NERDE VİCDAN, NERDE SİSTEMİN RAHMANİLİĞİ?..
Yok arkadaş, yok!.. Ne TÜİK’in aylık raporlarına.. Ne de ekonomik kurmayların beyanlarına!.. Ve ne de Mehmet Şimşek’in, söylemlerine!.. Çarşıda, pazarda, evde, işte!..Kimse, zerre-i miskal inanmıyor, güvenmiyor!.. Sabır taşı olarak, çatladık diyor.. Ve yetti artık, çığlığını atıyor..
***
CHP’deki hırsızlığa, rüşvete, yolsuzluğa, arsızlığa, eyvallah!.. Devlet-i aliye böylelerinin üzerine gitsin, hesap sorsun.. Ama beri yanda, geçim zorluğuyla isyan bayrağını çekecek hale gelen, işçinin, memurun, emeklinin, esnafın, bir de sesine ve çaresizliğine derman arasın!?. İşte burada arıza-i durum vaki!..
***
Haziran’da açıklanan enflasyon rakamı hepimizin malumu.. 1.37.. Yıllığa tekabülü yüzde 35.05.. Peki, Memura, işçiye, emekliye verilen zam, yüzdeliğine bakın!.. Enflasyonun yarısı bile değil.. Kepçeyle alıyor, çay kaşığıyla dağıtıyor misali. Piyasadaki yansıma fecaat!..
***
Çünkü, toplumsal barışı zedeleyen, duygu, düşünce ve vicdani noktada da, nereye kadar bu per-ü perişanlık veryansın türküsü yakılıyor.. Güzel günlere doğru ilerliyoruz.. Geliyor.. Artık hayat pahalılığı bitecek.. Marketlerdeki etiket terörü yaşanmayacak.. Ev kiraları, aidatlar bel büktürmeyecek, deniliyordu..
***
Ki hala da deniliyor.. Gel gör ki söylenenle, uygulanan, sahada yaşanan hiç de aynı değil.. Bir arpa boyu kadar alınan bir mesafe yok, soruna sıhhatli çözüm adına!.. Mevcut yaşananlar pestil gibi eziyor..! TÜİK enflasyona yüzde 35 diyor, ENGAG yüzde 68 diyor.. İki katı; kim yalancı.? Sokak birincisini işaret ediyor..
***
Hafta sonu, şöyle bir gezinti yaptım.. Pazara gittim.. Market gezdim.. Malum, Yaz ortasındayız.. Temmuz’un ilk haftası.. Bu mevsimde hiç kuşkusuz ki, meyve ve sebze fiyatlarının, azıcık düşmesi gerekir, ya da böyle bir beklenti söz konusu.. Ki geçmişte böyle olmuştur; “bolluk, bereket ve ucuzluk..”
***
Biliyorum.. ! Ağzınızdan çıkan sözcüğün ne olduğunu.. “Nerdeee?.. Kim diyor ucuzluk var..” Fiyatlarda düşüş var.. Ama tarlada var?.. Manavda, markette, halk pazarında yok!.. Bugün bile, karpuzun kilosu 15-20, kavun, daha bir fazla.. Ama tarlada sorsanız; 1-2 lira!.. Nitekim Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde çiftçi karpuz tarlasını terk etti.. Toplama ücreti ile satış fiyatı birbirini karşılamıyor.. Aradaki fark, neyin hesabı?! Enflasyon değil de ne?.. Ya da kim kimi kazıklıyor?
***
Sebze, meyve dışında, bilimum gıda ürünlerinde de, durum değişmiyor.. At başı, birbirleriyle yarışıyorlar.. Limonun kilosu.. Ya da Domates, Patlıcan!.. Ki Diyarbakır’ın yerli ürünlerine rağmen, “sera fiyatı” gibi el ve cep yakıyor.. Emekli İhsan Çetin’in ifade ettiği gibi. Ki ben de bir emekli olarak aynı şeyi isyanla ifade ediyoruz; “yetti arkadaş, yetti, nerde ucuzluk?”..
***
TÜİK’e soruluyor!.. Yanıt, “hayat pahalılığı geriledi.” İyi de, çarşı-pazar, öyle demiyor.. Ki hayatın bizatihi kendisi de!.. Altı aylık enflasyon oranı!.. Ben dahil.. Emekli de, işçi de, memur da.. Sabit gelirli tüm çalışanlar bugün TÜİK’e beddua ediyor.. Açıkladığın enflasyon rakamıyla, ekmeğimizle oynuyorsun, göz koydun, düşürdün!.. Be, vicdansız!
***
Daha önce de buradan aktarmıştım!.. TÜİK’in tepesi de, ortası da, alt kademesi de.. Sahadan aldıkları verilerle ikmale getirdikleri analizlerde, hiç ama hiç “vicdani” bir muhasebe içerisinde olduklarını düşünmüyorum.. Olmuşlar da değil.. . Geçen gün birebir sordum!.. Gelen cevap, 40 takla misali!.. TÜİK ve tepe yönetimi vicdan notasında düşünmeleri gereken mahkeme-i kübradaki sorgu olacak!..
***
Çünkü!.. Ömrünün en dinamik döneminde bu devlete ve millete hizmetle geçirenin, kabrine yaklaştığı evrede, “vefasızlık” gösterilerek!.. Onu hayatın acımasızlığına, açlığına, sefaletine mahkum bıraktırmak!.. Ele, güne, sokağa, şuna, buna muhtaç halde bırakmak; “ne insani, ne vicdani, ne de rahmanidir? Ne diyor, aile desteği olmazsa, açlıktan ölürüz?.. Nokta sözümüz, nerde vicdan ve nerde sistemin rahmani sorumluluğu?!..
***
MUTLU MUYUZ?..
Sorulacak soru mu bu şimdi?.. Sosyo-ekenomik dağınık, bel büken hayat pahalılığının egemenliği altında insanoğlu, “mutlu olabilir mi?”.. Ne mümkün?.. Neyse ben de, iş olsun diye sordum, “Mutlu muyuz” elbette ki, değil.. Ama mutlu olmamız gerekmez mi?!..
***
Hadi, maddi yıkımları, sorunları bir kenara bırakalım!.. Bari manevi yönde mutlu olalım!.. Dostluk sevgi, kardeşlik, birlik, dirlik, Ahlaklı olmak.. Ama o da yok!?. Çünkü birey olmak üzere toplum olarak, maddi yıkımdan daha çok, manevi bir terörizmin cenderesinde, insanlık denilen ulvi değeri kaybettik!?..
***
Ne var!?.. Toplum entrikalı hadiselerle, cebelleşiyor Ahlaki çürüme.. Riyakarlık.. Zihinler her yönüyle bulanık.. Umutlar, hayattan beklentiler, “azap ve ıstırap” hanesi içerisinde, paramparça!.. Kronik bir travma!?. Siyasi ve ideolojik kutuplaşmanın yarattığı, “benlik” tahakkümü!.. Son bir kaç yılın verilerine baktığımızda, “sinir ilacı tüketimi” arttı. Velhasıl, sosyal ve da ekonomik yönde hayli mutlu değiliz?!
***
ŞU ZEHİRLİ ÜRÜNLER!…
Şu kanserojen madde ihtiva ettiği için ülkeye iade edilen ürünler!.. Kaç gündür, sorguluyorum zihnimde!.. Özellikle, Avrupa ülkelerine, bizden ihraç edilen ürünler var ya!.. Gıda ürünleri.. “Sağlık açısından riskli, tehlikeli, zehirli kanserojen kalıntı” bulunduğu iddiasıyla, geri çevriliyor.. Resmi verilere göre, son bir ayda bu minvalde, 60 civarında, ürün geri çevrildi.. Yüzlerce ton!!!
***
Bakanlığa göre, “öyle kast edilen, yüksek dozajda risk yokmuş.?” Zararlı kalıntılar tespit edilmiş.. O da, bilinçsiz ilaçlara ve denetim yetersizliğinden kaynaklı imiş?!.. Tokat misali geri çevrilen ürünler neler!.. Dikkat edin; Fındık, fıstık, kuru incir, üzüm yaprağı!.. Ha bir de ayçiçeği.. Helva, susam,!.. Bir de şu meşhur Dubai çikolatası!..
***
İhraç edilen ürünleri kapıdan geri çeviren Avrupa ülkelerinin başını, Almanya, Belçika ve Hollanda çekiyor.. Zararlı madde; pestisit.. İddia o ki, AB standartlarının çok çok üstünde.. Yüzde elliyi bile aşıyor.. Neyse!.. Benim merak ettiğim, sorguladığım bu iade edilen ürünlerin akıbeti..
***
Kayıt altı şekilde, imha mı ediliyor?.. Yoksa, denetim yetersizliği zafiyetiyle piyasaya mı kakalanıyor!.. Doğrusu ivedi bir izahat gerekli.. Hele ki, iade ürünler yaz döneminde, sıkça tüketilir olanlar ise!.. İlginç bir durum da, kuru yemişçilerde bu ürünlerin ciddi bir etiket fahişliği de söz konusu.. Sürekli artan bir fiyat var!?.
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Büyüğünü ele güne avuç açtıran, bilsin ki gelecekteki akıbetini inşa ediyor..