Kutsallara Hakaret!
Yüce Allah, En’am suresi 108. Ayeti celilerinde şöyle buyurmaktadır:
Allah'tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin; sonra onlar da bilgisizce, düşmanca Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini cazip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rabb’lerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.
Yukarıda zikredilen ayetin ilk muhatabı sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed(sav)’dir. Ayetlerin muhatapları, peygamberlerden sonra tüm Müslümanlardır. Peygamberimiz, ehli küfre karşı hiçbir zaman hakaret dilini kullanmamıştır. Hakaret ve aşağılayıcı üslup kullanan ümmetini de uyarmıştır.
Binaenaleyh böyle bir dinin peygamberine yapılan hakaret; en hafif tabir ile cehalet ve dalalet güruhuna yakışır. Efendimizin “Ümmet, ümmeti” deyişi ve ““Şefaatim, (öncelikle) ümmetimden büyük günah işleyenleredir.” (Ebû Dâvûd, Sünnet, 20-21/4739; Tirmizî, Kıyâmet, 11/2435-6; İbn-i Mâce, Zühd, 37; Ahmed, III, 213) şeklindeki sözleri, O’nun nasıl bir şefkat ve merhamete sahip olduğunun en bariz örneğidir.
"Rasûlüm! Biz, seni bütün varlıklar için ancak eşsiz bir rahmet olarak gönderdik." (Enbiyâ Sûresi 107)
Allah Resûlü (s.a.s.)’in peygamber olarak gönderilmesi, Allah Teâlâ’nın, âlemlere özellikle akıl sahibi varlıklara olan sonsuz merhametinin bir neticesidir. Bu âyet-i kerîme, Mekke müşriklerinin, Peygamberi bir bela ve felâket olarak kabul etmeleri ve: “Bu adam aramıza ayrılık tohumları ekti; yakınları, akrabaları birbirinden ayırdı” demeleri üzerine nâzil olmuştur. Böyle düşünmekle onların hataya düştüklerini, aslında onun bir rahmet ve bereket olduğunu beyan buyurmuştur. (Mevdûdî, Tefhîmu’l-Kur’ân, III, 336)
Resûlullah (s.a.s.) de muhtelif vesilelerle kendisinin mü’min-kâfir herkese ve her şeye rahmet olduğunu haber ermiştir. Bir vesileyle kendilerine: “Müşriklere beddua et!” denildiğinde: “Ben ancak rahmet olarak gönderildim, lânetçi olarak gönderilmedim” (Müslim, Birr 87) buyurmuştur.
Dünyanın çeşitli coğrafyalarında bilinçli olarak uygulanan “İslamafobi” düşüncesi, maalesef cahil kişileri “nefret söylem ve eylemlerine” yöneltmektedir. Bu şer odakları, özellikle sömürü çarkını devam ettirmek için; toplumun farklı kesimlerini karşı karşıya getirmek, bir kaos ve çatışma ortamı oluşturmak istemektedirler. Müslüman mahallesinde salyangoz satarak, kaos çıkarma art niyetinde olan Leman dergisi sorumlularını lanetliyorum.
Bu ifsatçı, şer odakların oyununa gelmemek için; bireylerin sağduyulu davranması, ölçülü tepki vermesi önemlidir. Elbette “Terörsüz Türkiye” sürecini sabote etmek için; ülkemizin düşmanları boş durmayacaktır. Emperyalist ve Siyonist zalimler, kendilerine boyun eğmeyen tüm kişi ve devletler için; ciddi bir tehdit militanıdırlar.
Ülkemiz idarecileri ve insaflı tüm dünya liderleri, bu ifsatçı güruha karşı işbirliği ve güç birliği yapmaları elzemdir…
Zulm ile abad olanın; akıbeti berbat olur inşallah…