KELİMELERİN GÜCÜ ADINA
Cümleler vardır nefes aldırır. Cümleler vardır ruhunu üşütür. Kişi konuşabildiği, anlatabildiği kadar vardır.
İfade edebiliyorum kendimi öyleyse varım. Kafandakiler diline, doğru dökülemiyorsa aslında yoksun.
Dilden kalbe, dilden akla, dilden yaşama yoldur kelimeler. Nice haklı gördüm, gel gör ki haklılığını dile getirecek kelime dağarcığı yok. Bilse edebiyat nelere kadir, bilse iyi ifade ile ipten dönenleri…
Niye konuşturur danışanlarını psikologlar? Çünkü mihnet, kelime olup çıkar gider içinden.
Kaç yuvanın ışığı sönüyor, konuşmayı becerememekten. Bir de konuşanı anlayan lazım demeyin ha. Anlamanın yolu da edebiyattan geçiyor. Ufukta kelime sandığı yok ki cümleleri eşleştirsin.
Matematik sorusunu çözmek gibi önce soruyu anlaman gerekir, anlamak için edebiyata ihtiyacın var.
Bir arkadaşım vardı, Bilgisayar mühendisliği birinci sınıfta, ortaokul Türkçe kitaplarını çalışırken gördüm onu neden diye sorduğumda; “bilgisayar programlama dilinin kökten İngilizce olduğunu görünce İngilizce öğrenmeye karar verdim. İngilizce çalışırken “sıfat, edat, zamir” yani Türkçe bilmediğimi fark ettim. Şimdi durum bu.” 😊 Demişti.
Hissetmek ruhi bir durum ama hissettiklerini dışarıya aktarmak kelimelerle. Doğru aktarım yapamazsan hissettiklerin mezar taşı misali bir köşede soğuyup çürüyecek.
Konuşmayı, ifade etmeyi bilmeyen her sahada yenilmeye mahkûm.
İçinin güzelliğini, niyetinin duruluğunu beş cümle ile anlatıp insan kazanmak mümkün. iki cümle ile kaybetmek de.
Tanınmadığın yerde önce kelimelerinle ölçülürsün. Aslında böyle düşünüyor da anlatamıyor demez kimseler.
Anlattıklarına kulak kesilirler. Kurduğun cümleler ile ciddiye alınırsın ya da kurduğun cümleler ile gözden düşersin.
Netlik-ciddiyet gerektiren atmosferde kakara kikiri, laubali, mizahlı yaklaşım seni ulaşmak istediğinden mahrum kılar.
Güneş gördüğünde eriyorsa cümlelerin güven vermezsin. Kelimelerin etrafından dolanırsan kelimeleri birbirine dolarsan zaman kaybedersin.
Yan yana getirdiğin kelimeler, içinde nedeni, nasılı, zamanı barındırmıyorsa, boşuna sarfedilmiştir.
Kelimelerin gücü fiziksel güçten daha kuvvetlidir. Kafanı kırarlarsa 1 aya iyileşir unutursun.
Ama kafana saplanan incitici cümleleri yıllarca unutamazsın. Kelimeler zihni çarpıcı biçimde etkiler.
İkna etme kelimelerle, manipüle etme kelimelerle, soğutma kelimelerle, kavratma kelimelerle, küstürme kelimelerle, gönül alma kelimelerle, yola çıkma kelimelerle, yoldan dönme yine kelimelerle sağlanır.
“İşini bilmek” yetmez, dilini bilmek farz.
Kitap Önerisi: Bilinç ve Bilinçdışı – Carl Gustav Jung