HESAP VEREN VE SORAN OLMAYINCA!
Bir önceki yazımda, aktarmıştım, ülkemin hal-i pür melalinde insan hayatının ne kadar kıymet-i harbiyesi olduğuna ilişkin soruyu!!.. Yanıtım, yaşamak zor, ölüm beleş diye.. Ne hazindir ki, son dönemlerde vuku bulan hadiseler zincirine baktığımızda, gerçekten de bu minvaldeki yol seyri, fecaat bir hal aldı diyebiliriz!..
***
“Bir musibet, bin nasihatten evladır” diyoruz ya!. Lakin, ders-i ibret aldığımız yok.. İnsan odaklı ihmal ve sorumsuzluklar serisiyle, ölümler ve öldürmeler artık sıradanlaştı. Öyle bir iki üç, değil. Artık toplu ölümler, kanıksanır noktada yaşanır oldu! Kime ne ettik de başımıza bunlar geliyor?!..
***
Bağrı yanık, yüreği yaralı, acı dramları iliklerine kadar yaşar hale geldik!.. Trafikte ölüyoruz, ormanda ölüyoruz, otelde yanarak can veriyoruz, kendi evimizde balkonda çay içerken, kör kurşuna gelip vuruluyoruz!.. Kim vurduya giderek.. Freni patlamış kamyon misali, hayat serüveni yaşıyoruz!
***
Hele ki şu keyfiyet arzıyla oluşan sorumsuzluklar kadar bir de cinnetlik halimiz var ya.. Sosyal, ekonomik ve kültürel erozyonun neden olduğu, ilişkiler ağındaki, travmalar!.. Aile içi insanları acıya gark eden, ölümler, öldürmeler, cinayet ve intiharlar!.
***
Özetle, resmen ve hükmen travma üreten psikolojik bir yaşam koşusuna, mahkum edilmişiz!.. Deriz ya biz ne günah işledik ki, başımıza bu belalar geliyor.. İnsanlarımız göz göre ölüyor, insanların ihmalleri ve sorumsuzlukları yüzünden!.. Her gün bir facia ve fecaat bir hal!..
***
Eskişehir’deki yangına 10 insanımızı kurban verdiğimizden dolayı gözden kaçan Hatay’da vuku bulan hadise.. İskenderun’daki Deniz Er Eğitim Alayı Acemi Birliği'nde vatani görevini yapan askerlerin 7’sinin hastanelik olması.. 5 er kurtarıldı, ama iki er ışırı sıvı kaybı nedeniyle vefat etti!..
***
Yok daha neler dediğinizi duyar gibiyim!.. İnsan vatani görevini ifa ederken, peygamber ocağında nasıl olur da, susuzluk yüzünden, ölebilir.. Ya da susuz kaldığı için; “çoklu organ yetmezliğine” maruz kalarak, hayatını kaybedebilir.. Maalesef iki askerin, otopsi raporu bunu söylüyor!
***
Buyrun!.. Diyebilir misiniz ülkemizde insan hayatı ucuz değil, çok pahalı diye.. Yok.. Çünkü yaşamak çok zor, ölüm beleş.. Mevsim herkesin malumu.. Gölgede 45 dereceye varan bir sıcaklık var.. Böylesi bir iklimde, “talim yaptırılır mı, eğitime tabi tutulur mu?”..
***
Hüküm ferman ne eyler bilmem?.. Ama soracağım soru nettir.. Bunlar, bir kaç ay sonra, tezkere alıp baba ocağına dönecek olan askerler.. Yani, profesyonel orduya mensup olacak olanlar değil; neden böylesi çetin bir talime ihtiyaç duyulur ki?!..
***
Bir önemli iddia da!.. Eğitim üssünde, var olan bir hastanenin kapatıldığı gerçeği.. Eğer ki, açık olsaydı “o askerler, ilk müdahaleyle damar yolu açılır, sıvı takviyesiyle, yaşama döndürülebilirdi?” Ama yok.. Gördüğünüz gibi yine ihmaller ve sorumsuzluk zinciri vaki!..
***
Sonuç itibariyle, gafletin, delaletin, keyfiyetin, zaafiyetin, ciddiyetsizliğin, pek tabi ki, ehil ve liyakatsizliğin ağır faturası olarak; ölümler, öldürmelerle ödüyoruz.. Hasılı, ülkemizde yaşamak gerçekten çok ama çok zor, lakin ölüm ucuz ve hakikaten de bilabedel beleş!.. Çünkü, hesap veren yok!..
***
NORMAL DEĞİL, BU YANGINLAR..
Hiç ama hiç normal değil.. Diyeceksiniz ki, tabiat hesap soruyor.. Doğru soruyor.? Hem de, ağır bedel ödeterek, soruyor.. Lakin mevcut hal, hiç de doğal ve normal değil.. Ülke olarak, hiç görülmedik bir şekilde, dört bir taraf orman yangını!?.
***
İzmir, Antalya, Bilecik, Sakarya, Eskişehir ve Bursa.? Dün itibariyle, Diyarbakır, Elazığ, Bingöl.. Domino taşı misali, cayır cayır ormanlar, ağaçlar yanıp küle dönüyor.. İnsanlarımız da, yaşamını yitiriyor.. Daha dün 10 insanımızı kaybettik..
***
Yangınların, yerleşim yerlerine yakın bölgelerde olması da garip!.. Köyleri, ilçeleri, kentleri, sanayi bölgeleri, özellikle de turizm!.. Tehdit ediyor.. Dün işin ehli bir bürokratla sohbet ederken, sözü yaz sıcaklarına bağladı.. İtirazım oldu..
***
Sanki, yeryüzünde, Türkiye’de dünyada eskiden yaz sıcakları olmuyordu?.. Eee, unuttuk galiba.. Ben bu kadar aktifleşen, domino taşı misali yaygınlaşan yangınlara, uzmanların yüzde 80’i insan kaynaklı dediği için; sabotaj yok mu diyorum?!..
***
İki yıl öncesine kadar, her yangın sonrası denirdi ki, PKK yaptı!.. İyi de, o gün de bugün de diyorum ki, “illa ki her orman yangınını PKK mı, yapıyor?”.. Kaide mi?. Yok öyle bir şey.? Bu işin arkasında bireyselden daha çok, giderek küreselleşmekte!?…
***
Kafayı bu alana çevirmek lazım!?. Bizi kim nasıl bir organizasyonla, yangına ve onun neden olduğu tahribata boğdurmak istiyor.. Çünkü, haftalardır ülke olarak yangın felaketleriyle boğuşup duruyoruz, çevredeki gelişmelerden ırak kalarak!.. Bir senaryoyla test mi ediyorlar!..
***
İşte bu noktadan haraketle madem ki, vakıanın adı yangın!.. O zaman orman yangınlarıyla mücadelede ülke olarak bizim de, iyi bir teşkilatlanmaya ihtiyacımız var ve elzemdir.. Ormanlar hayatı nefesimiz ise, meseleyi de milli ve bekaa olarak görerek, önlem almalıyız!
***
GÜNÜN SÖZÜ?
Ne diyor Şeyh Edebali; “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın!..”