NANKÖRLÜK!…

Mevlana.. Ne güzel dizelemiş, hayatın hakikatlerini!.. Der ki.. Bak dostum; körden değil, nankörden… Yüzsüzden değil ikiyüzlüden.. Tipi bozuktan değil sütü bozuktan kork!.. Ya şu deyime ne dersiniz!.. Yılana bal yedirmişler, o yine de zehir kusmuştur!..

***

Hayat idamesinde nankörlük denilen olgu vefa, sadakat, insani, vicdani pek tabi ki rahmani duyguları yok sayar!.. Bu minvaldeki karakterde ciddi bir erdem eksikliği vardır. Şükür, hamd, hürmet ve nimetli tanıma, bilme yok!. İnkarı ve de hainliği, kalleşliği zihniyetinde ikmal eder!

***

İster birey, ister aile, ister cemaat, ister toplum ve de milletler olsun!. Nankörlüğün körüğü fertten başlasa da, ruhu sirayet edicidir. Geliştirdiği ağ sınırsız azgınlıkları, fitneyi, fesatlığı şirretliği ateşler! Nihayetinde kendi ve de kavmi, helak olur!…

 

***

Tarihte olduğu gibi günümüzde de, örnekleri çok!.. Kaldı ki, nankörlük salt karşısındakine değildir, hainliği ve iblisliği!.. O Allah’a ikmal ettiği nankörlükle, Allah’a da karşı gelmektir.. Çünkü, Allah’ın mülkünde yaşayıp, nimetinden beslenendir!

***

Eğer ki, bu hikmeti unutursa!? Ve bunu bildiği halde bilmiyormuş gibi davranıp, sofranın gerçek sahibine nankörlük ediyorsa? Bu demektir ki, o fert iyiliği, güzelliği terk-i diyar etmiş, kötülüklerin dergahında, yaşamaktadır!…

***

Pazar sohbeti fikriyle söze girdik!.. Öyle de devam edeyim.. Ve nankörlük noktasında, çevremize, aile düzeni içerisindeki fertlere, yaşadığımız şehir ve toplum dahil ederek!.. Dost diye bellediklerimizi de, unutmadan, sorgulayalım neden nankörlük rotasında yürüyorlar!?

***

GERÇEKLERE FRANSIZ TAKILMAK!..

Neden hakikatlere karşı hep çok zayıf, bir karakter ortaya koyarak, fransız takılırız!.. Öngörüsüz değil mi?!!. Hep son anda, kafamıza dank ediyor hakikat dediğimiz gerçeklere bakmamız!. Sonra söyleniriz; “vay be, hakikat bu imiş” diye.. Oysa ki, her şey apaçık orta yerde cereyan ediyor..  Gizli saklı bir durum da yok..

***

Ama iş bireysel yönde, yumurta kapıya dayandığında, uyanıyoruz, ne iş diye!.. O zaman da, ne akıl, ne fikir, ne bilgi ne de görgü, beri yanda da vicdan, izan, ahlak, adalet denilen ulvi değerler anlamsızlaşıyor.. Hak getire yani!.. Demek ki hepsi elin veledine mahkumda geçiyor!.. Sizce, öyle değil mi ülke ve millet olarak yaşadıklarımız!!.

***

BİR DE NEFİS VAR!..

O mu?.. Kişiyi itten beter eder.. Hele ki,  dizgin edilmezse.. O’nu başı-boş bırakırsan, vay ki vay!. Kuduz olur.. O zaman da, seni peşi sıra sürükler.. Çünkü, sürekli ağzını sulandırır.. Nihayeti, ya uçurum, ya çıkmaz sokak veya bir duvara toslama olur!… Bazı karaktersizlerin akıbeti her daim, nefsin kamikazesiyle virane olmuştur..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Yaşamınızda ciddi anlamda emeğinizin ve iyi niyetinizin kıymetini bilmeyene yol vermeyi ihmal etmeyin!