LeMan MI KABAHATLİ?

Kısm-i olsa da, asıl kabahatli yasalarımız!.. Az sonra bu yöndeki meramımı aktaracağım.. Ama önce lafı evirip, çevirmeden, söylemeliyim!.. Bir kere LeMan denilen müsvedde, lağım çukurunun da ötesinde mikrobik bir neşriyat!.. Her türlü, pislik, iğrençlik, rezillik, alçaklık, çirkeflik vaki?. Ki yeni değil, akan ve akıtılan lağım ve salyaları!.. Sicili bozuk ve kabarık!.. Son ikmale getirilen karikatür de geçmişten aldığı cesaretin bir ürünüdür!!!… 

***

Bugün çizeni de, düşüneni de, neşredeni de, klasik, değişmez şekilde lanetliyoruz?.. Kahrolsun sloganları atıyoruz.. Binasının önünde toplanıp, beddua ediyoruz. Diyoruz ki; “Allah belalarını, belasını versin!.” Siyasilerimiz de, devlet erkanlarımız da, okkalı cümlelerle demeçler veriyor.. Hepsine eyvallah ve hepsine de tamam diyorum!.. 

***

Ama gel gör ki, bu lağımı bu milletin başına musallat eden, cevaz veren etken ne?.. Onu bir masaya yatıralım?!..  İşte o zaman, asıl kabahatli ve müsebbip kim bilmiş oluruz?. Şimdi!.. Atatürk’u koruyan yasa ve kanun var.. Cumhurbaşkanını da ha keza!.. Milli Bayrağımızı da!.. Ki ihlal halinde, ceza var, hapis var.. Bugün cezaevinde çok kişi bu suçtan yatıyor gözüküyor.?!

***

Peki, dinimize, inancımıza, kutsal değerlerimize saldıran aşağılıklardan bir teki, kodeste var mı?.. Ya da cezaevinde.. Yok.. Ki saldırılara karşı koruyan, kollayan, sahiplenen yasa ve kanun nizamında hükmü fermanına baktığımızda; açıkça vahim bir şekilde önemsizleştirme var?.. Saldıran, hakaret eden etsin misali?!

***

Suçu işleyen kişi için verilen hüküm net!.. 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası!.. Ama hapis yok, cezaevinde yatan vaki değil.. Sürekli ceza erteleme var.. Yani bir çok suç potansiyelindeki patlamanın fitilini ateşleyen cezasızlık, toplumsal birliğimizi, dirliğimizin teminatı olan, inancımıza, dinimize değerlerimize vaki değil!..

***

Vay da vay!?. Bir de işi, düşünce ve ifade özgürlüğüne sokuşturanlar var ki, mazallah!.. Onlar da ayrı bir fecaat hal!?. Baksanıza atılan sloganlara.. Ne diyorlar?. Koşun koşun, bakın dinciler LeMan’a saldırıyor.. Bunlar şeriatçı.. Yobazlar bir karikatüre dahi tahammülleri yok. İşi Madımak’a kadar taşıyan bile var.. E be yuh yani!

***

Ama kimse bu fecaatın toplumsal birliğimizin dinamitini ateşleyen fitiliyle ülkenin yangın yerine dönebileceğini idrak etmiyor!?.. Hele ki, bu şeytani hesabın tam da, Madımak oteli faciasının sene-i devriyesine 48 saat kala, boca edilmesi?.. Plan büyük, ama biz yine önemsizliğe yatıyoruz..

***

Ne demişler!.. Siz hadisenin nihayetinde, kime artısı olduğuna bakın!.. Ama bizde bakılmıyor.. Anlık, reflekse geçiliyor.. Sonra, ah vah!.. Baksanıza, ahaliden yükselen tepkilere lağımdan beslenenler ne diyor?.. Şeriatçılar saldırdı.. Onlara göre, Allah’a, Peygambere, İslam’a, Kur’ana, Müslümanlara açık açık küfür, hakaret serbest!?.. Demokrasi var ya!

***

O karikatür ve kullanılan cümlelerin özünde provokasyon var!.. Buradan çıkabilecek kıvılcımla, büyük yangınlar çıkarmaktır asıl mesele!!.. İşte yıllardır, söyleye söyleye dilimizde tüy bitti!.. İslam ülkesiyiz.. Nüfusun yüzde 99’u demiyorum artık, yüzde 80’i diyerek, Müslümanız!.. Ki Türkiye bir İslam ülkesi!..

***

Uluslararası böyle biliniyor, tanınıyor.. Öyle ise, neden, dinimize, inancımıza, kutsalımıza bu kadar açık ve bariz şekilde, Fransız takılıyoruz!.. Önem vermiyoruz.. Sıradan hadiseler diyerek, geçiştiriyoruz!.. Laiklikten mi, Kemalizmden mi? Yoksa, CHP Saraçhane'de pankart açar mıydı Ordu göreve diye?.. Özel, milli iradenin seçilmiş Cumhurbaşkanına cunta Başkan yakıştırmasında bulunur muydu? Neden?..

***

Birilerinin ciddi ciddi bu sorulara yanıt vermesi gerekir artık!?. Ama yok!?. Ey devlet-i aliye!.. Yeter artık, dinimize de, inancımıza da dilimize de, devlet ve ana kutsalımıza da sahip çık.. Onu koru, kolla.. LeMan gibi lağım, salya akıtıcılara meze yapma, hedef tahtasında tutma.. Koru.. Saldırana, niyetlenene, hakaret edene ağzının payını ver.. Bir daha tevessül etmeyecek, aklından bile geçirmeyecek ders-i ibretle, gerekeni yerine getir.. Cezasını, hükmünü ver!.. Cezaları caydırıcılık noktasına taşı!…

***

Ki, bu milletin aklıyla, inancıyla, değerleriyle alay edilmesin, hakaret etme cesaretini kimse göstermesin!.. Ulusal ve uluslararası düzeyde, ülke ve millet üzerinde, hizipleşmeyi, fitneyi, kutuplaşmayı, ayrışmayı ateşleyen, ameliyat ediciliğe yeltenenlere, provokatörlere imkan verilmesin!. Suç işleyene cezası verilsin.. Onu cezasız bırakmayın!?.

***

Yeter artık!.. İki yüzlü siyasetle nereye varılabilir.. Göstermelik demeçler, tepkiler, saman alevi gibi.. Söyledim, tepkimi verdim, ama kış uykusuna daldım.. Bir dahaki hadiseye kadar.. Olmaz!.. Magandaya, hırsıza, gıda teröristine, irtikapçıya, kapkaççıya, yağmacıya, fırsatçıya, kalpazana, mafyaya inançlara hakaret edenlere, haksız kazanç peşindeki ahlaksıza, dolandırıcıya…Ceza ver, ceza!…

***

MEVZU EYLÜL’E KALDI!..

Kurultay davası ertelendi.. Artık Eylül beklenecek.. Biz ne demiştik.. İlk duruşmada, karar çıkmaz. Vaki değil, Türkiye yargısında, hele ki ağır cezada, ilk duruşmada, mahkemenin hükmü vermesi, karar çıkması.? Nitekim, Mahkeme bile değişti.. Ağır cezadan, Asliye Ceza’ya gitti dosya!.. Neyse!.. Eylül’e artık yelken açıldı..

***

Peki hal-i durum, neyi ihtiva eder?.. Elbette ki, kavgaya devam..! Ülkenin, milletin, ulusal, uluslararası tüm meseleler, Eylül’e kadar, yine rafta!.. Odak nokta, kurultay!?.. Taraflar, birbirlerine yara vermeye devam edecek, gazete manşetleri, ekranlar, söylenmeyi sürdürecek!.. Küfür, hakaret, tehdit, beleş!..

***

Nitekim, Özgür Özel ifade etti.. Bu dava bir sonuç değildir.. Bir süreçtir.. Bizi tartışmak, bizim tartışılmamızdır. Aynen de öyle!… İyi de, müsebbip kim?! Ya da, Kurultay’ın tartışmasında körükleyenler.. Onlar çalıyor, onlar oynuyor, sonra bizi kim oynatıyor diye söylenme bu olsa gerek!

***

Bu arada, Kılıçdaroğlu’na yönelik şöyle bir söylem var.. “Vay be, bizi ne kadar da yanıltmış.. Bu böyle miydi?”.. 13 yıl süreyle, kendi liderlerini tanımayan bir parti ve taban!.. FETÖ denilen yapı üzerinden, Erdoğan’ın Bizi yanılttılar söylemine artık laf etmemeliler!?. 

***

AH ŞU KAFA AH?..

CHP’de kuyruk kısan çoklaştı!.. Azıcık arıza yaratana da patent hazır.. “O mu, Erdoğan’ın adamı!..” Nam-ı diğer; sarayın adamı!.. Muhalefet kulvarında, özellikle CHP gemisine binen ya da, ortaklaşan her kim var ise; illa ki kendisine söylenmiştir o var ya o, onun adamı onun!!

***

Akşener’e denilmedi mi?! Denildi.. Muharrem İnce’ye denildi mi, denildi.. Şimdi kime deniliyor, Kılıçdaroğlu’na!.. O da “Saray’ın adamı”.. Vay be!.. Muhalefeti ve muhalefetin, muhaliflerini hep Erdoğan yönetiyormuş?!.. Akla ziyan bir hal-i kafa!..

***

Yenilgilerini de, çirkinliklerini de, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, bilimum pavyon organizasyonlarını dahil!.. Hepsi böylesi bir komplo teorisiyle kamufle ediliyor.. Ancak kimse kendine dönüp yahu bizim hiç mi kabahatimiz yok “özeleştirisinde” bulunmuyor..  Hep yanlış gidende mi?!

***

Gün gelecek!.. Özel için de, İmamoğlu için de, Erdoğan’ın adamı, ya da sarayın adamı derlerse, hiç ama hiç şaşırmayın.. Ve diyorum ki, diyeceklerdir.. Az kaldı..  Tabi ki, demokrat ve çağdaşlık yolunda niyetleri hasıl ise!!

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Mikrobun çoğalmasını istemiyorsan onun üremesini sağlayan bataklığı kurutacaksın!..