RUH FAŞİSTSE BEDEN NE YAPSIN?
Ne yazık ki bu iffetsiz ruh, bir türlü ülkenin ve milletin, yakasından elini çekmiyor!.. Sürekli, boğucu, yıkıcı, bölücü, ötekileştirici moduyla, toplumsal tahribata neden oluyor?!.. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un Diyarbakır gezisinden notlar aktarmıştım ya!.. Tarihsel öneme sahip, o Kürtçe şiirden okuduğu cümleye de, orijinal şekilde burada yer vermiştim!.. Demiştim ki, bu TBMM noktasında, bir milat.. Artık Meclis’te Kürtçe konuşmalar bilinmeyen bir dil olarak, tutanaklara geçmeyecek!. Bilinen dil olarak, yazılacaktır!..
***
Her kişi için, Ana dili hangi dili kapsıyorsa kapsasın, ana sütü gibi helaldir.. Ve demokratik, çağdaş, hukuk sisteminde; kendini idame etme hakkına sahiptir!.. Hele ki, bulunduğu coğrafyanın asli unsuru ise, ki Kürtler öyledir.. O zaman, Kürtçe’nin konuşulması, yazılması, resmiyet kazanması, devlet güvencesi altında, Anayasal düzlemde, kabulü kadar normal, bir hak olamaz!.. Ve 1.5 asırdır vaki olan, inkardan, asimilasyondan, artık kurtulmamız gerekir.. Normalleşmeliyiz!..
***
Vay da vay!.. Kaç gündür, yazıma, sosyal medya mecralarında Kurtulmuş’un her ne kadar aksanda sıkıntı olsa da “Kürtçe Okuduğu Şiir” bölümüne yapılan, görüşler, gösterilen tepkiler fecaat!.. Der demez insan söyleniyor; “ruh faşistse beden ne yapsın?”.. Bu kadar mı faşizan, tekçi, jakoben, şoven anlayışa sahip, Kürt ve Kürtçe düşmanı var.. Hakaretlerin, saldırıların bini bir para arkadaş!?.
***
Sarıldıkları faşist ip!.. Gerekçeleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dili Türkçe!.. İyi de, buna itiraz eden mi var?.. Ya da Türkçe resmi dil olmaktan çıkarılsın, yasaklama getirilsin diyen mi, söyleyen mi var?!.. Artık resmi kurumlarda Türkçe kullanılmayacak, Kürtçe kullanılacak, dayatmasında bulunan mı var?!.. Yok!.. Peki bu faşizan, dikta rejimini önceleyen, karşıtlık nedir?!
***
Lafa gelince de ahkam kesilirler!.. Yok, Kürtler kardeşimizdir.. Yok biz biriz, iriyiz, bu toprakların asli unsurlarıyız!.. Ne yaman çelişki.. Kardeş dediğin, milli mücadelede omuz omuza elin gavuruyla çatışıp kader birliği yaptığın, Kürt kardeşinin ana sütü gibi helal olan, anadilini yok sayıyorsun!.. İş, elin yabancısına gelince!.. Fransızca, Almanca, İngilizce, hatta ve hatta İspanyolca konuşmaya geldiğinde; selam çakar, esas duruşa geçersiniz!..
***
NAMUSSUZ SİYASET?
Bir bu kalmıştı, namussuz siyaset adıyla kavga etmişliğimiz!!.. Öyle görünüyor ki, siyasi arenanın zat-ı na muhteremleri bu eksikliği de, yaka-paça kavgasıyla, tamamlayacaklar!. Baksanıza eller sıkılı gündem bu!… Odak nokta, namussuz siyaseti getirmek!?. Kim getirecek!..
***
Neyse o konuya girmek istemiyorum, nemelazım davalık oluruz.. Ama siz anladınız.. Malum, ülkenin siyasi cenahında ahlak yoksunluğu başlayıp, ar damarı çatlak verince, denir ya at izi it izine karıştı?.. Mevzu, hangi siyasetçi namuslu, ya da namussuz, bu kadar!..
***
KIBRIS SEÇİMLERİ..
Sonuçlar net!.. Seçmen kararını verdi.. Eskiye yüzde 35, yeniye yüzde 65 verdi.. Ve değişimde karar kıldı.. Tatar gitti, Erhürman geldi.. Kaybeden iktidar, kazanan muhalefet!.. Bakıyorum, sonuçlar Türkiye üzerine boca ediliyor.. İlk seçimde akıbet aynı olur diye? Dereyi görmeden paçayı sıvamak, hep kaybettirmiştir, Türkiye’nin siyasi atmosferinde...
***
Vaziyet, aynı olur mu, olmaz mı kurulacak ilk sandıkta görürüz?. Ama, iktidar ve muhalefet cephesinde kendilerine özgü çıkarabilecekleri çok ders var seçim sonuçlarıyla alakalı.. O dersi almayı ikmale getirirlerse, işte o zaman kazanan kendileri olur!.. Yoksa, hayal kırıklığı vücut bulur!..
***
BOŞAN GİTSİN Mİ?
Ne yazık ki evlilikler artık pamuk ipliği gibi!.. “Ner’de trak, or’da bırak!.. İnternette bir araştırma yapılmış.. Araştırmaya 52 milyon yorum.. Nitelikli olan 1 milyon 166 binden çıkarılan sonuçlar, 6 kategoride, sınıflandırılmış!.. Şöyle ki..
***
1.. Uzlaşmayı bir kez daha denemeye çalış..
2.. İletişimde yaşadıklarınız sıkıntıları gözden geçirin.
3.. Sınır koy, sonuçlarına da karşı saygılı ol..
4.. Zaman tanı, ilişkiye bir süre ara ver, sonra dön.
5. İlişkiyi bitir, boşan gitsin?
6.. Psikolojik danışmana başvur, terapi al.
***
Peki, bu kategori toplum nezdindeki yüzdelik karşılığı nedir?!.. Korkunç bir veri, çıkıyor karşımıza.. “Boşan gitsin.?” Ki yıllara sirayete bakıldığında, artış var.. 2010’larda yüzde 31 iken, şimdi yüzde 50 bandında..
***
Aynı minvalde, zaman tanı, ara ver diyenler de azalmış.. Yüzde 26’dan yüzde 13’e.. İletişim kurmayı dene diyenler ise, 23’ten 15’e, uzlaşmaya git diyen ise yüzde 7’den 4’e.. Terapi ve psikolojik öneren, yüzde 10’larda bile değil..
***
Bu tablo şunu ifade ediyor.. İnsanların evlilik ve ilişki sorunları ile ilgili tavırları, sosyal, ekonomik ve kültürel erozyonla birlikte, katılaşmış.. Halk deyimiyle; “ner’de trak, or’da bırak!..” Vay da vay!..
***
Siz nasıl yorumlarsınız bilmem. Ama benim cephemde bunun iki şıkkı var..
BİR.. İnsanlar gün geçtikçe ilişkilerine daha az bağlı, onları bitirmeye daha daha bir bağımlık arzına kapılıyor.
***
İKİ.. Çevresel etki, ön yargılar ve ahlaki değerlerden ırak aktivitelerin yaygın halde, meşrulaştırılması…
***
Bende olmayan başkasında da olmasın haseti, toplumsal erozyona neden?!.. Ki çiftlerin ilişkisinde de bunu görmek mümkün… Nitekim, ilişki sorunlarınızı herkese açmayın, ulu orta konuşmayın demenin de, arızası burdan geliyor… Oysa ki böylesi bir kafa ve duygu, enva-i haseti beyin kemirici olarak dünyasında yaşatır!..
***
Yaşamın her alanında tüketilen bir kültür var.. O da istişare kültüründen uzaklaşma.. Oysa ki, istişare kültüründe, yani fikir almak, akıl danışmak, ortak payda geliştirmek gibi, ulvi sonuçlar yaratıcı anlayış kadar doğal bir şey yok!.. Ama kıymet bilinmiyor..
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Ah keşke arsızlar arenasında namussuzların zerre-i miskal cesareti namuslularda olsaydı!..