SİYASETİN ZEHİR AKITAN DİLİ?..
Özgür Özel’e atılan yumruk, alçaklıktır..! Dün de ifade ettim olay tamamen, şerefsizce, kalleşçe, alçakça yapılmıştır!.. Ve bu saldırı, toplumsal barışa, Türkiye siyasetine, huzuruna, güvenine, istikrarına ve tabi ki demokrasisine yöneliktir!!… Telin ediyorum, kınıyorum!..
***
Saldırıya dair ortaya konulan ortak tavır, ortak duygu, ortak tepki önemli!.. Böylesi bir duruş, alçakların, şerefsizlerin, kriminal yapıların ortam bulmasına imkan tanımaz! Varlık gösteremezler!.. Tükenirler.. Ama, dağınık ve siyasi gerilim, tansiyon, kavga hakim olunca böyleleri cirit atar!
***
Halk deyimiyle, şerefsiz kriminal canilere gün doğar!.. Özel’e saldıran, suç makinası, kriminal alçak ülkedeki siyasi gerilimin bir fırsat kollamanın, bir kerameti kendinden menkulun, icraatıdır.. Ne ekersen onu biçersin kabilinde.. Kaldı ki böylesi kişilerin siyasi anlayışları, savunuculuğu ve ideolojisi de olmaz!.. Böyleleri, maşadırlar!.. Nitekim yaşandı..
***
KORUMA ZAFİYETİ…
Gelelim o koruma ordusunun zafiyetine!.. Görüntüleri izledik.. Onca koruma, onca önlem, onca siyah gözlüklü, takım elbiseli, cüsseli adam içerisinde hadise yaşanıyor! Ülkenin ana muhalefet partisinin liderinin yanına kriminal biri ulaşabiliyor, yumruk atabiliyor..
***
Ya bu alçağın elinde öldürücü bir alet, silah olmuş olsaydı!.. Net bir şekilde ifade edebilirim ki çok büyük bir güvenlik, koruma zafiyeti var.. Ve bu zafiyet, Türkiye’nin istikrarını tehlikeye sokandır.. Velhasıl, büyük bir belayı atlatmış bulunuyoruz.. Ama ders-i ibretler hanesinde oturup konuşmalıyız?!..
***
SİYASİ SALDIRILAR!…
Özel’e yönelik bu menfur yumruklu saldırı ilk değil.. Siyasetin çatallaşan dilinin egemenlik kazandığı şu 15 yıllık zaman dilimine bakalım, nasıl bir tablo karşımıza çıkıyor?.. Hangi siyasiler, ne tür şekilde fiziki saldırıları maruz kaldı.. Ya da bırakıldı!.. Hem de koruma orduları içerisinde!…
***
Kürt siyasetçi Ahmet Türk.. O dönemde, DTP’nin Eşbaşkanı idi.. Tarih, 12 Nisan 2010.. Samsun’da bulunuyordu.. Adliye önünde yumruklu saldırıya uğradı.. Atılan yumrukla, burnu kırıldı.. O günkü siyasi anlayış ortak bir duruş sergilemedi.. Hatta oh çekenler oldu!..
***
Bu saldırıdan bir hafta sonra bu kez dönemin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız saldırıya uğradı. Tarih 19 Nisan 2010.. Yer Kayseri.. Bulunduğu ortam, şehit edilen Beden Eğitimi Öğretmeninin cenaze töreni.. Yumruklu saldırıda Yıldız’ın burnu kırıldı!..
***
O gün nasıl kı Türk’e yapılan saldırıda oh çekenler olduğu gibi burda da terapi diyenler oldu.. Niye ortak bir duruş, aklı selim bir siyaset icra edilmedi.. Ve bu fiziki saldırılar, devam ede geldi..
***
Diğer bir saldırı!.. Takvim yaprağı 16 Ağustos 2013’ü gösteriyor.. Çözüm süreci evresinde. O dönemde Başbakan Yardımcısı olan Bekir Bozdağ fiziki saldırıya uğradı.. Yer Nevşehir.. Mekan Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma etkinlikleri.. Bozdağ yüzüne aldığı darbeyle yaralandı!..
***
Ne hazindir ki, siyasetin o zehirli çatallı dili burda da kendinden söz etti.. Öyle ki, saldırı ana muhalafet partisi tarafından bırakın kınanması, telin edilmesi, tepki gösterilmesi.. Bilakis aferin çekilerek, saldırganın alnından öpüldü…
***
Ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu!.. Tarih 8 Mart 2014.. Mekan Türkiye Büyük Millet Meclisi.. Koruma ordusu içerisinde yumruklandı.. Saldırgan polis kayıtlarında suç makinası.. Tıpkı Özel’e saldıran evlat katili, tacizci, uyuşturucu, hırsız sabıkalı şerefsiz gibi!..
***
O gün de aynı siyasi tavır hakimdi.. Ki ikinci bir saldırı daha yaşandı.. 5 yıl sonra.. Tarih 21 Nisan 2019.. Yer Ankara’nın Çubuk ilçesi.. Bir şehit askerin cenaze töreni.. Yumruklu saldırıya uğradı, Kemal Kılıçdaroğlu..
***
Ne yazık ki, diğer saldırılar gibi bu saldırı da, dört başı mahmur bir siyasi duruşla karşılandı!.. Özel’e yönelik menfur saldırıya baktığımızda, aklı selim bir siyasi duruşun olduğunu ifade etmek isterim.. Her ne kadar çatlak sesler vaki olsa da!…
***
İşte, bu ortak aklın, ortak tavrın bir sonuç getirmesi, siyasi kutuplaşma ve hizipleşmeyi bertaraf etmesi gerekir.. Çünkü yarına dair umutlar yeşermesi için elzemdir.. Ama aksi seyirde ısrarcı kalınması halinde, siyasi yaşam her alanda telef edici girdaptan kendini kurtaramaz!… Bugün bana yarın sana!..
***
OSMANLI MI, ATATÜRK ÇOCUĞU MU?..
Mevzuyu kim dilendirdi.. Nasıl söylendi.. Gaye, amaç hedef nedir bilmem.. Ki, çok da önemli değil.. İki kızını katleden, tacizden, hırsızlıktan, uyuşturucudan, cezaevine girip çıkan biri!? Ve böylesi aşağılık saldırıya imza atmış, insan müsvettesi!..
***
Hiçbir şekilde, ne Osmanlı çocuğu olabilir, ne de Atatürk çocuğu.. Bu adam olsa olsa, alçaktır, şeref yoksunudur, evlat katilidir.. Ruhunda enva-i kahpelik vardır.. Nokta..
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Ağzından çıkan söz zehir akıtıcıysa bil ki bumerang gibi sana döner!…