ÇAMUR SİYASETİNİN “KİRLİ RUHU!..”

Ne yazık ki, mevcut siyaset arenasında, en vahşi, en cani, en kirli ve en rezilcesi kişilere, özel hayatı üzerinden operasyon çekmektir!!.. Maalesef Türkiye’nin siyasi tarihine baktığınızda, hiç de sağlıklı bir gidişat izlenmemiş!.. Denir ya; eden bulur..

***

İşte son vakıa, Özgür Özel!.. Ki bir önceki yazımda da, aktarmıştım CHP’deki kirliliğin bu kulvarda hayli, aktif ve mahir olunduğu.. Halk deyimi kapı çalanın kapısı çalınır!.. Lakin, Özel’e yönelik bu operasyon, CHP’den çok, ülkenin siyasi seyrinedir!..

***

Ne dedik, bayram değil, seyren değil, eniştem bilmem ne…. Seçim yok.? Parti içerisinde, bir koltuk değişikliği de yok.. Kongre de, yapıldı.. Yani ne parti içi, ne genel, ne yerel bir seçim yok!.. Öyle ise; Özel’i siyaseten itibarsızlaştırma, neye delalettir!..

***

Geriye, bir bakalım!.. Özel- CHP’in başına geçince, söylem ve eylemleriyle örtüşür bir şekilde siyasette, normalleşme, diyalog ve uyum odaklı bir rüzgar estirdi!.. Ben dahil çok kişi, Özgür böyle özgürleşirse, Türkiye muhalefeti de, öz kimliğine kavuşur dedik..

***

Önce Meclis’te buluşma, tokalaşma, çay içme!.. Akabinde, Külliye ziyareti.. Erdoğan’ın, iade-i ziyareti.. Görüşme trafiğinde, karşılıklı, uzlaşıya odaklı, mesajların verilmesi!..  Özü itibariyle, siyasetteki o çatallı, kutuplaştırıcı dil erimeye başladı..

***

Ne dedi Özel.. “Cumhurbaşkanlığı makamına saygıda kusur etmeyeceğiz!..” Nitekim, Yasama yılı açılışında, bu açık ve net bir şekilde icra edildi.. Erdoğan, Genel Kurula girdiğinde, CHP’liler saygıyla, ayağa kalktı!.. Pek tabi ki de, ayakta alkışladı!…

***

Siyasetin o çirkefliğinden, ötekileştiren, sertlik içeren, kavgayı körükleyen, şeytani hesapları çoğaltan tekçi fikirden, uzaklaştıran normalleşme rüzgarı birilerini, rahatsız etti.. İşte o birileridir, kirli ve sinsi çamur siyasetlerini döndürmeye başladı!…

***

Özel, siyaset arenası içerisinde, halk nezdinde nasıl itibarsızlaştırılabilir, nasıl güvensizleştirilebilir noktasında, harekete geçildi.. CHP’nin iç dünyasında geleneksel hale gelen, Türkiye siyasetini de çamur sörfüne döndüren, belden aşağı vurmak operasyonu başlatıldı!…

***

Ve bugün, bakıyorsun ki bu iğrenç çamurda sörf yapanlar yine rakip siyasettekiler değil, bizatihi kendi mahallelerindeki sülükler saldırıyor!.. Oturdukları yerden, ahkam kesiyorlar, klavyelerini köpürten köpürtene!.. Küfrün, hakaretin bini bir para!

***

Ve dikkat edin, Özel de, Özel’in ilişkilendirildiği bayan da, CHP’li.. Kirli siyaset arenasında bu vakıa, rakip siyasilerin iştahını açması gerekirken, büyük bir olgunluk var.. Bu da şunu gösteriyor, muhalefetin çok çabuk bu çamur zihniyetten kurtulması gerekir..

***

Özel’in özel hayatına dair, operasyonun amacı net.. Erdoğan’a karşı “sert ve çatallı dili” kullandığında,  alkışlar o biçim?.. Ama, normalleşme, siyasi nezaket, saygı ve medeni kültür ikmale gelince tu kaka.. Vay ki vay, reziller, rezillikler!!

 ***

Netice itibariyle, artık bu çamur siyasetinde sörf yapan yüzücülere, yetti, yeter denilmeli?.. Devletin temel işleyişini elinde bulunduran Yasama, Yürütme ve Yargı mekanizması, özel hayatla, dizayn edilir hale gelindi..

***

Seçim de, seçilme de, adaylık da, milletvekilliği, parti genel başkanlığı, hatta Cumhurbaşkanlığı adaylığını da, belirlemede bile rol alır hale geldi.. Hasılı, varlıkları, icra etikleri ülke ve millet için beka sorunu olmaya başladı.. Nokta konulmalı!

***

İvedi bir şekilde, temiz eller, temiz ruhlar, temiz karakter operasyonu başlatılmalı!… Aksi taktirde, bugün sana, yarın bana, noktasında bir hal-i vaziyet ikmal olur ki, herkes kirli çamurun, veledi haline gelir.? Maazallah!..

***

KÖTÜLÜĞE İYİLİKLE ENGEL OLALIM!

Malum dün cuma idi!.. Kutsal bir gün.. Cuma hutbesinde, Kötülüğe iyilikle engel olalım vurgusu vardı.. Dinledim.. Ve şöyle bir düşünceyle, Ülkenin hal-i durumu ortada!.. Ki siyasetin zilletlik içeren kirli işleyişi de herkesin malumu!.. Yukarıda, Özel’in özel hayatıyla alakalı, siyasetin fesat halini, açmıştım!..

***

İşte toplumsal tahribat ölçeğimiz karşısında, denir ya nasihat misali, hutbeyi özetle buraya aktarmayı, düşündüm!.. Öyle inanıyorum ki, dinleyen ve okuyan okurlarım, kendi dünyalarında, bir iç muhasebede bulunacaklar!.. Biz ne ara böyle olduk diyerek.. Bu da, bizim açımızdan sevap sağlar derim…

***

İslam'ın gönderiliş gayelerinden birinin iyiliğin yeryüzüne hakim olması, kötülüğün ortadan kaldırılması olduğuna işaret edilen hutbede, "İslam, bunun yolunu bizlere göstermiştir. Bu yol iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmaktır. Doğru, güzel ve hayırlı şeyleri yapmak; yanlış, çirkin ve zararlı şeylerden kaçınmaktır…”

***

Kur'an-ı Kerim'in, iyiliğin merkezine iman, ibadetler ve güzel ahlakı yerleştirdiği belirtilen hutbede, iyilikte, takvada ve hayırda yarışmanın, her türlü kötülükten de uzak durmanın emredildiği ifade edildi..

***

İyiliğin yeryüzündeki en büyük temsilcisi Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) ise herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir dünya inşa etmek için çalışmış, ümmetini de bu yönde çalışmaya teşvik etmiştir. Kin ve nefretin esiri olmuş gönülleri, merhametten yoksun vicdanları hikmetle, sevgiyle ve bilgiyle yoğurmuş, bütün insanlığa örnek olacak yeni bir medeniyet inşa etmiştir."

***

Gerçek iyiliğin özünde Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman etmenin bulunduğuna, kulluk ve sorumluluk bilinciyle bir ömür geçirmenin var olduğu hatırlatılan hutbede, iyiliğin özünde bilgiyi, sevgiyi, duayı, hüznü ve derdi paylaşmanın, şiddetin her çeşidinden uzak durmanın, elini haramdan, dili yalandan, kalbi öfke ve husumetten korumanın var olduğuna dikkat çekildi…

***

"Hasılı kendimize, ailemize, çevremize ve bütün yaratılmışlara sadece Rabbimizin rızasını umarak şefkat ve merhametle davranmak vardır." ifadesine yer verilen hutbede, özetle şöyle denildi;

***

"Maalesef, günümüzde kötülük ve kötüler insanlığın gündeminde daha fazla yer tutuyor. Dünyamızı kötülükler kuşatıyor. Yeryüzünü ifsat edenlerin sesi, ıslah etmek isteyenlerden daha fazla çıkıyor. Barışın yerini savaş, merhametin yerini şiddet, sevginin yerini nefret almaya başlıyor. Kötülüğü yaygınlaştırmak isteyenler, zararlı akımlar, sapkın ideolojiler ve kötü alışkanlıklar ile çocuklarımızı ve gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizden uzaklaştırmak istiyor. Onların tertemiz fıtratlarını bozmaya çalışıyor."

***

Yaşanan bütün bu olumsuzluklar karşısında herkese görev ve sorumlulukların düştüğü belirtilen, hutbenin sonuç bölümünde şöyle ifadelere yer verildi;

***

"Bize düşen emredildiği üzere iyilikte yarışmaktır. Durum ve şartlar ne olursa olsun, her daim iyiliği yaşamak ve yaşatmak, kötülüğün ve kötülerin karşısında durmaktır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin hem gerçek hayatta hem de sanal mecralarda iyi insanlarla birlikte olmaları, kötülerden uzak kalmaları için gayret göstermektir. Onlara şefkat ve merhametle muamele etmektir. Onları sahih ve doğru bilgiyle aydınlatmak, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in(S.A.V.) güzel ahlakıyla buluşturmaktır. Unutmayalım ki, yeryüzünü iyilik imar edecek, dünyayı yaşanılır hale iyiler getirecektir."

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Çalma elin kapısı, çalarlar kapını!…