LAĞIM FİKRİYATIN, FETVASI!..
Bir gurup güruh kesim var!.. Bugün değil, asırları aşan bir zaman dilimi içerisinde, peyda oluna gelmektedir.. İşte bu kesim bugünlerde yine, yüksek dozajlı alerjik tutum içerisinde bulundukları çukurdan homurdanıyorlar!... Sesleri bildik.. Hedeflerinde dün olduğu gibi bugün de yine, “İslam ve Hakikatleri..” .
***
Önceki yazımda da değinmiştim, bunların gayesi din değil, inanç değil, Diyanet İşleri Başkanlığı değil, hele ki Başkanı hiç değil.. Hedefleri odaklandıkları nokta tekdir.. O da; İslamın bizatihi kendisi ve hakikatleridir.. Ama bu değerleri kendilerine araç olarak kullanıp bunlar üzerinden, zehir akıtma, ortamı germe gayretinde bulunuyorlar!…
***
Beni en çok rahatsız eden, bu güruh aklın ekseriyetinin cehli mürekkep sahibi olanlardan oluşması!!.. Katmerli, zır cahillere taş çıkartıyorlar.. Ne idüğü belirsiz mezkûrlar.. Ne yazık ki, bir türlü bunlardan ülke ve millet olarak, yakamızı kurtarabilmiş değiliz!.. İlkesiz ve standartsız bir karakterle salya akıtıyorlar!…
***
Doğrusu, Hristiyan diyeceğim, değiller.. Yahudi deseniz hiç değiller.. Ki desek, haksızlık olur.. Onların dinlerine, inançlarına saygıları var.. Budist mi, Brahman mı, o da değil.. Müslüman deseniz, hiç ama hiç değiller.. Öyle ya, Müslüman İslam’ın hükümlerine ve hakikatlerine karşı bu kadar, saldırgan olur mu? Olmaz!.. Olamaz da..
***
Kim olduklarına dair, onlara sorduğunuzda verdikleri yanıta bakarsak!!.. İslam yok.. Derler ki; Biz Kemalistiz, biz solcuyuz(bazıları), biz laikçiyiz, biz seküleriz, biz Batılıyız, Avrupalıyız!.. KDV olarak da çağdaşlığı da eklemeyi unutmazlar… Vay ki vay..,
***
Belki ilk üç sıralamayı kabul ederiz lakin, sonrasında batı ve avrupalı, çağdaşlık deseniz hiç de öyle değil!.. Bu hiçbir şeyi bilmeyen, ama bilmediğini bilmediği gibi, bildiğini iddia eden cehli mürekkep güruh anlayış, leş gibi! İnsafsız, standartsız ve gayriahlaki ikircikli tavırları pes dedirtiyor!…
***
Bakınız, Berrin Sönmez’e ait fikri beyanımı yapmıştım!.. Malum, malum hatun Cuma günü camilerde okunan kılık-kıyafetle ilgili hutbedeki, “İslâm’ın koyduğu tesettür adabına uygunluğa” karşı çıkmış laikliği öne çıkararak!.. Sözde protesto amacıyla başörtüsünü çıkarmıştı..! Hadsiz ve cehalet sahikası bir tutum ortamı zehirleme gayretinde bulundu!
***
Şuur eksikliği mi, fiziksel bir doyumsuzluktan kaynaklı eksiklik mi, bir de hükmü fermanla fetva vermeye çalışıyor olması tam bir fecaat hal.. Terbiye ve ahlak sınırlarını aşarak diyor ki; “Nasıl ya, hutbe diye bunu yapmışlar ya.. İnanılır gibi değil insan utanır bunu hutbe diye okumaktan.? “ Ve beridekilerde, eşcinselliğin lanetlenmiş sapkın bir fiil olduğunu nasıl söylersiniz diye söyleniyor!..
***
Fesuphanallah..! Bu hadsizlik karşısında siz deyin, ne diyeceksiniz? Gel de bu cehli mürekkeplere söylenme! Yahu, Allah billah aşkına bu kaçıncı kez diyorum ki, “Türkiye bir Müslüman Ülke..” Siz ne derseniz deyin, hangi lağımda yüzerseniz yüzün, bilesiniz ki hem ülke insanı hem de yedi düvel Türkiye’yi İslam ülkesi olarak biliyor ve tanıyor!..
***
Bre gaflet ve delalet havuzunda yüzenler!.. Cuma hutbesinde okunacak hutbenin muhtevası elbette ki, “Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerdir, Peygamber Efendimizin hadisleridir.. Ve bunlar ışığında insani, ahlaki ve vicdani değerlendirmelerdir.? Bunlar anlatılır, konuşulur, hutbe edilir!..
***
Kaldı ki camiye giden, cumaya giden sizin gibi aklı lağımda değil, imanında, inancında, dini değerlerindedir ve nereye, niçin gittiğini bilendir. .. Onun farkındadır.. Ayıktır.. Sizin gibi akşamcı ve akşamdan kalan değildir.. Ve yine bilirler ki, Müslüman oldukları için de günahkâr olsalar bile, Allah’ın emir ve yasaklarını duyduklarında boyun eğerler, biat kesilirler!..
***
Ve yine bilirler ki, varsa ve ters düştükleri hususlar kendi yaşam kulvarında icra etmişlerse, onlar için de, Allah’ın evinde, secdede Allah huzurunda, neden bunlar var demez, tövbe ve istiğfar getirir!.. Bir daha bunları yapmak üzere affını ister.. Ve bunu iman şuuruyla yaparlar,? Sizin nam-ı hesabınıza değil.. Anlayın, anlayın, anlayın artık!!
***
Dedik ya, cehli mürekkepler hadi inanmıyorsunuz bari, saygılı olun.. Nasıl ki siz tüm şirretliliğinizle biz özgürüz diyorsanız, bırak Müslüman da müslümanlığını özgürce yaşasın.. Asgari insaniyet ve nezaket sizde yok mu?! Yoksa ki yoktur.. Yoksa, sizi ilgilendirmeyen her konuma ahkam kesme terbiyesizliğini yapmazdınız?.
***
Siz batılı diyorsunuz ki!.. İnanın ki, batılı oryantalistlerin en bilgisizi, en niteliksizi, zır cahilinden en arsız ve ahlaksızı bile, kendi inancı kadar, İslam’ı ve değerlerini bildiği gibi, saygı da duymaktadır.. Haddini aşarak, saldırmadığı gibi, şovenlik de yapmıyor… Ama sizde bunun zerre-i miskali yok!?.
***
Siz diyorsunuz ki, Diyanet İşleri Başkanlığı hutbelerinde, “Tuvalet kâğıdı kullanmak caizdir” şeklinde fetva verilsin, okunsun.. “Sekülerizmi övsün.. Eşcinselliğin lanetlenmiş sapkın bir fiil olduğunu, söylemesin, cinsellik özgürlüğü altında, caizlik desin..”
***
“Kadınların giyiminden, gençlerin erken yaşta evliliğe teşvik edilmesine ve insanların tatiline” yönelik hutbeleri çağdışı göreceksin!.. Diyanetin “toplumu esaret” altına aldığından dem vuracaksın.. Ve diyeceksin ki, “sokakta çıplak gezmek, tatilde içki içmek” bir kültür ve medeniyettir!.. Hadi ordan, sizi lağım düşkünleri!…
***
Gel gelelim “Kul hakkı” başlıklı Diyanet’in son cuma hutbesine.. Bu hutbede başlıkta ifade edildiği gibi “kul hakkı” üzerine, Allah’ın ayeti Kur’an-ı Kerim ne diyor, bu aktarılıyor.. Vay ki vay “kadının hakkı, nasıl olur da erkekte az görülür..” Yahu ya okuduğunuzu anlamakta arızasınız, ya da niyetinizde sıhhat yok!..
Hutbe “kız çocuklarına” yönelik miras noktasındaki “kul hakkını” şöyle aktarıyor; “Karşılıklı rıza olmadan Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek ilahî adalete aykırıdır. Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır. “
***
Dikkat edin, sözün başında ne deniliyor; “karşılıklı rıza olmadan..” Önce, rıza sonra şerh-i hüküm!..” Kaldı ki, dinin emrini ifade ediyor.. Eee Türkiye’deki medeni kanun, şerh-i hükümlere tabi mi, ya da uygulanırlığı vaki mi değil; “Avrupa’dan devşirme!?”.. Nokta ki bi hal-i vaziyet bile kul hakkına giriyor?!
***
TEBRİKLER…
Lağım çukurundaki cehli mürekkeplerin “nevşini” döndüren, Diyanetin “Cuma Hutbelerini” hazırlayan, ilgili ve yetkili ekibe, tebrikler sunuyorum!?. Son dönemlerde kaleme aldıkları hutbelerden öyle inanıyorum ki, toplum kadar kendileri de, büyük bir keyif almaktadırlar!..
***
İkmale getirdikleri her satırda, “cehli mürekkeplerin nevşinlerini döndürüp, deliye döndürecek, cümleyi kurmak iyi olur.. Ya da şuraya, bu kelimeyi yerleştirirsem, alayının gece uykusu kaçar!.. Ve tabi ki, “laiklik ve sekülarizmin” bayrağını dalgalandıran adı “Cumhuriyet” olan cumhursuz mevkuteye manşet olsun!..
***
Bari caminin yolunu bilmeyen, başı secdeye gitmeyen, “cuma hutbesine” vakıf olur, belki imana gelir, tövbe eder.. Yahu benim ne işim var, bu lağımda der, çıkma adına gayret gösterir!.. Tebrikler hutbe kurulu!?. Elinize ve dilinize sağlık, aynen devam!..
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Değerlerinde “ahlaki nizam” olmayanın, vicdanında insani ve imanı şuur kamil olur mu?!..