BU KİRLİLİK TEMİZLENMELİ?!

Güzel ülkemin, güzel insanlarına ne oldu böyle!!.. Hal-i durum hiç de sağlıklı değil.. Ne hazin ve fecaat bir haldir ki, yekün şekilde ahlaki çürümüşlüğün girdabında, boğulur hale geldik, getirildik?!.. Maalesef vaki olan tabloda ahlak olmayınca, vicdan da, izan da, hak getire oluyor!.. Maneviyatın zerre-i miskali kalmamış!.. Egemenleşen maddiyat.. Bulaşıcı virüs gibi, dört bir tarafı lağıma çevirdi!!!..

***

Diyeceksiniz ki, balık baştan kokar!.. El hak.. Ama bir de, sarı inek hikayesi var.. Bu balıktan daha beter, bir gaflet ve delalettir!.. Millet olarak, ekmeğimize el uzatıp, onu bozanlara, mayasıyla oynayanlara gıda değerini, çürütenlere dur deseydik!.. Onların tatlandırıcılarına, kanmayıp, ya da sevici kesilmemiş olsaydık bugün bu halde olmazdık..

***

Çünkü ipi ellerine alalı çok oldu, şimdi, dönüş bile yok!..  Nitekim etten daha çok, tuz kokmaya başladı!.. Günlük hayatın maratonunda, yemeden içmeye, giyimden kuşama, işten, ticarete, eğitimden öğretime, aile ilişkisinden, devlet-i aliyenin yönetimine, bireyden, cemaat ve toplumlara kadar, korkunç bir sahtekarlığın, hilenin, desisenin, riyakarlığın ve de iblisliğin vücut bulduğu bir vakıa, yaşanmasın ya da mağduru olunmasın!

***

Adli vakıaların istatistikleri gösteriyor! Suç ve suçlu potansiyelinin yüzde 70 ila 80’inin maddiyat odaklı olduğu.. Ve hepsinde başı çeken, sahtekarlık ve dolandırıcılık!..  Ülkenin en büyük ilinin Belediye Başkanının eğer ki üniversite diploması sahte çıkıyorsa!.. Ve yine, 12 yıl süreyle mimbere çıkıp camiye gelen ahaliye vaaz veren imam da sahte diplomalı çıkıyorsa!.. Vah ki vah!

***

Ya doktor.. Mühendis.. Hemşire.. Savcı, hakim, hatta General ile Yüzbaşı, Polis.. Havada uçuşan sahte diplomalar, her köşe başında servis edilen, sahte kimliklerin aldığı ünvanların otoritesi! Evlilikler bile sahte!.. Evlat sahtekarlığı dahil.. 20-25 yıldır, evlat hasreti çeken, annenin feryadındaki hakikat!.. Bebeği öldü denilip, başka bir aileye evlat satışı”yapan vicdansızlık var ise!..

***

Toplum ve ülke olarak, büyük bir ahlaki çürümüşlük içerisinde, dört bir taraf lağım kokuyor!.. Hiç kimsede, vicdan muhasebesi yapma özelliği ve düşüncesi kalmadığı gibi, inanca dair ulvi bir kudsiyet de taşıyan yok!!.. Makamlar, mevkiler, ünvanlar, çıkar, menfaat ve rant merkezli işliyor!.. Bu lağım virüsünün ahlaksızlık ve iblislik bulaşıcı şekilde hepsine sirayet edici!..

***

Kirlenme lağımında patlak veren, bahis ve şike!.. Ki bu iğrenç durum, bugüne özgü değil, yılların sirayetiyle büyüyerek bugünlere geldi. Artık mızrak çuvala sığmaz noktada!.. Onun içindir ki Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu veryansın ederek, “hakemlerin bahis ve şike” mevzusunu ifşa ederek, yeşil sahalarda yaşanan kirliliğin lağımını patlattı.

***

Baksanıza!.. Profesyonel liglerde görev yapan, 571 milli fifa hakeminden 371’inin yasal ve yasadışı bahis hesabı var. Ve bunlardan 152’si milyonlar yatırıp, aktif şekilde bahis oynamışlar.. Ki bu hakemler yine aktif bir organizasyonlarla bahis oynadıkları maçları yöneten hakim olarak sahaya çıkmışlar, skor tabelasının kaderini ellerinde tutmuşlardır!!..

***

Ahlak ve vicdan yoksunluğuyla iblisleşen bir ruhla çıktıkları karşılaşmalarda nasıl kararlar vermiş, kaç takımı yakmış, kaç takıma galibiyet kazandırarak, bahisten nemalanmış!!.. Bir mi, yüz mü?.. Ama, kimin hangi şeytani şekilde bahis oynadığı belli..Hacıosmanoğlu'nun beyanına göre baktığımızda, akla ziyan bir durum vaki..

***

Bir hakem, tek başına 18 bin 227 kez bahis kupanı doldurup oynamış!.. 42 hakemin her biri binin üzerinde.. Sadece bir kulüp başkanı 3 bin 57 kez kupon doldurmuş.. Ve bu adam, 476 kez kazanmış.. Futbolcu.. 1950 kez oynamış, 340 defa kazanmış.. Say say bitmez bu iblisliğin fecaat koku veren lağım çukuru!..

***

Bu lağımdan kurtuluş, bahis ve şike çeteciliğinin kökünü getirmek, ahlaksızlığın ve iblisliğin üstesinden gelmek için, futbolun gerçek ruhunun yaşanması ve sahada varlık gösterilmesi için, yapılması gereken tek şey var… O da, yekün vaziyette bataklığı kurutma adına, temiz eller operasyonunu icra etmekle mümkündür!!.. Ki bu da, bugüne özgü olmamalı!

***

Dün, kısmi olarak Diyarbakır’ın özelinde Diyarbekirspor ile Diyarbakırspor’un akıbetiyle alakalı, geçmişe dikkat çekerek, sorgulamıştım.. Son, 10-15 yılın seyriyle, mercek tutulmalı!.. Kimler geldi, kimler gitti, kimler futbol başarısından daha çok, sözü edilen bahis ve şikeyle gündeme geldiğine bakılarak, sorgulanmalı!..

***

Bunu derken, mevzu salt Diyarbakır’ı içermiyor!.. Her kurum.. Her kesim.. Ve her kulüp.. Ciddi ve sonuç getirici bir vicdan muhasebesi içerisine girip, özeleştiri yapmalı!. Nerede ve her ne yaşanıyorsa yaşansın, bu işin sonu kime dayanıyorsa dayansın, bütün pislikler temizlenmelidir.. Futbol bu bataklığın ve iblisliğin çukurundan, kurtarılmalıdır!..

***

Ve şu hassas mevzuya da, artık bir çare gerekli!.. Çünkü futbol, ciddi bir şekilde siyasallaştırılmaktadır!? Ki bunu, ülkede yaşanan ve yaşatılan gerilimle, kutuplaşmada, tribünler, saha ve oyun, kulüpler, futbolcuların sahadaki oyundan daha çok hal ve hareketleri, ortaya koydukları figürlerle, ateşi körüklemektedir..

***

Bir not da, teknik kadrolar!.. Onlara dair bir lağımdan çıkan bir koku var mı?!.. Tüm etmenler vaki ise, sütten çıkan ak kaşık olmazlar.. Yoksa, daha ligin 10. haftasında, 8 teknik direktör değişikliğine kulüpler gider mi?.. Kıyım başarısızlık grafiğine göre mi?.. Hal-i hazırda Avrupa’nın 5 büyük ligine bedel, bizdeki teknik direktör tasfiyesi!..

**

Hasılı.. Umarız ve beklenti şu!..Ki futbol otoritesinde yer alan eski isimlerin de fikri beyanı bu yönde!..Ne diyor Hacıosmanoğlu. “Hakemlik, onur mesleğidir. Bu onuru kirleten kim olursa olsun, kim arkasında olursa olsun, o kişi Türk futbolunda bir daha yer almayacaktır. Kimse Türk futbolunun temiz yüzünü kirletemez, kirletmesine de izin vermeyeceğiz! Bu, bir hesaplaşmadır; adaletle ve vicdanla, temiz bir gelecek için verilen mücadeledir. Biz, bu mücadeleden asla geri adım atmayacağız"

***

Yani bu mevzu sulandırılmaz, magazinleştirilerek, anlamsızlaştırmaz!.. Soruşturma, tahkikatta salt bir kişi ve zümrede olmaz.. A’dan Z’ye her yönüyle araştırılmalı!? Bu hem futbol camiası hem de Türkiye’nin yekün şekilde- “temiz elleri” vücuda getirmeli!.. Aksi takdirde, futbol, kirli ilişkilerden, menfaat ağlarından temizlenmez, huzuru ve güveni de tesis edemez…!

***

NİHAYET!…

D.Ü Rektörlüğü, makam aracının, geçirdiği kaza akıbetiyle alakalı, 19 gün sonra nihayet dile geldi. Yerel gazeteye yansıyan haberde iddia edildiği gibi, kaza oğul kaçamağı değilmiş?.. Neymiş!.. 11 Ekim’deki GGC’nin töreninde, Togg marka araç park halinde  iken, bir başka aracın zincirleme kazaya neden olmasından dolayı, hasar görmüş!.. Gerçeği öğrenmiş olduk, ama üç hafta sonra!.. Keşke ilk gün dile gelineydi, bu kadar da manipülasyon olmasaydı, bizi de meşgul edip, meraklandırmasaydı.

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Lağımdan nemalanandan, hijyenik ortam beklemek akıl karı değil!..

***

HAYIRLI CUMALAR..