ATEŞE KÖRÜKLE GİTMEYİN!!!…

Ne yazık ki, Van ve Elazığ eksenli futbol holiganlığı böylesi bir seyir içerisinde!.. Siyasi ve ideolojik fikri zehirlenmelerin dahliyle şiddet sarmalına dönüşen fecaat bir kavga söz konusu!.. Ki iki haftadır ateşe körükle gitmenin ötesinde, benzin dökeni çok!..

***

Ne futbol, ne sportif faaliyet!.. Ve ne de futbol holiganlığı!. Estirilen fanatizmde, siyaset var, hamaset var, kin, öfke, düşmanlık!.. Kaşlar çatık, yumruklar sıkılı, ağızlarda köpürme!.. Dehşetli bir akıl tutulması, yaşanıyor!.. Feraset kayıplarda!..

***

Şunu net ifade etmek isterim!.. Kim haklı, kim haksız artık önemli değil?.. İlk taşı kim attı, ya da kimin taşı daha fazla buna takılmıyorum!? Kaldı ki gelinen aşama itibariyle bir anlam da ifade etmiyor.. Kimse de, önemsemiyor.. Çünkü, iş zıvanadan çıktı!..

***

Beni ürküten, iki şehrin futbol takımından daha çok halkta üretilen bu fitne odaklı, siyasi ve ideolojik kutuplaştırmada, çatıştıranların sesinin çok çıkması!.. Kan davasından beter!.. İki şehrin yerel siyasetçisinden tutun da, taraftar gruplarına kadar!.. Ateşe benzinle gidiliyor!

***

Biri diyor ki, sahaya gömeceğiz öbürü diyor ki; burdan çıkış yok.. Ötekisi ölümüne, ölümüne.. Sulh yok, sükunet hiç yok.. Sağduyu çağrısında bulunan, yok!.. Var olan da, bir elin parmaklarını bile geçmez, cılız!..

***

Yahu!.. Van Gölü ki, Türkiye’nin en büyük gölü.. Ya Fırat Nehri.. Peki, ya Hazar Gölü.. Nice yangınları, nice çatışmaları söndüren olmuşturlar!.. Buralarda su kalmamış gibi; dört bir taraf yangın yerine çevrilmek isteniliyor!..

***

En tehlikeli olan da, iki futbol takımı eksenindeki, gerilimin hızlı bir şekilde bölge illerine sirayet etmesi, ya da ettirilmeye çalışılması!.. Hiç alakası olmayan kimi şehir ve kulüplerin de, kendilerine pay çıkarma adına sahada boy gösterici kesilmesi de, ayrı bir muamma!.. Sulha değil, şerre vakiler!..

***

Toplumsal barışın tesis edilmesi yönünde, onca uğraş verilirken!.. Umutlar hiç olmadığı kadar yeşerirken.. “Silahlar susmuş..” Ama gel gör ki, bugün futbol üzerinden, iller üzerinden, taraftar grupları üzerinden ayrışma, ve kamplaşma ateşi, dört bir tarafta yakılmak isteniliyor!..

***

Şu sosyal medya denilen illetin arenasındaki provokatörlerin fecaatlığı.. Kana susamış vampirler gibi, saldıran!.. Hep deriz, keskin sirke küpüne zarar!.. Futbol holiganlığının siyasi ve ideolojik terörizmle bütünleştiğinde sanırlar ki kazanan onlar ama kaybedendir!…

***

Futbol federasyonu karar verdi.. Elazığ hükmen mağlup, Vanspor galip!.. Peki bu sonuç ve gelinen aşama kime ne kazandırdı?.. Van mı kazandı, ya da Elazığ mı kaybetti!.. Ya da tersi bir durumu da ifade ederek, kaybeden kim? Kazanan yok, ama kaybeden çok!..

***

Beyler!.. Bayanlar.. İlgili ve yetkili zevat. Bi sakin olun ya, bu nasıl bir celellenme!.. Hiç mi geçmişten ders çıkarmıyorsunuz!.. Diyarbakır da, Elazığ da geçmişte bunun acısını, ızdırabını, gerilimini çok yaşadı!.. İller arasında, bu hasım üretici, kan davalığı, akıl dışılıktır!..

***

Diyarbakır ahalisi hatırlar!.. Ki Elazığlılar da!.. 2002-2003 Futbol Sezonunda akıl ve mantık devreye girdi..  O dönemde, Kulüp Başkanı Mücahit Can’ın büyük emeği oldu.. Bu kin, bu öfke, bu hasımlık gafleti ve delaleti üretiyor, diyerek, müdahale etti. Akil insanlar, işi çözdü, kardeşlik meşalesini birlikte yaktı!..

***

Bugün Van ile Elazığ arasında hasımlık meşalesi yakılmış!.. Yok arkadaş yok bu işi tez elden, daha fazla tahribata, daha çok gerilimi yükselten hadiselere, provokatif eylem ve söylemlere açık hale getirmeden; ivedi bir müdahaleyle dur denilmelidir!..

***

Bakınız, Selahattin Demirtaş cezaevinden mesaj veriyor.. Diyor ki; “Memleketim Elazığ ve Vanspor’un kardeşlikten uzaklaşmadan, el ele omuz omuza yollarına devam etmelerini, diliyor, hepinize selam sevgilerimi gönderiyorum!..”

***

Önceki gün, Amedspor odaklı bir çalıştay yapıldı.. İçerik tek merkezli olsa da anlatılanlara baktığımızda, bölgenin genelini içeren, mevzuların daha yüksek dillendirildiğini söylemek mümkün.. Bu söylem ve çıkışı, Van ile Elazığ arasındaki hizipleşme ateşini söndürmekte de kullanabilsek!..

***

İki şehri biraraya getiren, kadim şehir olma kimliğini ortaya koysak!.. Çünkü, hal-i hazırdaki gerilimde sular durulacak gibi gözükmüyor.. Kin ve öfke ne kadar içselleşirse dışa yansıması, sert olur.. İvedi bir sulh tesis edilmeli!..

***

Buradan, iki güzide şehrimizin aklı selim insanlarına!.. Sağduyulu şahsiyetlere.. Valilerine, Belediye Başkanlarına, Milletvekillerine.. Siyasi Parti temsilcilerine.. STK ve Oda Başkanlarına.. Şehrin, kanaat önderlerine, sesleniyorum!..

***

Biliyoruz ki; kavganın, çatışmanın, gerilimin, şiddetin kazananı yoktur!.. Ama barışın, kardeşliğin, sulhun, sükunetin kaybedeni hiç yoktur!..” Onun için kardeşlik meşalesini yakalım, beko avanlara da prim vermeyelim!..

***

İŞTE BU!..

Başta bu yapılmalıydı!.. Kürt alimlerin, şairlerin vecize sözlerinin kadim şehrin ruhuna uygun şekilde, baştacı edilerek, yüksek yerlere asılmasıydı.. Hem okunabilecek, hem de kutsal değerlerine vakıf olabilmek, hürmeti, saygıyı göstermek adına!..

***

Ama bu yapılmadı.. Ehmedê Xanî, Melayê Cizîrî, Ali Herîrî, Feqiyê Teyran, Haci Qadirê Koyî, Siyapoş’un sözleri kaldırımlara yazıldı..  Tepki gördü.. Kent ahalisi nasıl olur da, kutsal değerlerin hem isimlerine, hem de vecize sözlerine ayakla basıp geçmek.. Neyse ki, yanlıştan dönüldü.. Denir ya, yanlışta ısrar etmek değil, dönmektir erdemlilik!

***

Bu mevzuyu çok dile getirdim.. Baktım dün itibariyle, Gazi Caddesinin ruhuyla bütünleşecek şekilde; vecize sözler, isimleriyle direklere asılmış!.. Hem okunaklı, hem de tarihi kültüre, uygun.. Kent ahalisi adına, işte bu diyerek, teşekkür ediyorum!..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Sporun kardeşlik ruhuna fitnenin şerhi hükümlerini bulaştırmayın!..