PROVOKATÖRLÜĞÜN DİK ALASI!..
Siyasi ikmalde, hazin bir vakıa!.. Siyasi ihtiras denir ya bu kadar mı, zihni şeytanileştirir?. Maalesef öyle.. Baksanıza, İyi Parti Milletvekili Yüksel Arslan’ın, toplumsal provokasyonu körükleyecek, zehir akıtıcılığına!..
***
Milli iradeye inat ülkenin ve milletin bekasını teşkil eden, yarım asırlık, kanayan meseleye çözüm için yola çıkan kervana partisi katılmazken, temsiliyet almaları, sorumluluk üstlenmeleri gereken yerde, provoke edici takılıyorlar!…
***
Zat-ı na muhterem!.. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna, sözde DEM Partililerce “beklenti ve önerilerini” içeren, kendince bir dizi tezviratları kaleme alarak, liste halinde, paylaşımda bulunuyor…
***
Neymiş!.. Kerameti kendinden menkule göre; DEM’liler “Kürtler’e özerlik istemiştir… Kürtler kendi ordusunu kurmasını istemiştir.. Kürt illerine merkezi hükümet Vali atamasını istemiyor.. Türk milleti yerine, etnik kökenler yer alsın. Kürtçe de resmi dil olsun..
***
Dahası var!.. Doğu ve Güneydoğu’ya Kürdistan diyerek; iç ile dış bakanları bulunsun!.. Gel de; söylenme!.. Akıl melaikeleri yerinde olmayanın bir kuyuya taş atma hikayesi bu olsa gerek.. Kaç gündür taşın peşinde herkes!
***
DEM Parti, Aslan’ın tezvirat içeren beyanına baştan sona, külliyen yalan tabelasını astı!.. Bir yalancının ve provokatörün hezeyanları başlığı altında da, basın açıklamasında bulunularak, süreç sahiplenildi.. Denildi ki;
***
“-Paylaşılan sözde talep listesi tamamen uydurmadır; amacı toplumsal gerilimi tırmandırmak, toplumu birbirine düşürecek ortamı yaratmak ve komisyonun toplumda oluşan meşruiyetini zedelemektir..”
***
-“Gerçek gündemimiz halkların kardeşliği ve kalıcı barıştır. Hiçbir gücün suni polemiklerle, algı operasyonlarıyla bu yolda ilerleyişimizi gölgeleyemeyeceğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Her tür provokasyonu ve nefret dilini kınıyoruz."
DEM Parti’den gelen bu cevabın yanısıra, önceki günkü oturumun girişinde bu mevzuya Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da geniş bir yelpazede değinerek, tepkisini ortaya koydu.. Zevat’ı süreci zehirleyen gruplardan sayarak, komisyonun nam-ı hesabına şu açıklamayı yaptı.. Dedi ki;
***
-“Komisyonda hiçbir şekilde gündeme gelmemiş bazı konuları gizli oturumlarda konuşulmuş gibi ortaya koymak provokatörlüktür.” Hani bir söz vardır insanın hiç mi yüzü kızarmaz bu kadar, yalanlanmaya karşı!?..
***
Kaldı ki, tezviratlarının tümünün düzmece, yalan, palavra, uydurma olduğunu bizatihi kendisi de biliyor!.. Ama gel gör ki, siyasi ihtiras zihni ama edince, ağızdan çıkanı kulak duymaz!!.. Hal böyle olunca, zevattan ar beklenilir mi?..
***
İyi Parti Mardin İl Başkanı Süleyman Akar, 7 İlçe Başkanıyla partisinin sürece dair ortaya koyduğu siyasi tavrı” protesto etmek üzere, önceki gün toplu istifada bulundu.. Partinin Genel merkezini sarsan bir istifa.. İstifaya dair yapılan açıklamadaki şu ifade önem arz edici!..
***
“-Bugün attığımız adım, sadece bir istifa değil, toplumsal barışa ve kardeşliğe bir davet ve çağrıdır. Halk çözümden, diyalogdan, kardeşlikten yanadır. Biz de bu sesi duyduk, sese tercüman olduk görevi bıraktık!-
***
Hakan’ın dediği gibi; bir İsrail ajanı “Türkiye terörden kurtulmasın, terörsüz Türkiye projesi çöksün, halk galeyana gelsin” falan diye Türkiye’de çalışma yapsa!.. Bu milletvekilinin yaptığının aynısını yapardı!..
***
Ne yazık ve hazin ki, hakikat bu!.. Eee boşuna söylenmiş bir söz değildir, Türkiye sulha, barışa, kardeşliğe yelken açarken, öncelikle içindeki İrlanda’lılardan arınması gerekir ki selamete ulaşsın!.. İşte bu da, siyasi ahlak ve de sorumluluğun tesisiyle kamil olabilir!..
***
BİR AVUKATIN ÖLÜMÜ!..
Göksu Çelebi!.. Genç bir avukat.. İstanbul Barosuna kayıtlı.. Ölmüş.. Tabi ölümü, sıradan değil.. Çelebi “uyuşturucu kullanımından” komaya girmiş.. Günler sonrası, kurtarılamayarak, ölmüş!..
***
Peki avukatı ölüme götüren, hadisenin hikayesi nasıl!.. Şöyle özetle aktarayım!.. ICRYPEX’in patronu Gökalp İçer.. Kripto para borsası, patronu!.. Onun masasında, uyuşturucu kullanmış, komaya girmiş, hastanede ölmüş!..
***
Bu ölüm, trajik bir son değil.. Ne yazık ki, Türkiye’de vaki olan siyasetin, para ve uyuşturucunun kendince oluşturduğu derin üçgenin; karanlık yüzünün deşifresidir.. Yasadışı yapıda hızlı yükselişin, pervasız ve arsızca yaşamın, bütünleşmesi!..
***
Nitekim İçer’in hayat hikayesine baktığınızda, iş adamlığı ya da kapital zenginliği, 5-6 yıllık!.. Ama bugün, Türkiye’den Brezilya’ya uzanan, bir imparatorluk deniliyor.. İçer’in faaliyet alanı kripto para trafiği olsada, Türkiye’nin en kritik mihenk taşlarına nüfuz edici!
***
Çünkü, medya alanında, siyaset alanında, hatta devlet-i aliyenin kılcal damarlarına nüfuz edici, bürokraside, sivil yapılarda da söz sahibi.. Yoksa, Türkiye’deki barolar bu kadar ketum ve sessiz kalır mıydı genç avukat Çelebi’nin trajik ölümüne!.. Konuşan var mı; yok!
***
Avukat Çelebi’nin ölümüne derim ki; bir avukatın sosyal yaşamla alakalı bir anlık keyif adına, gelişen bir ölüm değil.. Bu ölümün deşifresi, girişte de aktardım.. Savunma erkinin gelişen düzende, siyasete ve toplumsal ahlaki yöndeki karanlık ilişkilerini, gün ışığına çıkaran bir vakıa!…
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Toplumsal ahlaki işleyişle imtizacı olmayan zihin, sulhu değil, şerri ateşler!..
***
HAYIRLI CUMALAR..