ALAYINDA, AHDE VEFA VAR MI…?

CHP derseniz, ben zerre-i miskal yok derim!..

Var olan tek şey; gün oğluluk!..

Ne tabana, ne de tavana, hele ki lider diye öncü kıldığına, maalesef!..

Şu çeyrek asır içerisinde, CHP’nin kendi iç dünyasındaki trajik hadiseler zincirine baktığımızda, vay beee, ne vefasızlıklar vaki imiş?..

Deniz Baykal..

Kemal Kılıçdaroğlu..

Özgür Özel..

Bir de, Ekrem İmamoğlu fecaati!..

En aksiyonel faaliyetlerin vücut bulduğu bir çeyrek asır!..

***

Merhum, Deniz Baykal!..

Partinin başına nasıl geldi, nasıl da tu kaka edildiğini, bilmeyen yok!..

Kaset Kumpası!..

Bugün, parti içerisinde esamesi okunuyor mu?!

Ya da, ahde vefa bir sahiplenme var mı?

Veyahut Partiye kalıcı bir miras noktasında, bayrağı sen taşı diye, öncü ol dediği biri var mı?..

Ki, var olan sahiplenildi mi?!

Ne gezer..

Zat da, pek pak değildi..

Bulunduğu mahalleden kaynaklı..

Zaten, cenazesinde görüldü?!..

***

CHP’nin başında iken, kimler etrafında fır dönmüyordu?..

En yakınına, akrabasına, mahallelisine oy vermediği için sırt dönenler..

Ahde vefasızlığın bayrağını cüzdanlarında taşıdıklarını, kabre konulurken, üzerine toprak atılırken, rahmet yerine bela okundu!..

Işıklar içerisinde uyu denilmedi..

Ki toprağı bol olsun da..

Ama onu, Erdoğan’ın nam-ı hesabına, siyaset üretmekle suçladılar!..

***

Muhalefetsizlik!..

Ve tabi ki özgüvensizlik..

Erdoğan’a ilk rakip olarak, kimi çıkardılar?..

Ekmeleddin İhsanoğlu..

Parti kurmayları, tepe isimler, bu ismi telaffuz dahi edemiyorlardır..

Bu adam nerden çıktı, diye böbürlendiler..

Ama sonra gam mı o da ne diyerek, gamsızlık rotasında, sandığa koştular, oy verdiler!..

Tokadı yiyince,, sandıktan çıkmayınca yafta hazır..

O mu, MHP’liydi.. Ondan kaybedildi..

Sahi, İhsanoğlu nerde şimdi?!..

Var mı, ahde vefa!..

***

Kaset sonrası, Baykal gitti!..

Gelen Kemal Kılıçdaroğlu..

Bi hatırlayın, o günün gecesini..

“Siz aday mısınız, CHP’nin Genel Başkanlığına” diye soruldu..

“Hayır” dedi..

Yarım saat geçmeden, u dönüşü oldu..

“Ben varım” dedi..

Ve 13 yıl CHP’nin başında durdu..

Gelen, gideni aratır kabilinde, siyasi aksiyonla, zaman tüketti..

Ve Erdoğan’a rakip bu kez, “Muharrem Gel buraya”  komutu geldi!..

***

İnce’nin trajik serüveninin detayına çok girmeye gerek yok..

Yakın tarih..

O da, sahne aldı..

Omuzlardan indirilmedi..

Oy vermeyene söylenmedik söz, bırakılmadı..

“Koyun mu, kaşıyan mı, çoban mı?”..

Seçim akşamı, herkes pır..

Kimse yok..

O İnce, kapıyı vurdu çıktı..

Derken yeniden sahne aldı..

Ama bu kez karşısına sahte pornografik içerikler tezgahı, konuldu..

Bir de, geçen de ifade ettim boynuna sarayın adamı levhası asıldı!..

Gitti parti kurdu..

Ama bugün, “o da, partisinde ona laf diyenler de u dönüşüyle döndü!”

***

Eden bulur derler!?.

Kaset ve sonrası paraşütle gelen Kemal Bey!..

Neler icra etmedi ki?..

Altılı masa mı dersin, ittifaklara bağlı milletvekili dağılımı mı dersin?!

Tabi bu evrede, ne ünvanlar kendisine lütfedilmedi ki?!

Adelet timsali “Piro mu?”

Ya da, Dede..

Demokrat, laik, liberal, dürüst, adil!..

Lakin kendine oy vermeyi unutan zat-ı en tepelerine kadar çıkardılar..

Sonra mı, ah şu vefasızlık ah, şarkısıyla pirolarını kapının önüne devrik lider olarak, attılar!..

***

Kim!?..

En yakınındaki iki isim Özgür Özel..

Beylikdüzü'nden, İstanbul’a emir- eri yaptığı Ekrem İmamoğlu..

Şimdi bu cenah 3 yıldır CHP Genel Merkezinin karşısında ofis kuran Kemal’e etmedikleri kalmadı?

Çiğ çiğ yiyorlar..

Hem de, bandıra bandıra!.. 

İnce gibi onun da boynuna, yok ya İnce değil, Ekmeleddin değil, Baykal değil, meğer ki sarayın adayı Kemal beymiş? diyecek kadar ahde vefayı, boğdular!?.

***

Delege satışı, alışı!..

Ve bugün yargıda görülen, şaibeli kongre davası!..

Ne diyor sırttan yediği hançerlerin açısıyla bay Kemal!..

Ben geliyorum narasıyla;

“Eğer ki, mahkeme mutlak butlan kararı verirse mahkemeyi tanımıyorum demem. CHP'yi kayyıma terk etmem..” 

Vay da vay!..

Koltuğu kapan Özel kılıcı çekti!..

"Sayın Genel Başkan kayyım meselesini yanlış biliyor. Kayyım dediğiniz yapı partiyi yönetmiyor zaten..”

Ne demek bu?!

“Kayyıma razı, ama Kemal’e razı değil..”

Nasıl bir ahde vefa, siz düşünün!..

Kayyım da kayyım!..

Tabi bir de mahallenin veletleri var..

Koltuk sevicilikle andıkları Kılıçdaroğlu’na diyorlar ki;

Eğer gelirse..

Ee..

Diktatör adam.. Tek adam.. Otoriter adam..

Diye suçladığımız Erdoğan’dan, ne farkı kalır?!..

İşte vefasızlık budur!..

***

Velhasıl!.. Ömür vefa eder mi bilmem!..

Ama öngörüm şu ki..

Boşuna da söylenmiş söz değildir; ne ekersen, onu biçersin!..

Bugün, geçmişine binbir laf sıralayan zat-lar!..

Yani demem o ki; İmamoğlu ve Özel de bir gün, aynı akıbeti yaşayıp, görecekler!..

Ve onlara!..

Her ne kadar şimdiden hırsız ve hırsızın kollayıcısı dile laf üretiliyorsa da..

Diyecekler ki..

“Bunların alayı, çapsız ve hırsız..

Hiçbiri CHP’li değil.. ANAP’lı, MHP’li.. Hatta, Sarayın kozmikleri!..”

İşte bu ahde vefa yokluğunu ikmal eden terlik var ya, CHP’de bol!

Yemeyen yok, kalmaz da!?.

***

Ne diyor, olup bitene Yavaş!..

“Süregelen ve Cumhuriyet halk Partililerin hiç hoşnut olmadığı, tartışmaların bir şekliyle sonlanması şarttır..”

Yani..

“Bu süreçte önceki genel başkanımız, mevcut genel başkanımız ve tüm partilerin tek yumruk halinde bir ve bütün durması en büyük arzumdur, olması gerekendir..”

Yoksa..

“Aksi halde ben dahil hiçbirimizin siyaset yapmasının bir anlamı kalmaz..”

Peki vaki mi üretilen bir siyaset!..

Yok..

Öyleyse ekilen biçilmeye devam!..

***

GÜNÜN SÖZÜ?..

Ne ektiğinden be haberdarsan, biçtiğini sorgulayamazsın!..