ERKEKLER NEDEN PRENSES OLDU
Son yıllarda çağımızın genç kadınlarının en çok sitem edip yakındıkları bir konu: erkekler eril enerjilerini kaybettiler…
Artık erkeklerde küsüyor, trip atıyor, sahiplenmiyor, mız mızlanıyor. Yüzyıllardır “dır dır” kadın etiketiydi.
Artık kaşı cinsimiz de dır dır yapıyor. Gözlemlediğimiz de evet, erkekler eril enerjiyi kaybetmişler.
Başımız sağ olsun. Peki neden? Her şeyin temin edicisi olmaktan sıkıldılar mı?
Zamanı, zamanın diline göre değerlendirmek gerekir. 100 yıl önceki erkek tipolojisi ile bugünkü karakter biçimi tabi ki aynı olamaz.
Çevre, yaşam koşulları, siyasi bakış, sosyolojik yapı, aile biçimi, alışkanlıklar değişti karakter dönüşümleri de kaçınılmaz.
Ama erkeklerin değişiminden rahatsızız. Korkak bir erkek kadının gözünde değerini yitirir. Çünkü bünyemiz buna alışık değil bir üst neslimiz korkak değildi.
Erkek, kadında güzellik – kadın, erkekte güç arar.
Günümüzde erkekleri gücünü kaybetmiş görüyoruz artık ayakları yeri sağlam basmıyor, kaytarıyor, ciddi konuları konuşup çözmek yerine susup arkasına saklanmayı seçiyor, birçok şeyi görmezden geliyor.
Erkeğin emek vermeye takati yok.
Zannediyor musunuz ki kadınlar değişmedi. Kadınlık ve kadınlar da değişti.
Çok eskiye gitmeye gerek yok annelerimiz, teyzelerimiz itaat ediyordu. Erkek eve gelince ayağının önüne terlik bırakılırdı. Şimdikilere içeri girince kadın diyor ki;
“Azıcık bir işin ucundan tut, balkon yıka, evi süpür, işten geç çıkacağım yemeği sen yap” vs.
Belki de bu dönüşümün kısmen payını kadınlar olarak kendimizde aramamız gerek. Adamları soktuk mutfağa, ellerine verdik süpürge sonra da niye nazlanıyor, erkek naz yapar mı?
Elinde toz bezi varsa naz da yapsın bi zahmet. Dişil enerji yükledik adamlara.
Şimdi feministler diyecek ki toz almak kadın işi değil hayat müşterek tabi yapacaklar. Buna karşı durmuyorum ama biz beğenmesek de yüzyıllardır ataerkil bir toplumda yaşıyoruz ve sistem hep böyle çalışmış.
Şimdi biz sistemi değiştiriyoruz erkek de ev işlerine ve çocuk büyütmeye katkı sunsun istiyoruz. Ama aynı zamanda, Eski dönem erkekleri gibi kollasın, düşkün olsun, kadınını merak etsin, üşenmesin…
Erkekler yumuşadı diyor çoğu kadın hemcinsim.
Erkek bağırıp çağırırsa barbar ilan ediyoruz, ondan da memnun değiliz.
Şimdi ne yapsın bu fukaralar 😊Alttan alsın, küsmesin. Kadın hatalı olsa dahi erkek adım atsın affettirmeye çalışsın kendini.
Gerçekçi olalım erkeklerin beyin lobları bizimki kadar çetrefilli değil. Kadının dakikada fark ettiği aksaklıkları çoğu zaman bir erkek anlayana kadar 3 gün geçiyor.
Yeni nesil erkek çabalamıyor, sorunsuz her masada varlar, ama mücadele gördükleri yerden kaçıyorlar.
Ne yapalım hanımlar bu da kişisel değil bu çağın kaderi. Ne ile yoğrulursan ‘o’ olursun.
Belki de yoruldular erkek olmaktan. Bu erkek olmak çok zor iş biz de biraz dişil enerjinin gölgesinde dinlenelim diyor olabilirler.
Biz kadınlar olarak ne istediğimize karar vereceğiz önce, sen geç otur “hayatım çayını ben getiririm… Sesini yükselttiğinde susup, adamın eril enerjisini yaşamasına izin verip, ben sana muhtaç bir kadınım sen benim kahramanımsın” mesajını erkeğe sübliminal yoldan iletirsek.
Bence o erkek, erkeklik yapar. Bu koşulda hâlâ erkeklik eylemleri sergilemiyorsa otoban döşeyebilirsiniz.
Yok diyorsanız ki, “o kimdir bana bağırıyor ben bireyim, akşama kadar zaten oturmuyorum bir de ona çay mı vereceğim, söyle sen bu saatte neredeydin?” o zaman karşımızda erkek görmeyi bekleyemeyiz.
Sen adam da özgüven bırakmadın ki, ondan daha erkeksen oda farkında olmadan siner, naifleşir kendini değersiz hisseder ve erkek erkini ortaya çıkaramaz.
Biçtiklerimiz ektiklerimizdir! Ama dikkat edin taşlara tohum atmayın toprağa ekmeliyiz. 😉