ÜSTÜNE GİDİLEMEYEN KORKULAR

Herhangi bir tehlike ya da tehdit karşısında ortaya çıkan duyguya korku denir. Kişinin hayatta kalmasını sağlayan evrimsel, evrensel bir temel duygudur. Kişi bu duygu karşısında psikolojik ve fizyolojik tepkiler verir. Korku karşısında kişi dikkatini bu duyguyu var eden duruma verir, bu durumdan kaçma veya onunla savaşma davranışı gösterir, kalp atışı ve solunumu artar, kişinin kaslarında gerilme olur. Tehlikelere karşı önlem alınmasını sağlayan korku, hayatta kalmayı sağlar. Aşırı ve sürekli olması ise kişinin kaygı durum bozukluğu yaşamasına sebep olabilir. 

Korkunun ortaya çıkması için çeşitli faktörler vardır. Gerçek tehlike, öğrenilmiş veya hayali korkular, model alma, koşullanmalar bu faktörler arasındadır. 

Çocukluk dönemindeki korkular yüksek ve ani sesler, ebeveynlerinden ayrılma, yabancı ortama dahil olma, karanlık, gölge, canavar/ hayalet gibi gerçek dışı varlıklar, kostüm veya maske giyinmiş modeller, doktor, hayvan, tuvalet gibi korkular olarak sıralanabilir. Zaman ilerledikçe kişi fizyolojik ve psikolojik değişimler yaşar. Bu değişim elbette korkuları üzerinde de olur. Yetişkin, yüksek ve ani sesler karşısında refleksler gösterir, sessizlikten korkar. Bazen sarf edilmeyen sözler, belirsizlikler zihninde canlandırdığı en kötü senaryo ile tamamlandığı için korku duyar. Yabancı ortam güvenli alanı, tanıdıkları endişe kaynağı olur. Karanlık huzur, gündüz kaygı taşır. Gölgelerini sever, insandan kaçar. Çocukluğunda olduğuna inandığı gerçek dışı varlıkların var olmasını ve onu anlamasını ister. İnsanların ruhuna giydiği kostümler ve yüzüne ifade biçtiği maskelerden korkar. Çocukluk korkularına tebessüm eder. Başarısızlıktan, yargılanmaktan, aşağılanmaktan, hayal kırıklığına uğramaktan, bağlanmaktan ya da bağlanamamaktan, ait olamamaktan, sevilmemekten.. Korkular gözle görülemeyen ama içten içe kemiren haliyle var olur yetişkinlikte. 

Yetişkin, çocuk gibi kolayca ifade edemez korkusunu. Korkusunu cesaretiyle örtmeye çalışır. Susarak, bastırarak, saldırarak, dağıtarak, kontrol etmeye çalışarak… Korku yok olmaz, biçim değiştirir. Anksiyete, öfke, saldırganlık, erteleme, yalnızlaşma gibi davranışlarla gösterir kendini. 

Karar vermekte güçlük çekilen, potansiyellerin yerine getirilmediği, mesafenin korunduğu böylece yalnızlığın yaşandığı durumların ardında korkunun izlerine rastlamak mümkündür. Kendini korumaya çalışan zihin, bedeni hareketsiz bırakma eğilimi gösterir. Çocuk karanlıktan korktuğu için ışığa koşar, ses olunca kulağını tıkar, yabancıya maruz kalınca tanıdığı herhangi birine sığınır, korkutan bir hayvandan kaçar… Korku duygusunu var eden olayın üstüne gitmese de ona kendini iyi hissettirdiğini düşündüğü şeylere yönelir. Zaman içinde bu duyguların ne denli yersiz olduğunu anlayıncaya kadar güvenli alanlarında bulunmayı tercih eder. Neyden kaçtığını ve neyi neden yaptığını bilir, kabul eder, güvenli alanına sığınır. Yetişkin bir birey haline geldiğinde çocukluğunun sahip olduğu cesarete özenir, tebessümle anar. Yetiştikçe içine ördüğü duvarlara çarpar. Üstüne gidemediği duyguların altında kaldığını fark eder. 

Korku nedir sevgili okur? Üstüne gidemediğiniz için altında kaldığınız hangi korkuları hala susturuyorsunuz içinizde?