Yolun Sonu görünüyor!
Geçen 21 ayda taş olsa erir, kum olsa dağılır, deniz olsa buharlaşırdı. 54 bin şehid ve enkaza dönmüş bir şehir. 21. Yüzyılın ilk çeyreği biterken Gazzede çocuklar bombalardan sonra bir de açlık sebebiyle ölüyor artık! Neredeyse bütün imkânlarını tüketen Gazze, buna rağmen, uğradığı her türlü insanlık dışı muameleye göğüs gerip dimdik ayakta kalmayı başardı. Sadece ayakta kalmayı basarmadı, çok daha büyük bir şey oldu; kendisi yanarken, insanlık vicdanını uyandırmayı ve 80 yıllık yalanı -sahte Yahudi magduriyeti efsanesini- ifşa etmeyi de başardı! Şükür ki, Batının hakkaniyetli, vicdanlı ve merhametli insan toplulukları, Gazzeye reva görülen bu muameleye karşı susmadı ve kendi devletlerini karşılarına alma pahasına meydanları hiç boş bırakmadı. Sadece sokağa çıkarak değil, Avrupanın her ülkesinde İsrail mallarını boykot ederek yahudiye en hassas yerinden en ağır darbeleri vurdular! Siyonist Yahudinin simge markaları Sturbuck ve Mcdonalds -bizdekinin aksine!- yediği boykot sebebiyle bir çok ülkede kepenk indirmek zorunda kaldı. Ortadoğu coğrafyasında ölen şey, Batı'da adeta yeniden dirildi sanki!
Aylardır özellikle Batılı ülkelerde milyonlarca insanın neredeyse her gün yaptığı protestoların etkisiyle daha düne kadar varlığını İsrailin hedeflerine adamış devletler, yavaş yavaş İsrailden el çekmeye başladı. Kurulduğundan beri özellikle dış siyasette siyonist politikalar uygulayan ve İsrailin menfaatlerini önceleyen Amerika, Trumpla birlikte bu politikalardan sıyrılıp, Amerikan halkının menfaatlerine uygun yeni politikalar belirliyor. Daha önce de değindiğimiz gibi, Ortadoğu ülkeleriyle yaptığı ticari anlaşmalarda İsraille normalleşme şartını öne sürmüyor artık. Trump, İsrail hiç istemediği halde, Suriye Devlet başkanı ile görüşüyor, Suriye üzerindeki yaptırımları kaldırıyor ve ilişkilerde normalleşmeye gidiyor. Yakın zamanda ise Suriye ve Irak'taki askerlerini çekeceğinin kuvvetli işaretlerini veriyor. Küçük ama yüreği kocaman insanların ülkesi olan Yemen'deki Husilerle -yediği dayağın da etkisiyle!- oturup anlaşıyor ve siz bizim gemilere saldırmayın da İsraile ne yaparsanız yapın diyor! Ayrıca, İsrail çok istediği halde İran'a saldırmayıp İran'ın nükleer enerji tesisleri için ısrarla anlaşma yollarını arıyor.
Öte yandan Avrupa ülkeleri, giderek Israile verdikleri desteği çekiyor, söylemlerini sertleştiriyor ve İsrailin artık durmasını istiyor. 1945'ten beri İsrailin Avrupa'daki uydusu olan Almanya hariç, Avrupa devletleri top yekûn bu canavara artık dur demek zorunda kalıyor! Almanya da yakın zamanda -çaresiz- yelkenleri suya indirmek zorunda kalacak. 1948'de Filistin topraklarında İsrail devletini organize eden İngiltere, İsraile karşı sert açıklamalar yapıyor ve Israilin yalnızlığını derinleştiriyor. Yeni Papa, artık bu rezilliğe bir son verilmesi gerektiğini söylüyor. Avrupa devletleri bağımsız bir Filistini tanımaya hazırlanıyor.
Bütün bu gelişmeler karşısında ise, Soykırımcı Netenyahu, kimse bize emir dikte edemez deyip kuyruğu dik tutmaya çalışsa da, İsrail ve kendisi için yaklaşan sonun gayet farkında. Lübnan'da işgal ettiği topraklardan sessiz sedasız çekildi. Suriye'de Golan tepeleri hariç, son aylarda girdiği bütün yerleri boşalttı. İsraile karşı gittikçe azalan destek nedeniyle eldekini koruma telaşına kapılıp kendi içine çekilmeye başladı. ((Baksanıza, Amerikada öldürülen 2 İsrailli diplomat için kimselerden büyük bir tepki bile gelmedi. Eskiden olsa, dünya ayağa kalkar, yahudilere selam durulur, bağlılıklar tazelenir ve bu katliam(!) şiddetle lanetlenirdi! Elias Rodriguez isimli bir kişi, İsrailin yaptığı katliama kişisel bir tepki vermiş ve elimden gelen budur diyerek bu infazı gerçekleştirmiş. Bu infazın altında başka sebep aramayın bence, bulamazsınız.))
Ne zamandır iddia ettiğimiz gibi İsrail bir yokoluşun başlangıcını yaşıyor ve kaçtığını sandığı şeye doğru koşuyor! İsrail kendi sınırlarına çekilecek ve Kudüs'ü de kaybedecek. İsrailin durması ve içine kapanmasının yok olmakla eş anlamlı olduğunu söylemeye gerek var mı?!
Dikkat ederseniz, yazımızın ana konusu Gazze ve İsrail ama içinde İslam ülkelerinden bahis yok! 20. Yüzyılda figüranlığa razı olanlar, 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde figüranlığın yanına marabalığı da eklediler maalesef! İsrailin etkin olmadığı yeni bir dünya kuruluyor ve o dünyada kuvvetli bir şekilde yer alıp o dünyaya yön verme fırsatı korkak, işbirlikçi ve basiretsiz liderlerin eliyle tepiliyor! Mesela, 21 aydır süren katliamlara tepki vermeyen Bae, 2 Israilli diplomatın öldürülmesini şiddetle kınıyor; gardaşımız(!) Azaybaycan Eurovizyonda İsrailli türkücüye nah point vereceğine 12 tam point veriyor! Mahmud Abbas Hamas'a seslenerek, derhal İsrailli esirleri şartsız olarak serbest bırakmasını emrediyor(!) Yağcılığın rezilliğin ve zelilliğin resmine bakar mısınız?! Evet, yeni bir dünya kuruluyor ve korkarım ki bu kafayla kurulacak yeni düzenin kullanışlı aparatları olmaya devam edeceğiz. Umarım korktuğumuz başımıza gelmez.