NERDE KALMIŞTIK?..

Şükür, kısa bir zihin molasının ardından mekana döndük!.. Ne diyim, tatil benim doğama aykırı galiba.. Ülkenin, şehrin ve yaşamın hal-i pür melali, pek de huzur tesis edici değil. Ki tatil denilen zihin deşarjı da bir iki gün sonra sıkıntıya meyil ediyor. İlla ki yazı, illa ki muhabbet gerek!.. Gazeteyle günlük haber akışı, gündem ve manşet mesaimiz kesintisiz sürse de; özlüyorsunuz size tahsis edilen mekandaki hasbi hali!!!..

***

Neyse!.. Hep söyleriz fikri muhabbette nerde kalmıştık?!.. Ya da, tüketilen zaman dilimi içerisinde, neler oldu, neler yaşandı?!.. Çakalların, sırtlanların, sülüklerin ve de nankörlerin, kendini bilmezlerin akıttıkları salyaları hoşt köpek deyip bir kenara itersek ki itiyoruz!.? Onlar lağımdan beslenmeye devam etsin.. Biz sohbetimizi geliştirelim!..

***

Hayat bu birilerine abilik, babalık, kardeşlik yaparsın, bir süre sonra bakarsın ki, elin itinden daha aşırı çakkalca size diş bilemeye başlamıştır!!!.. Bizim hayat maratonumuz da öyle inanıyorum ki bir çok okurumun yaşamı da hep böylesi hadiselerle dolu!.. Şaşırtıcı değil karışılaşılan çakallıklar.. Eee işin içerisinde gayri ahlaki kazanç vaki olunca beslemeler havlar..!!!..

***

Önce kadim şehrin, şu kısa zaman dilimi içerisinde yaşanan ve yaşatılan hadiseler zincirine bi bakalım!.. Resim ve mevzuların iç alemindeki yoklama bize neyi anlatıyor?.. Siyasal, sosyal ve ekonomik yönde, kimi illerde ve ülkede on yılda yaşanabilecek olaylar, bizde maalesef günlük yaşanıyor.. Saman alevi gibi yaşanıyor, çok çabuk da unutuluyor!.. Çünkü, akabinde ondan beter hadiseler yaşanıyor...

***

Bendeki şehir milliyetçiliği ruhunun ana beklentisi, kadim şehirde büyük değişimlerin yaşanması ve yaşanıyor olmasıdır.. Ama gel gör ki, ihtimaller dışı olaylar vaki olduğu için, umulan olmuyor.. Hal-i hazırda yerel iktidar ile genel yönetim arasında, umut verici olan önceki dönemlerin aksine gayet uyumlu ve birbirini incitmeden görev ifası söz konusu.. Bu da şehir açısından önemli!…

***

Lakin şaşırtıcı olan gelişmeler, kriminal olaylarda göze çarpıyor.. Onun dışında, Diyarbakır arada bir de olsa, ekonomik yönde, ülke gündeminde, konuşulan şehir oluyor.. Ki son dönemlerde bir tarafta umut vaat eden, OSB’lerin sayısındaki artış, sanayi alanındaki gelişmeler!.. Eksi bazlı Tekstil OSB’deki üretim ve pazarlama konusundaki, krizler!.. Bir çok fabrikanın kepenk indirmesi. Bir tarafta olumlu, diğer tarafta olumsuz seyir hakim!..

***

Odak nokta, Ortadoğu’nun alev topu olması kadar, can suyu olabilecek kredilerin de bankalar tarafından, ulaşılamaz uygulama ve şartlara bağlanılarak, inşaat edilen set.. Ki özel bankalar kadar, devlet bankaları da aynı, bakışta!.. Oysa ki, siyasal iktidar bas bas bağırıyor, “istihdamın ve ekonomik üretimin önünü açın” diye.. Bu kulvarda, bir uyum ve koordinasyonun çözüm odaklı olması hayati öneme sahip..! Bileşenler kafa yormalı..

***

Şehir içi trafik!. Diyarbakır-Elazığ Karayolu’na ivedi battı çıktı yapılmalı.. Çevre yolu ve kavşakların trafiğe açılması, en önemlisi de, inanç turizmin adresi haline gelen Eğil’in mevcut karayolunun, genişletilerek, hizmete açılması!.. Gün ölümlü, yaralamalı kaza geçirmiyor.. Yol ihale aşamasına geldi.. Bu yönde, Eğil Belediye Başkanı Fırat Seydaoğlu’nun büyük emeği var.. Şunu ifade edeyim, bu yolda yeni canları kurban vermeden bitirmek için, kollektif bir mücadele gerekli..

***

Gelirsek, adli vakıalar!.. Doğrusu vuku bulan bir çok olayın iç dünyasına baktığımızda; kriminal bir hal-i üstünlük var!.. Geliyorum diyen tehlike.. Nitekim geçtiğimiz hafta, şehir merkezinde vuku bulan, sinema filmlerinin sahnesini aratmayan, silahlı çatışma olayı.. Ürkütücü, 3 insan yaşamını yitirdi, bir o kadar da yaralı var!.. Meselenin özüne indiğinizde karşınıza çete bir yapı çıkıyor…

***

Diyarbakır bunu dönemsel olarak, yaşayan bir kent!.. Ki bugün değil yıllar yılıdır yazıp-çiziyoruz, şehrin belirli bölgelerinde hissedilir ölçüde, uyuşturucunun envaisi pazarlanıyor, satılıyor, kimi bölgeler çeteler tarafından kendilerine özgü parsellenmiş halde!…Hele ki, eski Bağlar, hemzemin geçitleri, Batıkent!.. Aldığı uyuşturucunun etkisiyle yerlerde sürünen gençlerin perişanlığı.. Sosyal medyada paylaşılan kimi görüntüler var ki, ürkütücü!..

***

Hafta içi polisin operasyonu, onbinlerce hap.. Kokain.. En vahimi de, oluşan çeteleşme yapı, can ve mal güvenliğini tehdit ediyor.. Haraç ve çökme diye tabir edilen mevzular kadar, uyuşturucu ve fuhuş!.. Toplumsal huzuru bozan bu yapıların dönemsel olarak, aktifleşmesi de manidar!…Bir de kaçak bahis oynatanların çöreklendikleri alanlar.. Her yönüyle hayat karartıyor..

***

 

Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği’nin hafta içi açıklaması.. “Sanal Kumar” Diyarbakır’da gençleri “risk altında” tutuyor.. Tahribatına dair..

Maddi kayıp: Eğitim ve gelecek için biriktirilen paranın hızla tükenmesi

Ruhsal sorunlar: Depresyon, kaygı ve intihar düşüncelerinin artması

Sosyal kopuş: Aile ve toplumdan uzaklaşma, yalnızlaşma

Gelecek kaybı: Okul başarısında düşüş, kariyer planlarının bozulması

***

Peki ne yapmalı?. Buna dair, çözüm üretici dört somut adımdan söz ediyor.. Çözüm bu adımları atmakta

Eğitim seferberliği: Okullarda ve üniversitelerde farkındalık artırıcı programlar

Reklam yasakları: Televizyon ve dijital platformlarda kumar reklamlarının kaldırılması.

Psikolojik destek: Gençlere ücretsiz danışmanlık ve rehabilitasyon hizmetleri.

Yasal-siber önlemler: Yasa dışı platformların kapatılması, ağır yaptırımların uygulanması.

***

Ne diyor Başkan Yahya Öğer.. “Kumar, gençlerimizi ölümü, aileleri yıkımı ve geleceğimizi çalan bir tehdit olarak karşımızda duruyor. Devlet, toplum, aileler ve sivil toplum olarak vakit kaybetmeden harekete geçmeliyiz..”

***

Eğitim ve öğretim yılının başladığı bir dönemde vuku bulan bu hadiseler der demez eller yürekte”çünkü bu çetelerin elleri tetikte! Kadim şehrin dinamiklerine aman pür dikkat, tedbirle müdahillik tartışılmaz!..

***

Ve 28 yaşındaki Umut Günaydın’ın intihar vakıası!.. Dicle Üniversitesi Hastanesinde yoğun bakım ünitesinde görevli hemşir..? Günaydın, aile fertlerine Mardin’e gezmeye gidiyorum” diyerek evden çıkıyor sonrası ölü bulunuyor.. Polise göre intihar…  SES Diyarbakır Şubesi açıklamada bulundu.. Bir yılda 4 sağlıkçımız intihara kurban gitti.. Vakıa, “Sağlık Emekçileri yaşatmak üzerine çaba sarf ederken, tükeniyorlar maalesef!..”

***

İntiharın nedeni henüz belli değil, çalıştığı kurumdan mı kaynaklı, iş ortamı mı, oksa ailevi sorunlar mı!.. Ama işin özü ne derseniz;  yaşamı yaşanılmaz kılan sosyo-ekonomik, kültürel bağnazlığın korkunç bir şekilde egemen kılar hale gelmesidir..!  

***

Bu arada, Sağlık’ta sağlıklı gelişmeler mi, sağlıksız seyir mi tartışması, sürüp gitmekte.. Buradaki muhabbeti rölantiye almadan önce de vaki idi, gittik daha bir aksiyon aldı, geldik yine mevzu.. Hep demişimdir, Diyarbakır’da, Sağlığı sağlıksızlaştıran sistem ve politize olmuş, makam koltuklarıdır.. Ne zaman ki, siyasi ve ideolojik bakışlar bertaraf edilirse, çıkar ve rant mekanizmasına dur denilirse, işte o zaman sağlıklı bir işleyiş egemen olur. Yoksa çark bildikten geri kalmaz!.. Şimdilik bu kadar diyelim, daha konuşacak mevzular çok!..

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Şehri güvenli kılan, toplumsal barış ve huzurun tesisidir..