SENA’YI HAYATTAN KİM KOPARDI?

Evet, kaç gündür bu soruya yanıt arıyorum?… Öyle inanıyorum ki, hadiseye vakıf olanlar da aynı arayış içerisinde bulunuyorlar.. Nur Sena Düzgün neden intihar etti?.. Onu hayattan koparmaya, dar ağacına kendisini asmaya karar kıldıran çaresizlik neydi?. Ve kim, kimler müsebbip oldu, ölüm fermanını kendi vermesine!?..”

***

Sena, genç bir kız!.. 21 yaşında, henüz hayatının baharında!.. Üniversite öğrencisi bir kız.. Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde okuyor.. İkinci sınıf öğrencisi.. Muhafazakar!… Peçeli!… Kılık- kıyafetiyle İslam değerlerine riayet ederek yaşayan Müslüman genç kız..  Bir o kadar da sosyal, aktif  ve cana yakın, hayatı seven, yaşayan!!..

***

Sosyal platformlarda, içerik üretici!..Toplumsal meselelere duyarlı.. Özgüveni olan biri!.. Siyasi ve ideolojik hele ki inanç noktasındaki muhafazakar kimliğiyle; bir çok aktivitenin öncü isimleri!.. Aktivist.. Hepsi, özgüven hanesinde özgür, ama herkese de yaşamıyla, özgür olabilirliğine saygılı!…

***

İnsani ve rahmani duygu selini nerden mi biliyorum derseniz!.. Kendisine ait sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarından, verdiği mesajlardan çıkardığım bir sonuç!.. Ki, intiharından sonra, arkadaşlarının ardından yaptıkları konuşmalar var!.. Hepsini bir süredir araştırdım, soruşturdum?..

***

Ne hazin ve yazık ki işte bu hayat dolu Nur Sena Düzgün, 28 Mayıs günü itibariyle, artık hayatta değil, yaşamıyor.. Çünkü onun cansız bedeni sabahın erken saatlerinde, Dicle Üniversitesi Kampüsü içerisindeki Onkoloji Hastanesi Bahçesinde, ağaca asılı şekilde, bulunuyor… Korkunç bir vakıa!..

***

İman ve inanç noktasında, okuduğu okulun ders muhtevası bir insan canına kıyarsa, cehennemliktir gerçeğine rağmen?.  Sena hayatına son veriyor!.. Hem de okuduğu okulda kilometrelerce uzaklıktaki, yerde!.. İntiharın ardındaki sıra perdesi henüz aralanmış değil; ki bir dizi iddia ve itham var?!..

***

Zihin yoran, Sena’nın intihar etmeden önce de, intihar girişiminde bulunduğu!.. Ve sınava gidiyorum diye evden çıkıp, dönmemesi üzerine, intihar ettiği günün sabahında ailesinin polise giderek, kayıp ihbarında bulunması!.. Çelişkiler ağı içerisinde dört sayfalık bir mektup ardından bıraktığı!..

***

Sosyal içerik üreticisi olmasındaki mahirliğini ne hazindir ki, Sena intiharını da, cep telefonuna kayıt ettirmeye çalışmış!.. O görüntüler var, ona ait cep telefonunda.. İntihar esnasındaki, konuşmalarının içeriğinde ne tür mesaj var bilinmiyor!.. Beri yanda Sena’nın sınıf arkadaşlarına attığı bir mesaj var.. Diyor ki; “Gelin cenazemi alın.?”

***

İşte bu mesaj ve ardından polise yapılan ihbarla ağaca asılı şekilde, genc kızın ölüm anına ait korkunç tabloyla karşılaşılıyor!.. “Bu hayat yaşanılmaz” diyerek intiharından bir gün önce, Sena’nın kendisine ait sosyal medya hesabında yaptığı paylaşım var!.. Ürkütücü bir paylaşım.. Diyor ki; “Sağlıksız bir birey.. Bir ölünün hatıra defteri.?”

***

Cuma günü, Üniversite kampüsünde arkadaşları karanfil bırakıp, pankartlı yürüyüşle tepkilerini dile getirdi!.. Taşıdıkları pankarttaki ifade, dikkat çekici.. “İntihar ettiren sisteminize mahkum değiliz..” Sistem ve mahkumiyet!.. Hazin bir sonun, ifadesi!..  Savcılık, Polis çok yönlü, soruşturuyor; “Sena’yı hayattan koparan sürecin ne olduğuna” ilişkin!…

***

Henüz, resmi bir açıklama yok!.. Ama gerek arkadaşları cephesinde gerekse üniversite camiası içerisinde!.. Pek tabi ki, sosyal medyadaki paylaşımlara baktığımızda; enva-i iddia ve itham söz konusu!.. En ağır olanı ise genç kızın bir hocasıyla gönül ilişkisi olduğu, yeterli karşılık bulmadığı için, intiharı seçtiği söyleniyor!…

***

Ki bu iddiaya ilişkin ne kadar gerçek, ne kadar gerçek dışı bilmiyorum!.. Ama, kaleme alınan mektuptan bir kaç paragraf var ki çok şey ifade ediyor.. Gazetelere yansıdığı için özetini aktarıyorum.. Nur Sena Düzgün’ün dilinden aktarıldığına göre şöyle demiş ardından bıraktığı mektupta!

***

“Seni çok sevdim!.. Ama senin sevgin bana yetmedi. Sana rağmen ben, seni sevmekten vazgeçmedim..” Bu cümleler “karşılıksız aşk mı, yoksa yasak aşk mı” her ne ise!.. Son cümle, kilitleyici.. “Her şey bitti.. Artık ne senin suçun var ne de benim.. Elveda..”

***

İsmini açıkça ifade etmek istemiyorum!..  A.P isimli Araştırma Görevlisi… İlişki yaşadığı kişi diye iddia ediliyor.. Vakıa kendi iç dünyası kadar dışa dair hassasiyeti yüksek!.. Onun için, telafisi mümkün olmayan, bir maceraperestlik içerisinde olunmamalı!.. Sena’nın çaresizliğin” ipini boynuna dolayıp gidişindeki; rûhâniyatinin incitilmemesi gerekir ?..

***

Ben intihar olaylarını hep bir cinayet olarak değerlendirip, yorumlamışımdır!.. Çünkü, intihar bir kaçış, kavuşma, kopuş, kurtuluş değil.? Tamamen çaresizlik girdabında boğulmadır.. Ve o boğulmaya sürekleyen, çaresiz bırakanlar vardır müsebbip onlardır.. Onun için, “kasti bir cinayettir intihar.”

***

Tevekkül ederek!.. Diyorum ki, Nur Sena Düzgün’ün ölümündeki gizemli hal-i durumu, Rojin Kabaiş’in bir yıla dayanan zaman dilimine rağmen, meçhuliyet hanesinde, kalması!.? Yine Erganili Gülistan Doku’nun Tunceli’deki sır kaybı.. Aynı akıbete mahkum edilmesin hayattan kopartılan gerçeğin, saklı kalması!!.. Sır perdesi aralansın ki; cinayetin faili bilinsin!

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

Kendini feda eder zira var olmamak için aldığı kararın dışarıdan doğrulanmasına ihtiyaç duyar!?..