HUZURUN BEREKETİ !!! (III)

Bugün de dünden devam diyoruz.

Buram buram tarih kokan şehirde rüzgar bir başka esiyor!..

33 medeniyeti bağrında yaşatandır Diyarbakır…

Dil, ırk, renk, inanç noktasında, yer yüzünde ender bir kent olan, Amed’in, artık huzurla, tarihle, ticaretle, inançla, medeniyetle anılması lazım!?.

Yani, pozitif olacağız.?

Negatife kapıları kapatacağız..

Özetle birileri gelinen aşamaya şükür eden az dese de, biz şükreden çok diye haykırmalıyız!..

Sur Kültür Yolu Festivalinin şehirde yarattığı sinerji, oluşan ambians, yarattığı muhabbet, yeni muhabbetleri açıyor..

Yolda bizi tanıyanlar da sordu, biz de onlara sorduk!..

Önce biz sorduk.?

Festivalin, 5. günündeyiz, neler hissediyorsunuz?!..

Konserler, çok konuşuluyor..

Genç kızlardan biri “Ömer Abi Murat Boz Newroz Parkında, bizi salladı.?”

Ama biri saygısızlık yaptı..

Şehrin misafirperverliğine, sanata ve sanatçıya olan, düşkünlüğüne halel getirip, çakmak attı.. Adamın yüzüne geldi..

Ayıp etmişlerdir!..

Ferhat Göçer, Ebru Yaşar..

Hayli sevenleri varmış.?

Newroz Park her akşam; binleri buluşturuyor..

Her ne kadar yerel, ünlü Kürt sanatçılardan neden kimse olmadığı yönündeki soru, askıda dursa da!.

9 günlük zaman dilimi içerisinde kimler sahne almayacak ki?

Boz, Göçer ve Yaşar’ın yanısıra, sırasıyla kimler var?…

Bedri Ayseli..

Fatma Turgut,  Emir Can İğrek, Merve Özbey, Gökhan Türkmen, Dedublüman,  Aydın Aydın, Ve de, Alişan?

Mahalli sanatçılarımız derseniz hepsi!..

Sahneler, dolu.

Tabi konser ve müzik alanı..

Dinletiler de , dengbejler de, tasavvuf müziği de ayrı!..

Festival süresince, salt konserler ve müzik yok!..

300’ün üzerinde farklı etkinlikler yapıldı, yapılacak..

Açık ve kapalı alanlarda tiyatro oyunları..

Söyleşiler.?

Sinema gösterimleri..

Ve çocuklar için, ayrı faaliyetler..

***

9 günlük festival süresi içerisinde;

İçkale, Dağkapı Meydanı, Hasan Paşa Hanı, Yenikapı Caddesi, Gazi Caddesi, bazı burçlar, Diyarbakır Arkeoloji Müzesi, Kurşunlu Camisi Meydanı, Ulu Cami, Hazreti Süleyman Camisi, Paşa Hamamı, Surp Giragos Kilisesi, Keldani Kilisesi, Meryem Ana Kilisesi, Şeyh Mutahhar (Dört Ayaklı Minare) Camisi, Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi, Ziya Gökalp Yazma Eser Kütüphanesi, Ziya Gökalp Müzesi, Mesudiye Medresesi, Ahmed Arif Edebiyat Müze Kütüphanesi, Kervansaray, On Gözlü Köprü ve Nevruz Parkı’nda günün her saatinde bir etkinlik var!

***

Vali  Murat Zorluoğlu’nun dediği gibi;

“Diyarbakır ahalisi 9 gün boyunca, sanatla yatıp, sanatla kalkacak..

Bu Diyarbakır için büyük bir kazanımdır..

Diyarbakır’ın turizm alanında, ilk 10’a girmesi için mücadele edeceğiz..”

***

VATANDAŞIN- SORUSU

Gel gelelim, şehir turunda vatandaştan gelen, sorular!.

Ki ekseriyeti de serzeniş içeren sorulardı?.

En çok muhatap olduğum soru, sürekli köşemde dile getirdiğim Şehir Hastanesi oldu?..

Hal-i hazırda akıbeti, nedir diye?!…

“Yapılacak mı, ne zaman yapımı bitecek?”..

***

Eee, haksız değiller!..

İhalesi de, inşaat süresi de, yılan hikayesi misali, çetrefilli geçti..

Nihayet diyorum.. Kadim şehir için, bölge insanları için, büyük ihtiyaç olan, Şehir Hastanesinin inşaatı, artık görülür hale gelindi..

Bin yataklı bir hastane!..

Malum öylesi yapılarda en çok zorlanılan aşamaların başında, temel!..

Temel bitti..

Artık bina yükseliyor..

Yine burda işin üzerine giden hastanenin bitimi için mücadele eden Vali Zorluoğlu’nu görüyoruz..

Çünkü, her fırsatta inşaat alanını kontrole gidiyor..

Ve şu sözü verdi;  

“Şehir Hastanemizde işler yoluna girdi. 2026’nın ilk yarısında, halkımızın hizmetinde olacak inşallah..” 

***

 

Denir ya; özetlersek..

Sevindik, beğendik, hoş bir zaman dilimi içerisinde, Diyarbakır huzurun, bereketiyle, yatıp kalktı..

Yüzler güldü..

Bunu tavizsiz bir şekilde, sahiplenmemiz gerekir..!

Çünkü kültürel her faaliyet, her zaman ve her yerde birleştirici bir güç olmuştur.

Bu festival de, yalnızca sanatı ve tarihi bir araya getirmekle kalmadı?..

Aynı zamanda şehrin dört bir yanındaki insanları da, birbiriyle buluşturacak.

Bir halk deyimi olarak;

Kötü zamanlarda, günlerde birlikte üzüldük.?

Ama şimdi, birlikte gülüyoruz, sevindiriyoruz..

Ve yine birlikte ayağa kalkıyoruz.

Kültürel zenginliklerimizi bir kez daha dünya sahnesine çıkarma fırsatı elde ettik..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Baki kalan kubbede hoş bir seda imiş…

(Devamı yarın)