RUBE RU.. YÜZ YÜZE KONUŞACAĞIZ!…

Terörsüz Türkiye rotasındaki aşılan eşikleri bir iki köşe yazısıyla, anlatmak, ifade etmek, mümkün değil.. Hele ki; ağır bedellerin ödendiği, gerçeği herkes için vaki iken!?.  Mevcut aşama, yeni bir sayfa, yeni bir kapı aralamadır!?.  Önem arz edici olan da; hür, bağımsız, eşit, özgürce, adaletli bir barışın tesisiyle çıkılan yolu nihayete erdirmektir!..

 ***

Kıymetli ve hassasiyeti yüksek bir yol!.. Erdoğan’ın Kızılcahamam’daki ilk günkü konuşmasına gelirsek!. İzleyeniniz olmuştur… İlk sözü neydi? “Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, çatısıdır. 86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz…” Ve eklemesi oldu?… "Bugün bu kirli oyunu, bu kirli tezgahı, bu nifak hareketini bozuyor, alt üst ediyoruz. Tarih tekerrür ediyor.”

***

Hiç kuşkusuz ki, terörün, şiddetin, hizipleşmenin, ötekileştirmenin, etnik kimlik çatışmalarının duvarları yıkıldığı an itibariyle biliyoruz ki, yerine kardeşlik filizlenir?.. Birlik hayat bulur.. İşte bu noktadan hareketle Türkiye’nin yarınları adına Erdoğan şöyle dedi; “Oturup konuşacağız. Rube ru. Yüz yüze. Gönül gönüle. Meselemiz neyse konuşacağız, çözeceğiz!”

***

Gelelim, Terörsüz Türkiye sürecini, akamete uğratmak, fitne-fesat üretici şekilde, sabote etmek!.. Kanın, gözyaşının, şiddetin, terörün, kaos üretici hadiselerin devamına gayretkeş kesilen, fücur ve tıynetsizlerin, devşirici pusuya yatışcılara!!.. Hep derim, bunlar ne yerlidir, ne millidir, ne de Kürt, Türk ve Araptır..

***

Bunların alayı!.. Hangi kulvarda olursa olsun, ruhları tüm fiziki yapılarıyla birlikte, terör baronlarına, emperyalistlere, kandan beslenen şer yapıların, kapı kullarıdırlar.. Rant devşirenlerdir.. Ne hazin ve yazıktır ki, en çok varlık gösterdikleri alan da siyaset arenasıdır?!… Hal-i hazırda yükselen ses oradan!

***

Bu bağlamda bakın Erdoğan bu tiynetsiz siyasilere, nasıl da sesleniyor?!.. “Türkiye'nin kendi meselelerini kendisinin çözmesi, sorunlarına yerli milli çözümler üretmesi engellenmeye çalışılıyor. Artan toplumsal tepkiye rağmen sokak çağrıları üzerinden körüklenen gerilimin temel gayesi işte budur.”

***

Erdoğan, meramı detaylandırarak, devam ediyor.. “CHP'nin ve başındaki karikatür tipin tüm çırpınışlarına rağmen kendilerini ciddiye almayışımızın sebebi de yine budur. Biz kiminle, hangi güç odaklarıyla mücadele ettiğimizin gayet farkındayız. Bizim muhatabımız kuklalar değil, onları istedikleri gibi parmaklarında oynatan kuklacılardır..”

***

Hasılı!.. Görünen o ki, gerçek, aralanan kapıdan rahatsız, mutsuz olan bir muhalefet var.. Ve bu muhalefet ne hazindir ki, ana muhalefet.. Sözde, Türkiye Cumhuriyetinin Kurucu partisi!.. Yazık.. Yine ve yeniden kaybetmişliğin sendromuna duçar kesilmiş, şekilde futursuzca saldırı moduna geçmiş.. Ülkenin ve milletin bekasına sırt çevirmiş!.. Karalar bağlamışlardır, alayı terör sevicidir!…

***

ÜMMETÇİLİK!…

Ne diyor Özgür Özel!.. “Ümmetçilik, mezhepçilik, din siyaseti üzerinden bu coğrafyada sana hesap yaptırmayız..”  Kime diyor, kimi tehdit ediyor.. Elbette ki, Erdoğan’ı!.. Ve tabi ki, Terörsüz Türkiye hedefinde, yol yürüyenleri!…

***

Eee.. İmanında Kur’an olmayanın.. İmanın’da Peygamber bulunmayanın.. Müslüman kimliğinde, mümin, müminin kardeşidir barındırmayanın!?. Elbette ki, İslam kardeşliğinin tesis edilmesini istemez!..

***

Çünkü bilir ki!. Irklar, renkler, diller farklı olsa da.. İman meşalesinde, İslam ruhu vaki ise.. O meşale ümmeti şiar ederek, kardeşliği tesis edici olur.. İşte o zaman da, tüm sorunlar çözülür, seküler azınlıklar, küresel emperyalistler asla egemen olamaz!.. Ödleri, bundandır kopuyor!?.

***

TÜRK, KÜRT, ARAP!..

Deyin hele, Erdoğan’ın Türk, Kürt, Arap vurgusu niye sizi rahatsız etti?.. Neden bu kadim toprakların bu üç asli unsurunun; ittifak içerisinde, olmaları, diri ve iri bulunmalarına yönelik, söylem ve eyleme karşısınız!..  Yoksa hala mı, siyonistlerin ve emperyalistlerin nam-ı hesabına bu topraklarda ırkçılığı körükleme görevini yürütüyorsunuz!..

***

Öyle ya!.. Koca bir Osmanlı İmparatorluğu, ırkçılık üzerine inşa edilen planlarla, dağıtılmadı mı?.. Türk’ü Kürt’e, Arap’ı Kürt’e.. Öyle ki, Kürt’ü hem Arap’a hem de Türk’e, zıtlar hanesinde buluşturup, düşman ettiler.. Çatıştırdılar, kırdırdılar, kan ve gözyaşı egemenliğiyle, bu topraklar üzerinde kirli ve karanlık emellere biat ettirdiler!

***

Kimi onları kurtarıcı, kimi onları müttefik, kimi onları dost sandı!.. Ama tarih şahit ki, zerre-i miskal salih olmadıkları gibi sürekli şerrin ateşini körüklediler!.. Böl, parçala ve yut!.. Bugün Ortadoğu’nun ateş çemberi içerisinde olmasının da temel nedeni, bu zafiyet ve devşirmelik değil mi?!..

***

İşte bu hakikati Erdoğan gördüğü için, yalan söylemeyen tarihi okuduğu için, ecdadın bıraktığı mirası, miras yiyici değil, yükseltici güçlendiren olduğu için, dikkati ümmet şiarıyla, Türk, Kürt ve Arap birlikteliğine getirdi… Ve bu mesaj salt, Türkiye için değildir..

***

Erdoğan bunu haykırırken, Ortadoğu’daki tüm ülkelere!.. Ne dedi; Şam’da, Erbil’de, Musul’da, Diyarbakır’da, Ankara ve Edirne de, Hatay da, bizim ortak şehrimizdir!.. Bu mesajın özünde; bir asırlık emperyalist oyunlarını boşa çıkaralım arzusunun kamildir?!..

***

HADİ ORDAN!..

Mesleki noktada, herkesle her şeyi tartışabilirim!.. Ama ilkesel bakımdan!.. Ancak, ülkesine, devletine, milletine ve tabi ki milli iradeyi temsil eden, iktidarına güven duyuyorsa, konuşurum!!..

***

Yoksa!.. 47 yıllık bir örgüte, silahlı terör ve şiddet’e, atılan prangayla getirilen, çözüme, ekşime yapanla değil!.. Yok bu akıl, ne Türk’ün, ne de Kürdün aklıdır?.. Bu akıl, İngilizlerin.. Bu akıl, ABD’nin, Trump’ın.. Onlar, istediği için oldu!

***

Bir de, Türk, Kürt ve Arap vurgusuyla, Erdoğan ne yapmak istiyor sorgusuna girenler!.. Bu gidişle Türkiye Lübnanlaşacak diyen akıl yoksunları.. Gel de, bunlarla tartış, gel de bunlarla, mevzuya müdahilliğe giriş!..

***

Ayıptır diyeceğim!.. Lakin bunlarda ar damarı yok ki, ayıbın ne olduğunu bilebilsinler..  Bunların bir teki dahi, İngilizlerden, ABD’den, Trump’tan, hatta Lübnan’dan, haberdar değiller.. Ezber bir kültürün koşucuları!..

***

Oysa ki, bir kez olsun, hakikate gözlerini açsalar!.. Kendilerinde öz güven tesis etseler.. Soluk aldıkları coğrafyaya sahip çıksalar, kendi devletlerine, kendi hükümetlerine, kurumlarına, güvenseler!..

***

Askerine, polisine, istihbaratına!.. Görünen ya da görünmeyen devleti aliye mekanizmasını döndüren güce itibar ve güven duysalar!?. Öyle inanıyorum ki, ezikler mahallesinde değil, güçlüler arenasında olurlardı!… Ama yok!!!..

***

BÖLGENİN KAYGISI!…

İktidar muhalifi medyaya bakıyorum!.. Atılan başlıklar, yapılan yorumlar.. Vahim de, vahim!.. Neymiş; PKK’nın kendini feshetmesi, silahlarını ateşe vermesi bölge halkında; kaygıyla, korkuyla, endişeyle karşılanmış!.. Yok daha neler?!..

***

Nasıl bir ruh ve psikolojik bir garbet ki, anlamak zor!.. İbret-i alemlik.. Neyse cevap bölge halkından!… Edi bese, yeter artık.. Kan akmasın, insanlar ölmesin.. Tesis edilen bu barış, ebedi olsun.. Bayramı yaşıyoruz. Kimse huzur bozmasın!

***

Ülkemizin de, devletimizin de istediğimiz tek şey; barıştır, özgürlüktür, eşitliktir ve de adaletin tesis edilmesidir.!.. En önemlisi de, ülkenin ve milletin, dirliği, birliği ve bin yıllık kardeşlik meşalesinin, sönmemesidir!..

***

15 TEMMUZ!..

9. sene-i devriyesine girdi. O günden bugüne, ne değişti sorusu yerine, gelinen nokta nedir?! Hüzün ve gurur var!.. Bir hain darbe girişimi, ona karşı demokrasi ihtilali!.. Milli iradenin, tecellisi!.. Kaybeden şer kazanan, Millet!..

***

Ama şu var!.. Artık din kisvesi altında, ihanet erbabları peyda olamıyor… Meyil eden, kimse de yok!.. Prim de verilmiyor!.. Özetle, inanç ve etnik noktasında, artık kimse için libas ve kurtacısı bir kimlik ile patent, çatı olmuyor, olamıyor!.. Vaki olan; şeffaf ve ahlaki duruştur!

***

O gece, bu millet, bu devlet ve bu topraklar için, şehadet şerbetini içen tüm şehitlere Allah’tan rahmet, gazilerimize de şifalar, ülkemize ve milletimize de başsağlığı diliyorum!.. Unutmayız ne Halisleri ne de Ömerleri!..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Barışın ruhundaki incelik, nakış gibi hassasiyetin kamil olmasıdır!..