Önceki yazılarımda da, bu mevzuya değinmiştim; yerli ve yabancı çok sayıda kadim şehire misafir olandan tepkiler alıyorum diye!..
***
Mantar mı, sarmaşık ağacı mı, ne derseniz deyin, On Gözlü Köprü sağlı, sollu, tepeli, altlı yuvalanmış, ticari mekanlar tarafından işgal edilmiştir! Hiçbir mimari özellik taşımadığı gibi, çevresel dokuya uygunluğu fecaat! Tüm müştemilatla Diyarbakır’a, katma bir değerleri yok!..
***
Bilakis, doğal ve çevresel tahribatları var! Görüntü kirliliğine neden oldukları gibi, bir de kamuya ait alanı mafya-vari şekilde, kurtarılmış alan ilan etmeleri!.. Gelen-giden yerli ve yabancı turistleri bin pişman edici halde yolunacak kaz olarak gören uygulamaları var ki, akla ziyan bir hal!…
***
On Gözlü’de ya da Dicle Vadisinde soluklanmak, bir çay, ya da ciğer kebabı yemek!.. Kısacası yeme-içmek herkesin, haddi değil artık!.. Fiyatlar korkunç rakamda.. Sanırsınız ki, Bodrum sahillerindeki işletmeler!.. Bir demlik çay 800 lira!.. O da, 4 veya 6 bardaktan oluşuyor!..
***
Çerez, soda, ya da bir başka içecek! Sanırsınız ki, Londra havalimanında kafedesiniz.. Dolar bazlı. İki kişinin oturuşu, en düşük rakamla bin lira. Yeme içme, ne mümkün! Kaldı ki ciğer kebabı, artık Diyarbakır’ın dört bir tarafında en lüks, zengin, pahalı yemek porsiyon-500 TL!
***
Serpme kahvaltılıklar da artık, kim fiyatı nasıl tutarsa!.. Kiminde 500, kiminde 700, kiminde, 800 lira!.. Kişi başı bir fiyat.. Doğrusu bir kişi için verilen menüden, 3 kişi doyar ama, racon o ki, kelle başı.. Kaç kişiyseniz o kadar ödersiniz.. Turizme yelken açmış olan şehir için itici!…
***
Bu mevzuyu çok dillendirdim!. Gerek Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğüne.. Gerek Belediyelere.. Gerekse de, Turizm İl Müdürlüğüne, çağrıda bulunmuştu.. On Gözlü, UNESCO Dünya Kültür Miras Listesinde yer alan tarihi bir mekan., bu kadar hoyratça harcanmasın!.
***
Ve bu harcanma, huzurun, güvenin, istikrarın sağlandığı mevcut iklimle yeniden hayat bulan, yerli ve yabancı ilgisinin ilk basamaklarında turizmdeki canlanma da, fahiş fiyat uygulamalarıyla boğdurulmasın!.. Denetim mekanizması çok yönlü, ikmal edilsin!..
***
Nitekim ne diyor Çanakkale’den gelen İzzet Balver!.. “Turizmi hareketli bir şehirden geldim, tarih ve turistik, inanç mekanları muhteşem. Ancak turizmi cezbeden hizmet, sıfır. Çok pahalı ve çevresel kirlilik çok.. Bakımsız!..”
***
Şehrin evlatlarından Mehmet Aslan ne diyor. Tepkili. “Buraların hepsi daha önce ücretsizdi. Şimdi paralı olmuş. Fiyatlar korkunç. Böyle giderse, Diyarbakır’a buralara kimse gelmez. Otopark yok, var olan da değnekçilerin. Yazık oluyor, Diyarbakır’a. Belediye nerde.”
***
Şahin Tekin! Ağzından çıkan ilk sözcük el insaf yahu Devamında, “Daha bir kaç ay önce, 250 lira olan bir demlik çay.. 6 bardaklık.. Bugün, 800 lira! Bunların fiyatlarını denetleyen bir makam yok mu? Kim rayişleri belirliyor. Bunları gören yok mu, açıkça Turizmi öldürüyorlar.”
***
Bir eleştiri de, tarihi Sur ilçesinde, gece vakti kaldırıma düzine şekilde sıralanıp duran, seyyar ciğer kebapçıları! Aysel Vural. Diyarbakırlı, ama İzmir’de yaşıyor. Porsiyon İzmir’de 300 lira, burada 500 lira. Fiyat yüksek. Bu kadar çok olmaları itici. İlçeyi koku sarmış!.. Sınırlı olmalı..
***
Özü itibariyle Dicle nehrini işgal altına alanlar, fahiş fiyat uygulamasıyla altın yumurtlayan tavuk olan, turizmi de, baltalamaya başladılar. Artık herkesin görmesi gerekir. Bilerek ve kasıtlı bir şekilde, aç gözlülüğün doyumsuzluğu, bitiriyor kadim şehrin medeniyetin ve kültürünü!
***
GÖKDELEN YERİ?
Şu eski Orduevi binasının yeri!.. Malum, Diyarbakır’ın en gözde binasıydı.. Nam-ı diğer Gökdelen.. Bugünlerde moloz yığını alanı.. Tepki var!.. Buranın değnekçiler tarafından otoparka dönüştürüldüğüne dair!.. Tez elden temizlenmeli, yeşil park haline getirilmeli!..
***
Çünkü, Dağkapı bölgesi tamamen beton yığını bir alana dönüşmüş vaziyette!.. Yeşile hasretlik var.. İlgili ve yetkililer bu minvalde kafa yorarlarsa, hayırlı bir iş icra etmiş olurlar.. Yoksa, otopark işgaliyle “baş edemez hale gelen mevzularla yüz yüze gelirler!” Bizden uyarı!
***
OKUR’UN İLİŞTİRDİĞİ KANUN!..
Dicle Nehri kıyılarının işgaliyle alakalı dünkü yazıma, okur, 3621 sayılı kanunu hatırlatmak adına, paylaşım yapmış.. Tabi bu kanunu ilgili ve yetkililere ithafen, bir kez de ben hatırlatmak istiyorum.. “Nehir kıyıları halkındır, işgalcilerin değil?”..
***
Ne diyor, kanun!..”Bu kanun, deniz, tabii ve suni göl ve akarsu kıyıları ile bu yerlerin etkisinde olan ve devamı niteliğinde bulunan sahil şeritlerinin doğal ve kültürel özelliklerini gözeterek, koruma ve toplum yararlanmasına açık, kamu yararına kullanma esaslarını tespit etmek amacıyla düzenlenmiştir…”
***
Bilmem, kanun size neyi ifade ediyor şehrin zat-ı muhteremleri!.. Kanunsuzluğu herhalde değil?!..
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Bilinmeli ki gözünü büyük açan, elindekini de kaybetmeye mahkumdur!…