“NASIL ULAN NASIL?!..”
Neyi nasıl ya, ulan?!. Bunca, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet var iken.. İtiraflar, ifadeler, soruşturmalar, tahkikatlar, gözaltılar yaşanırken!?.. Ve peş peşe, ortaya çıkan görüntüler ifşa olurken.. Ki baklava kutusundaki o eurolar yüzünüze tokat gibi inerken!.. Kaldı ki, viskisi de ekstra!.. Tabi bizim Aziz Aktaş’ın örgüt lideri olduğu, davanın seyrindeki gözaltıların volkanik misali patlaması!!!
***
Tüm bunlar vaki!.. Atanmışlarınız kadar, seçilmişleriniz de!.. Bilimum sivil hayattaki müteahhit dostlarınız da ekli olarak!.. Hepsi yolsuzluğun, usulsüzlüğün, rüşvet çarkının birer dişlisi gibi görev ifa etmişler!.. Kimse de, yapılanı, edileni inkar etmiyor bu haltları yaptık, ettik diyorlar?!. Ama bir sorun niye, bu haltları ediyorsunuz!?.. İtirafçılar etkin pişmanlık adına, kuyruğa girip, konuşuyor, deyin niye kuyrukta bekleyen var?!..
***
Ama siz!.. Ulan siz var ya siz.. Siz ne diyorsunuz, olup bitene?!.. Bunlar mı?.. Yok ulan yok.. Bu bir siyası davadır deyip, resti çekiyorsun!.? Çamura yatarak, yapıyorsun!… Üstüne bir de tehditler savuruyorsun!, Gelirsek o başsavcılığın duvarına rüşvetçimizin resmini asarız! Racon kesiyorsunuz!.. Doğru!.. Sizde, hırsızlıkta, yolsuzlukta, rüşvette, gece alemi de, pavyon da, siyasi bir kültür ve çağdaş bir medeniyet anlayışımı ki?!..
***
Pek tabi ki, dini değerlere karşı çıkışınız da, ayrı bir devşirmelik değil mi?!!. Yoksa lağımda yüzen LeMan’a arka çıkmazdınız?.. Alçakça, onursuzca zihni putçuluğunu çizdiği karikatürde Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’i kast etmezdi! Yolsuzluğa giydirdiği siyasi davadır libasını buna da ifade özgürlüğüdür kalıbını biçip, kalibresizlikle, sırt sıvazlamazdı?. Denir ya, gel de, söylenip hiddetlenme!..
***
Be Adam-lar!.. Siz ahaliyle kafa mı buluyorsunuz?.. Siz neyin kafasındasınız?.. Ulan suçüstü olmuşsunuz?.. Elinizde, cebiniz de kasanız da, hesabınız da ifşa olmuş, çaldıklarınız, çırptıklarınız, villalar, köşkler, konutlar, milyon dolarlar!?. Savcısı, mahkemesi, başsavcısı, hakimi bunu belgeleriyle, delilleriyle, ortaya koyuyor, soruşturuyor.. Kaldı ki, MASAK’ın raporları var!.. İtiraf edenleriniz de, katma değer olarak sizin yakınlarınız olması?! Yetmez mi?..
***
Size göre, CHP!.. Hiç ama hiç hırsızlıkta, yolsuzlukta, usulsüzlükte dahli olmaz!.. Böyle pislikleri yapmaz.. Yapsa da, Cumhuriyetin kurucu partisi(!) olduğu için de yargılanamaz, dokunulamaz!.. Öyle mi?. Onun için mi, çarşı, pazar, mitingler organize edip, sokakları karıştırıyorsunuz!.. Küfürler savuruyorsunuz!.. Savcıya, hakime parmak sallayarak, aile fertlerine kadar tehdit edip, korku tünelleri inşa ediyorsunuz!?.
***
Ne diyor, Başsavcı Akın Gürlek’e.. Ulan’ı çekerek, “Akın, sert kayaya çarptın oğlum.. Gelirim, darmadağın ederim.. Aklını başına topla..” Ha bir de, gelirim oraya, İmamoğlu’nun resmini asarım, kapıya!.. Denir ya, sıkıysa git, sıkıysa al resmi götür as, bakalım ne oluyor?!.. Ama yok!.. Meydanlarda haybeden atma var, nasılsa libas hazır, “Siyasi mevzular bunlar.?!”
***
İzmir batağı!.. Tunç Soyer tutuklandı.. İl Başkanı Tutuklandı.. Mevzu yine, CHP’deki klişeleşen, yoluzluk, usulsüzlük, rüşvet çarkı?.. Şikayet eden kim?.. Ne AK Partili, ne de bir başka partiden? Şikayetçi hal-i hazırdaki mevcut CHP’li Belediye Yönetimi.. Eski yönetimin kirli çamaşırlarını ifşa etmiş.. Ağzı olan konuşuyor noktasında Özel nasıl bir tavır sergiliyor?!.. Yine bildik… Bu bir siyasi davadır..
***
Tehdidi de eksiltmiyor!?. İzmir Başsavcısına parmak sallıyor.. “İzmir Cumhuriyet Başsavcısı eğer İstanbul gibi davranmaya veya davrananlara engel olmamaya devam ederse, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na nasıl konuşuyorsak, nasıl muamele ediyorsak, gelecekte nasıl muamele edeceksek ona ortak olur. Bunu böyle bilsin" tehdidiyle, kabadayı kesiliyor!!
***
Vay da vay!.. Peki sokak ne diyor, “O nasıl olacak Ulan.. De bakalım?”.. Evet ya..!.. İstanbul’da ne yaptı, Özgür Özel bey?. Nasıl dağıttı oraları?.. İzmir’e gidip, ne halt ederek, ortalığı dağıtacak?! Dağılan bir yer var mı?.. Sıkıysa İzmir’e gider.. Ve sıkıysa mevcut Başkanı Cemil Tugay’a ne yapıyorsun ulan.. desin! O biraz sıkar değil mi?!?.. Bence de!..
***
Rüşvet lağımında önceki gün malumunuz, Manavgat Belediyesi çıktı!… Polis suçüstü yaptı.. Teknik takip, kamera görüntüleri.. Başsavcılık soruşturması.. Yolsuzluk, gözaltı.. Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter’in, baklava kutusu içinde 110 bin euro rüşveti!.. Ulu orta cereyan eden, CHP’nin klasik mubah görülen, yolsuzluk lağımında, bir ayrıntı?!..
***
Tüter ne diyor?! "Arkadaş yurtdışından gelmiş, 'viski' ve 'çikolata' getirmiş..” Polis ısrarla aç bakalım deyince açıyor ve çikolata (baklava) kutusundan 110 bin Euro çıkıyor. Görünce kendisi de çok hayret ediyor!.. Ama az önce yaptığı Otel işini hallederizi unutarak!.. Eee; mevzu siyasi.. Nasıl olsa, Genel başkanımız öyle diyor!
***
Peki ya, Cumartesi günü vuku bulan gözaltı serisi!.. Bizim Diyarbakırlıların tanıdığı bildiği Aziz Aktaş ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhitten Böcek.. Oğlu Mustafa Gökhan Böcek!.. Ve eski gelini Zeynep Kerimoğlu.. Rüşvet suçu kapsamında gözaltı kararı alındı.. Oğul firar, gelin gözaltında, kendi ise tutuklandı.
***
Diğer yandan, Adana ve Adıyaman Belediyelerindeki operasyon!?. O da, Aktaş patentli.. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere gözaltına alındı. Polisiye tahkikatı, Adana Emniyeti yürütüyor. Belediyelerde aramalar yapıldı. Belgeler alındı.. Vaziyet, büyüyor!.. Domino taşı gibi gerisi gelecek!..
***
Bakalım bu hafta CHP’de vücut bulan yolsuzluk ve rüşvet lağımında daha neler çıkacak?! Neyse, bizim dikkatlerimiz, Özel’in üzerinde!.. Hala olup-bitene siyasi dava libası giydirmeye devam edecek mi?!.. Ulan nasıl bir bela bu CHP arkadaş!.. Her türlü haltı yiyecek, ben yapmadım, bana yaptırdı diyecekler, sonra da siyasi abi kesilecek?!.. Neyse, zıplaya dursunlar!.. Mutlaka düşen olur..
***
Hasılı kelam!.. Boşuna söylenmiş bir söz değil, ameli salih olmayanın ruh aleminde, toplumsal sorunları çözmek, olup biten hakikate odaklanıp, gerçeği bilmek değil.. Tamamen, sorun çözümünden ırak şekilde, kendi menfaatine odaklı, kaos üretici!.. Ya mezhep, ya etkin, ya da kutsal değerler üzerinde politika üreterek, varlığını bugüne kadar idame ettiği gerçeğiyle; en büyük ülkenin sıkıntısı gerçek bir muhalafetin olmayışı?!…
***
Halk deyimiyle, kavga, gürültü, çatışma, gerilim onun yaşam gıdası!.. Korku ve endişesi, toplumsal barışın hakim ve egemen olduğu atmosferde, nefes alma güçlüğünü çekeceği.. Tabi karşısında güçlü, provokasyonlara, fitne üretici hadiselere karşı şerbetli, üstesinden gelebilecek bir devlet ve iktidar aklı olduğu için, iç ve dış dünyasındaki hırçınlığını, farklılaştırıyor..
***
Tabi işin bir de, diğer tarafı var.. Denir ya, iğneyi kendine, cıvaldızı başkasına!. Ahali ne diyor?.. CHP’nin Belediyelerinde yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet var ise, AK Parti Belediyelerinde, ya da diğer partilerin belediyelerinde vuku bulmuyor mu?!.. Niye projektör oralara da atılmıyor?!.. Aynen öyle..
***
Demem o ki; Türkiye’de ivedi bir şekilde, siyasi ahlak yasası çıkarılmalı ki; siyasetin temiz ruhunu, lağım çukurundan çıkarabilsin?! Yoksa, her geçen gün, beterin beteri bir hal alır ki, “siyasetin hiçbir şekilde kıymeti harbiyesi kalmaz..” Sizce..
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Çalan zat-ı na muhteremin hırsı vaki ise, arsızlığı arşı-alayı köpürtür!..