KİM KİMİN KÜREĞİNİ ÇEKİYOR?!
Zat-ı muhterem, işlediği, enva-i gayri yasal, ahlaki, iş ve işlemlerden dolayı demir parmaklıklar arkasında bulunuyor!.. Maşallahı var mübareğin!! Çok da ziyaretçi var.. Ne hikmetse, hepsi aynı simalar!.. Ve her gün o ziyaretçileri aracılığıyla adına toplumsal denilen, mesajlar veriyor..! Yetmiyor bir de sanırsınız ki cezaevi önü kendilerinin basın bürosuymuş gibi açıklamalar söyleşiler servis ediliyor..
***
Her konuda ama her konuda hükmü fermanla, halk deyimiyle ahkam kesiyor.. Biz değil ben diye başlayan cümlelerinde, ben gelirsem yapacağım, edeceğim.. Cek’leri, Cak’ları kendisine has cümlelerle sıralıyor.. Mübarek frensiz kamyon misali.. Ve her şeyden de haberdar.. Baksanıza, ülkenin dört bir tarafını yangın yerine çeviren Orman yangınlarını bile, ancak ve ancak “ben önleyebilirim, ben çözebilirim” diyor… Ama nasıl, işte o meçhul?!
***
Kaldı ki, işçinin, memurun, çiftçinin, üniversitelinin bile!.. Yaşam kulvarındaki tüm sosyal meseleleri bildiğini ve buna dair çözümlerinin olduğunu, söylüyor!.. Her fikrin, düşüncenin, dilin, rengin, ırkın hamisiyim deyip, haklarını korumak, kollamak, benim görevim diye de altını çiziyor.. Her şey güzel olacak ben gelirsem havasıyla, fonlanmış medyanın her gün, manşetinde!.. Ama nasıl ve neyle, üstesinden gelecek işte o meçhul!?.
***
Peki kim bu, zat-ı muhterem diyeceğinizi duyar gibiyim?. Aslında siz de biliyorsunuz, ki söyleyeniniz çok… Elbette ki, Ekrem İmamoğlu’ndan söz ediyorum… Malum, yolsuzluktan rüşvetten, usulsüzlükten?. Tabi ki, suç örgütü kurmaktan?!.. Çuvallar, pardon bavullar dolusu, dolar, istiflenmiş balyalı, paralar?! Suçlanmaları bunlarla sınırlı değil.. İfşa olan görüntüler kadar, korkunç iddia ve şikayetler hırla.. İtirafçılar deseniz, kuyruğa girmiş vaziyette!..
***
Daha neler, neler?.. Kimilerine göre, son yüz yılın en büyük, milyar değil, trilyonları, katrilyonları aşan bir yolsuzluk çarkının baş komutanı olarak, derdest!!.. 16 milyon nüfuslu, İstanbullunun denir ya, ekmeğine, aşına, geleceğine uzanan, kirli ve karanlık ellerin, rant mekanizmasını bizatihi döndüren kişi!.. Kaldı ki, işin ucu, yurtdışına kadar uzanıyor.. Firarda kimler var onlar da biliniyor?..
***
Önceki gün, para nasıl aklanır görüntüleri, güvenlik kameralarına yansıması hayli gündem oldu!.. Belediyenin en tepe ismi, karısını, baldızını, kız kardeşini kurye olarak kullanıyor.. Sırt çantasında, deste deste dolarlar, döviz bürosunda, dönüşüme teslim ediliyor.. Yolsuzluk çuvala sığmaz mızrakıyla öyle çok ki, Allah yargıdakilere yardımcı olsun!.. Kurutulamayacak kadar yüksek bir batak alanı?
***
Bu dosyaları nasıl tanzim edip, iddianame hazırlayacaklar!. Gece gündüz, çalışsalar bile günler, haftalar değil hatta aylar bile yetmez.. Şunu bugünden not düşmek istiyorum.. Önceki yazılarımda da aktardım duruşmalar TRT’den canlı olarak, yayınlanmalı.. Ki kendileri istemişti yayınlanması çok şeyin ifşasına imkan verecek.. Yargıdaki iş toparlandığında, hal-i hazırda gördüklerimize diyeceğiz ki, bunlar buz dağının görünen yüzü imiş?.. Vay be çektiren daha nelere şahit olacağız, daha neler ifşa olacak..
***
Dikkat edin, gün operasyonsuz, gözaltısız, ve ifşa olan bir yolsuzluk ve rüşvet çarkı olmasın!?.. Maşallahı var Aziz Aktaş’ın.. Nam-ı diğer; topal azonun itirafları operasyonlara hız kestirmiyor.. Dahası gelecek.. Dün bile 24 kişi adliyeye sevk edildi.. Hele ki, CHP’nin Genel Merkezine uzanan, kimi Milletvekillerinin isimlerinin zikredilerek, dile getirilen, milyarlık imar değişikliği ve rüşvetin, ikmal edilişi? Curcuna misali…
***
Neyse, dava büyük, mevzu derin, zat ise siyasi abi kimliğiyle! Vaki olan şudur ki, bu anlatılanların, söylenenlerin, deşifre olanların yüzde 10’u bile, hakikati içerse, ceza kanunlarına göre, zat ömrü-billah cezaevinden çıkamaz!.. Ama buna rağmen, cezaevinde değil, Silivri ve Saraçhane sokaklarında, gezintiye çıkmış gibi, racon kesiyor, konuşuyor!.. Garip bir psikolojik vakıa bu ve CHP’in hal-i durumu?!..
***
En şirretlik durum ise; suçlamalara yönelik bugüne kadar tek bir laf etmişliği yok!.. Sürekli siyasi propaganda Diploma mevzusuna bile, siyasi operasyon diyor.. Yahu, her şey usulsüz, belgeleriyle ortaya çıktı.. Ki iptal edildi o diploma.. Hukuk çarkı içerisinde, her şey geriye dönük iptal.. Ama, hala her şeyi yok hükmünde görüyor!.. Ben gelirsem de her şey bitecek?.. Ki zat beyanlarının altına CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı imzasını atıyor.. Bu sıfatla açıklama yapıyor, fondaşı da aynı şekilde manşetlere ve ekranlara yansıtıyor!..
***
Sizce de vaziyet normal ve sağlıklı mı?!.. CHP ve kendi cephesinde, malum.. Ama ahali, durum ber-i bardan!?. Ne yazık ki, CHP’nin başındaki zatta, davul boynunda, tokmak İmamoğlu’nun elinde hakikatiyle, seyr-ü sefer yapıyor.. 48 saatte bir İmamoğlu ziyareti.. 24 saatte bir onun nam-ı hesabına miting.. 12 saatte bir söyleşi, 6 saatte bir teşkilat görüşmeleri, 2 saatte bir basın açıklaması!..
***
İlk sözcük, Ekrem başkanla, başlıyor son cümle Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem!.. Akla ziyan bir girdap.. Dile kolay.. Diploması olmayan, seçilme yeterliliği bulunmayan, hakkında suç örgütü kurmakla başlayan, düzineler içeren ağır suçları ihtiva eden dosyalar, iddianameler olan, alacağı cezaların yüzlerce yılla ifade edildiği vaki iken!..
***
CHP nasıl oluyor da, tüm bunlara rağmen kuyruğuna takılı şekilde, o bizim başkanımız, o bizim adayımız, o bizim reisimiz diyerek tarihi sorumluluktan ve hesap vermişlikten kaçıyor.. Suçluya bilerek, isteyerek yardım etmek; “yardım ve yataklık kapsamına” girmiyor mu?! CHP Lideri Özel’in hal-i hazırdaki yaptığı tüm faaliyetlerin özünde bu suç yatmaktadır.. Eğer ki, Türkiye bir hukuk devleti ise, elbette ki, “hukukun nizam alması gerekmez mi?”..
***
Ayrıca bir okurumun da ikazıyla!.. Yahu, CHP hazineden yardım alıyor.. Bu yardımlar da, partinin siyasi faaliyetlerine harcanması yönünde, yapılması için veriliyor.. Hal bu iken, dulun, yetimin, öksüzün, işçinin, memurun, çalışanın alın terini içeren hazineden alınan paralar, cezaevinde olan ve gayri ahlaki suçlarla itham edilen birinin kurtuluşu için, harcanması caiz mi?! Değil..
***
Peki o zaman, günde bir kaç miting organize eden Özel’in ekonomik harcamasına dair, değirmeni döndüren suyun membası neresi ya da nereden?!.. İzahatı gerekmez mi? Şart ama kim konuşabilir ki; okyanus ötesini.. Neyse bakıyorum son günlerde herkeste bir çark değişimi var.. Özellikle de, Özel’den “İmamoğlu olmazsa, başka aday olur“ açıklamasının gelmesi.. Sahi o da kendisi mi olur o başka aday!?..
***
Mansur Yavaş’a bir ibre dönmeyeceği görülüyor gibi.. Tabi son düzlükte, Yavaş’ın tepmesi çok şey değiştirebilir.. Ancak, sokak, cezaevi, yurtdışı Özel’i çok sevmeye başladı.. Ekrem olmadı projeyi Özel devam ettirsin.. Özel ne diyordu, önceki gün!.. İmamoğlu rotasında aksi durumda seçimi kazanabilecek bir aday belirleyeceğiz.. O da, kendisi…
***
Yoksa, Terörsüz Türkiye rotasında Meclis’te kurulması planlanan 51 kişilik komisyona son dakika çarkıyla; sim vermezdi?.. Gitti görüştü, talimatı aldı, isimleri onaylattı, Meclis’e verdi.. Velhasıl!.. CHP’nin mevcut psikolojik hal-i durumu artık siyasi ve sosyolojik yönde izahı zor!. Çünkü yalanın peşinde koşuyorlar, hakikatin değil.. CHP’nin kalpten gönül verenleri de, sürekli sükutu hayale uğratıyorlar.. Yazık edilen bu..
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Zikrinde hakikatı önemsemeyenin fikrinden, medet ummak gaflettir!…