NÜFUS ÇOĞALMIYOR, YAŞLANIYORUZ?…
Ne yazık ki, son veriler bunu gösteriyor.. Kaldı ki, tükettiğimiz yıla Aile Yıl adı verilmişken.. Gidişat da fecaat.. Doğum oranı düşüyor, genç nüfus azalıyor, yaşlı sayımız artıyor.. Türkiye açısından, bu seyir ürkütücü ve tehditkar!.. Gelecek açısından beka sorunu olarak, alarm veriyor!..
***
Sizi çok, TÜİK verileriyle boğmak istemiyorum!.. Ama kısmi olarak, bilgi noktasında şunu ifade etmek istiyorum. Bugün kadının doğurganlık oranı, 1.48!.. 15-49 yaş arası kadının doğumunu düşünürsek, bu veri çok büyük bir soruna işaret ediyor.. Nesil, üreten değil!
***
Veriler, 2014 itibariyle sürekli doğurganlık hızında düşüş yaşandığına dikkat çekiyor.. Malum bir ülkenin nüfusunun aynı sevideye kalması için, doğurganlık hızının 2.1 çocuk olması gerekiyor ki, eşitlik sağlansın.. Ama bugün, 1.48.. Nerdeyse, yarıya yarıya düşmüş haldeyiz!..
***
Bölgelere indirgediğimizde, batı illeri ürkütüyor!.. Halk deyimiyle kurtarıcı olan Doğu ve Güneydoğu illerinde de, geçtiğimiz yıllara göre, düşüş olsa da halen seyir, 2.62 rotasında.. Şanlıurfa, 3.28!.. Erdoğan’ın her evde üç çocuk olmalı tezinde, bir tek Şanlıurfa var!..
***
Neyse!.. Meselenin en kritik seyir ve vahim noktası, doğurganlık hızının nüfusun kendini ikame etme seviyesinin, düşük çıkmasıdır!.. Bugün, 2.1’in altında.. İller düzeyinde, 71 il idi.. 2017’de, 57’ye indi.. Doğurganlık 1.5’in altına düştü il sayısı 4 iken bugün, 55’e çıktı!..
***
Kent-kırsal arasındaki doğurganlık!.. Malum hep tartışıla durulmuştu.. Ama artık aradaki fark da kapanır hale geldi.. Bugün, 1.8’lerde görülse de, kimi bölgelerde 1.58’e kadar düştüğünü görmek mümkün!.. Zaten artık şehir ve kırsal diye bir ayırım da kalmadı; sosyal yaşam açısından!!..
***
Eğitim düzeyine bağlı, oranda da benzer bir değişiklik söz konusu!.. Yüksek öğrenim mezunu annelerde doğurganlık yüzde 1.22 iken.. Okuma yazma bilmeyen annelerde, 2.65’e çıktığı bölgelerin yanısıra, batı illerinde durum, 1.5’larda gözüküyor!
***
Velhasılı kelam!.. TÜİK’in nüfus oranı ve doğurganlık verilerinin her satırı ülkenin geleceği, milletin yarınlarının sosyal, ekonomik, kültürel yaşamı kadar, istiklali, istikrarı ve istikbali noktasında, kırmızı alarm veriyor..! Bu böyle gitmemeli!..
***
Biliyorum.. Mevcut hal-i duruma karşı diyeceksiniz, sosyal, siyasal ve ekonominin bel büktüğü bir süreçte, evlilik mi, doğurganlık mı, çocuk mu, besleme mi, mümkün olabilir mi?! Kaldı ki, 6 milyona yakın genç, maddi imkansızlıklar yüzünden ne okuyabiliyor, ne de çalışma imkanına sahip!..
***
Hayat pahalılığı!.. Ailelere kemer sıktıra sıktıra delik kalmadı.. Evlatları için gelecek hayali kuramadıkları gibi, “biz bu çocukları nasıl evlendireceğiz, bu çocuklar neyle geçinecek, ya da biz bu çocuğu doğurursak, besleyebilecek miyiz” diyerek, kaygılar inşa ederek, dertleniyor!..
***
Endişe her alanda.. İş, aş yokluğuna fren tutmaz, enflasyon ve hayat pahalılığı vaki iken!. Çarşıya, pazara, markete gitmekten korkup, eve tıkılı kalan, bir topluma dönüşmüşken!.. Ev kiralarının belirsiz şekilde, yüksek ve fahiş noktaya tırmanması herkesin canını yakarken!!..
***
Diyarbakır’da en düşük ev kirasının asgari ücreti geçtiğini düşünürsek!.. 2+1’e, 20 bin kira çekilirken.. Ev eşyalarından daha çok, çeyiz, altın! Beri yanda düğünün yekün şekildeki masrafları.. Ki burda, "Kişisel konforu önceleyen yaşam biçimi, gençlerden başlayarak maalesef toplumun kılcallarına doğru hızla sirayet ettiğini de hesaba katarsak. Binler, milyonlar yetmez hale gelirken!.? Bir değil, iki maaşla geçinilmezken!
***
Kim cesaret eder, evliliğe!.. Ki görüyoruz, evlilik oranları da tıpkı doğurganlık oranına endeksli şekilde düşüyor!.. Kaldı ki, evlilikler sosyo-ekonomik travmanın içerisinde, pamuk ipliğine bağlı olması da ayrı bir travma!!.. Boşanmaların hızla arttığı gerçeği orta yerde!…
***
Kabus bir yaşam egemen!.. Gençler korku tünelinde.. Aileler ise kaygı ve karamsar!.. Evliliklerin azalması, evlenen çiftlerin de çocuk dünyaya getirmekten, kaçınıyor olmaları.. Sürekli zihinlerini meşgul eden gelecekte ne oluruz, ne olur esareti?..
***
Bakıyorum, hükümet evlenmek isteyenlere, destek paketi veriyor.! Bakıyorum sosyal yönde belediyeler de.. Bakıyorum kimi sosyal vakıflar.. Bakıyorum, STK ve Odalar.. Bakıyorum esnaflar bile evliliği teşvik edici, destekler veriyorlar!..
***
Başvuranların sayısındaki yoğunluk şu gerçeği net bir şekilde ifade ediyor!.. Taşıma suyla değirmen, nereye kadar?! Yarınlara güvenli bakılmaz sosyo-ekonomik girdap söz konusu.. Tabi bir de, gençlerin özentileri var ki o da ayrı bir fecaat, ayrı bir psikolojik vakıa!
***
Ne diyor işin uzmanı!.. Siz doğurganlığı artırmak, evlilikleri çoğaltmak, genç nüfusa sahip olmak istiyorsanız; önce yarınlara dair kaygıları ortadan kaldıracak, güven tesis edeceksiniz!. Sosyo-ekonomik kulvarda, eşit, adil, sağlıklı bir gelir dağılımını ikmale getireceksiniz!..
***
Eğer ki, bunu sağlarsanız, işte o zaman görürsünüz üç mü, beş mi nasıl da doğumlar artıyor!.. Hem de sezeryansız!.. Normal doğum teşviğine gerek kalmaz!.. Gençlerin fiziki görünümlerine dair, arıza-i fikirlerden kaçınır olur!..
***
Dün Uluslararası Aile Formu, İstanbul’da yapıldı.. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyor.. Aldığı notlar var, “aile müessesinin” korunmasına yönelik, tespit ve hedefler!.. Diyor ki; “Ailenin çöktüğü, çözüldüğü her toplum çökmeye mahkumdur.” El hak..
***
“Aileyi savunmak insanı savunmaktır” diyen Erdoğan, “kültür emperyalizmine de” dikkat çekti.. “Kişisel konforu önceleyen yaşam biçimi, gençlerden başlayarak maalesef toplumun kılcallarına doğru ilerliyor. Kültür emperyalizmi tüm araç gereç aparatlarıyla aile müessesesini hack'lemeye çalışmaktadır.”
***
Erdoğan her ne kadar “doğurganlıktaki düşüşü, ekonomiye” bağlamazken, gerçek şu ki “etkisi büyüktür..!’ Evet, “Tüketim kültürüyle, aile kurumu itibarsızlaştırılıyor..” Bu bir gerçek!.. Burada, “2026-2035 dönemini 'Aile ve Nüfus 10 Yılı' ilan edildi..
***
Netice itibariyle, iş ciddi, mesele büyük.. Vaziyet ülke ve millet için hayat memattır!.. Bir beka sorunu.. O nedenle ivedi bir şekilde politikalar üretilmeli! Doğurganlık ve evlilik teşvikiyle, çareler üreterek, büyüyen, gelişen genç bir nüfusa sahip olmamız gerekir!.. Elzem olan, nesildir!…
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Nesline önem vermeyenin yarınından söz edilemez!..