İKİ MAKAM ARACININ HİKAYESİ?
Biri Dicle Üniversitesi Rektörü'nün, diğeri ise Diyarbakır İl Sağlık Müdürünün.. Keşke hepsi bir skeçten, tiyatro oyunundan ibaret olsaydı!.. Biz de sizle sohbeti laf olsun, torba dolsun, vakit geçsin şiarıyla takılı kalsaydık!..
***
Ülkenin, ahalinin hal-i vakti pürüzsüzce, sağlıklı, huzurlu, mutlu ve zenginlikle, bütünlük içerisinde olduğunu da var sayabilseydik!!.. Beri yanda, makam ve mevki sahipleri de, vur patlasın, çal oynasın değil, Hz. Ömer adaletiyle idari görev ifade ettiklerine şahit olsaydık!!
***
Ama yok!.. Hepsi, kendi iç dünyasında hileler, yalanlar, çıkar ve menfaat odaklı, gerçekleri yansıtıyor!.. Olup bitenler bize de fıkra gibi yansıyor ve geliyor.. Yok daha neler?.. Olur mu öyle şey.. Yok ya, şaka yapıyorsun, der halde mevzularına takılıp kalıyoruz.. Ancak, hikaye, skeç ve fıkra değil, bizatihi gerçeğin ta kendisi, olup bitenlerin ifşa hal-i!..
***
Önce Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat’a bakalım!.. Malum göreve geldikleri an itibariyle, yönetimsel olarak hayli becerikli çıktıkları söylenip duruluyor?.. Beklenmeyen bir performans(!).. En yüksek icraatı da, hemfikir olunan ketum takılışıdır…
***
Umursamıyor.. Üniversite içerisinde her ne vuku bulursa, bulsun, görmedim, duymadım, bilmiyorum!.. Yüksek dozajlı sağıra yatma becerisi var!.. Eee, eren olmazsa, beştepe olur gıdasının yarattığı sinerjinin etkisinden boşuna söz edilmiyor?!
***
Neyse!.. Asıl mevzuya gelelim!.. İddia odur ki, geçtiğimiz hafta oğluyla kaçamak yapmaya yeltenmiş Rektör Eronat!.. Gel bir şehir turu atalım, aşkıyla makam aracıyla çıkmışlar trafiğe.. Direksiyonda makam şoförü yok, kendisi de yok.. Evlat direksiyonda, yan koltukta kendisi..
***
Şehri turlarken, Diyarbakır’ın trafiğindeki keşmekeşliğinden olsa gerek, ya da şansızlık veyahutta evlat pek direksiyon hakimiyetinde becerikli değil, kazaya karışmışlar!.. Nasıl olmuşsa?! Şanssızlık!?. Suç üstü misali bir durum.. Bereket versin kazayı ucuz atlatmışlar.. Yaralanan yok, maddi hasar var..
***
Geçmiş olsun diyelim, Rektör Eronat’a ve yanındaki evladına!!.. Cana geleceğine mala gelsin.. Lakin mal onların değil.. Makam aracı bildiğiniz gibi yerli otomobil TOGG!.. Türkiye’nin gurur markası.. Şimdi o TOGG bir haftadır serviste tamir edilmeyi bekliyor!..
***
Mevzuya biz de önceki gün yerel basına yansıyınca müdahil olduk.. Lakin ketumluk hasıl olduğu için, detay yok!… Merak olunan, kazanın kayıtlara nasıl geçtiği?.. Özellikle trafik kaydındaki kusur ve sürücü?!.. Ve tabi ki, makam aracında oluşan maddi hasarın miktarı ödemeyi de kim karşılayacak?..
***
Üniversite bütçesinden mi, Rektörün cebinden mi?.. Malum, makam şoförü yok, makam aracının görev yazısı da muhtemelen yok!.. Ama diyeceksiniz ki arkadaş, rektörlerin yetkileri, Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinden daha fazla, bir makam aracı değil, bin makam aracı kurban ederler!..
***
Haklısınız!.. Doğru söze ve gerçeğe ne denilebilir ki?.. Yoksa, baldızına, en güvendiğim kişidir deyip, Yapı İşleri Daire Başkanlığı gibi akçesi yüksek makamı tevdi eder miydi?!.. YÖK’ün bu konuda bir müfettişlik durumu vaki olması gerekmez mi, ne iş diye?.. Özü itibariyle, hasarlı aracın tamir ücretine himmetindeki İdari ve Mali Hizmetler Daire Başkanlığı, hazır ve nazırdır!..
***
Söz Rektör’de iken sormak istiyorum… Üniversite arazileri dahil olmak üzere, kampüs alanı içerisindeki hazine ve mera olarak geçen, 160 dönüme yakın olduğu belirtilen arazi ve arsaların, bölgedeki mantar gibi üreme gösteren villaların işgallerinden ne zaman kurtarılacak?!.. Ya da, bir himmet vaki olacak mı, Dicle’nin yakasındaki talandan!? Yanıt bekliyoruz..
***
İkinci makam aracı vakıasına gelirsek!!.. O da, İl Sağlık Müdürü Dr. Emre Asiltürk’in hal-i durumunu içeriyor.. Malum o da, Diyarbakır-Ankara arası, seyr-ü seferiyle, gündemleştirildi.. İktidar muhalifi medyada manşetlere taşındı, “Müdür havada, makam aracı karada uçuyor” iddiasında bulunuldu.
***
Asiltürk’ün mevzusu öyle Rektör’ün evladıyla şehir turuna, çıkma kaçamağı değil.. Onun ki, tam aksine görevi ifası!.. Ama velakin, algı üretildi.. Denildi ki, Sağlık Müdürü hiçbir izin almadan, kamu tasarruf genelgesine uymadan, keyfi ve lükslük adına, maaş aracını Ankara’da tur attırmak için, Diyarbakır’dan Başkent’e göndermiş.. 5 günlük seyahat sonrasında, kendisi uçakla, makam şoförü de 2 bin kilometre katederek, dönmüş!..
***
Vay müdür vay, bocası yapıldı kendisine.. Müfettişler geldi, ifadeler alındı, belgeleri istedi, raporu tamamlayıp gitti. Peki, fıkradan gerçeğe geldiğimizde, hakikat ne?.. Oysa ki, Asiltürk hem makam aracı için, hem de şoförü için, bir de kendisi ve beraberindeki heyeti için, İl Valiliğine iki ayrı resmi yazıyla başvurarak, izin talebinde bulunmuş..
***
En önemlisi de, Vali Murat Zorluoğlu’nun da mülki amir noktasında, uçak dahil, her türlü ulaşım, yol, harcırah, konaklama ve de yeme, görev yevmiyesine kadar, hepsine olur veren resmi yazısı var!.. Yani müdür kendi keyfiyle iş yapmamış. Yasaklı, sakıncalı, keyfi ve lükse kaçan, kamu tasarrufunu ihmal edici bir durum yok!..
***
Peki, İl Sağlık Müdürlüğü'ndeki bu vakıanın arka planında var olan gerçek ne!?.. İşte asıl müfettişlik ve sorgulanması gereken de bu noktadır diyorum!!.. Kumpas ve linç organizasyonunun perdesinde kimler baş aktör!.?
***
İstemezükleri ikmale getiren en büyük etken, ki sağlık camiası bunu hayli konuşuyor.. Milyarlık Laboratuvar ihalesi.. Kurumun en büyük ihalelerinden biri.. Tabi Şehir hastanesinin bitim aşaması ve sonrasındaki rant!..
***
Basına yansıdı ihale komisyonunun bildik kadrodan seçilmesi, ihale şartnamesinin de adrese teslim planlanmasına dair, Müdürün durumu fark ederek, dur çektiği!.. Daire başkanları görevden alındı, yardımcılarına da yol verdi.. Büyük bir revizyon!
***
Esen rüzgar önümüzdeki zaman dilimi içerisinde nasıl bir sonuca evrilir hep birlikte göreceğiz!.. Fırtına öncesi bir sessizlik mi, yoksa yıllardır umut edilip, beklenti içerisine girilen, Sağlıkta artık işler, sağlıklı yürüsün gerçeği mi, vücuda geliyor gerçeği mi, oluşuyor…
***
Hep söylerim!.. Sirayet edici olunan politize olmuşluktan, kurumlar ve idari yönetimler arınmalı.. Arınmadıkları sürece çark bildik döner.. Rektör Eronat’ın, her ortamda siyasi nüfuza sahip ablasının ismini zikrederek cümle kurmazdı?!..
***
GÜNÜN SÖZÜ
Siz geleceği çözmek istiyorsanız, geçmişi öncelikle kurtarmalısınız!..
***
HAYIRLI CUMALAR