SUMUD FİLOSU

“ Defalarca doğrulanmış geçerli argüman olarak; sayı arttıkça gücün arttığı ileri sürüldü, diyalektik savın yücelttiği gibi genelde birbirleriyle bir araya gelemeyen iradelerin belirli koşullarda bir araya gelebileceği hatta bu sayının sonsuza kadar çoğalabileceği ileri sürüldü.”

Diye yazmıştı Jose Saramago. Kötülük için bir araya gelmişlerin heba ettiği insan topluluklarına bir damla su bir damla nefes için, iyilik adına organize olup yola koyulmuştu Sumud filosu.

Muvaffak olamayacaklarını içten içe biliyorduk ya karınca hikayesi gibi hiç değilse tarafımız belli olsun diye onlar yola çıktı bizde artlarından umut ettik.

İdrak etmekte zorlanıyor beşer olan insan, neden kötülük için organize olanlar amaçlarına ulaşıyor da iyilik adına organize olanlar hep yolda kalıyor.

Sumud’un Türkçe kelime anlamı “kararlılık-dayanıklılık”. 46 ülkeden katılımcı var hatta filoya katılmak için yaklaşık 15.000 kişi başvurmuştu. 50’den fazla gemi yolculuğa çıktı, tarihteki en büyük sivil konvoy.

Mısır hükümeti, konvoya katılmak isteyen mısırlı aktivistlere hükümet izin belgesi vermediği gibi aktivistlerden birkaçını da gözaltına aldı.

İspanya, İtalya, Yunanistan, Birleşik Krallık, Hollanda, Meksika Gazze’ye yardım malzemesi taşıyor, Müslüman Mısır kendi aktivistlerini engelliyor. Bazılarının dini değil de huyu kafir.

Gemilerin bazıları yolcu, bazıları ise gıda, ilaç, su arıtma cihazı, tıbbi malzeme gibi yükleri taşıyor.

Kesin sayı dönemsel olarak değişiyor, çünkü liman çıkışları, teknik engellemeler ve güvenlik sebepleri gemilerin ayrılamamasına da neden olabiliyor.

Bu insanlar aktivist ve İsrail’e saldırmaya gitmiyorlar, bir parça da olsa ablukayı kırmak ve aç insanlara yardım malzemesi taşımaktı amaçları.

 Uluslararası sular da olmasına rağmen bir devlet değil terör örgütü olduğunu ileri sürdüğümüz İsrail, un, şeker, buğday, yağ, ilaç taşıyanları kendilerine tehdit görüp kendi güvenliklerini sağlamak için filolara müdahale etti ve yolcuları önce İsrail de gözaltına aldı ardından ülkelerine gerisin geri gönderdi.

Şaka değil, film sahnesi değil, bir romanın yapraklarındaki kurgu da değil.

Mavi Marmara gibi de olabilirdi sonları fakat birden fazla Avrupa ülkesini karşılarına almak istemediklerinden olsa gerek kurşun atmadılar.

Bizimkiler uçaktan indiklerinde gülüyorlardı, ateşkes falan da sağlanmadı, o malzemelerin ulaşıp ulaşmadığı da meçhul, filolar Gazze’ye de giremedi. Ne zafer elde ettiler de mutluluk pozuyla uçaktan indiler bir anlam veremedim.

Son on günde Google en çok ne sorulmuş biliyor musunuz? BM (birleşmiş milletler) ne işe yarar?

İnsanlık hâlâ ayık. İnsanlar uyumuyor. Bu da bu kara tablonun içinde açan güneş gibi.

Filo da ki farklı uyruklu insanları görünce duygulanmamak mümkün değil.

Ve günlerdir filoya destek için yürüyüşte olan dünya ülkeleri hemen hemen hepsi…

Suudi Arabistan yetkilileri hariç, onlar yürüyemedi dizleri ağrıyormuş.

İntikam, diğer tabiriyle göze göz dişe diş ilkel bir duygu olabilir. Lakin on yıllardır süren bu zulmün ilahi yaptırımını görememek inancımı kırbaçlıyor her seferinde.