BU ÇABALAR NAFİLE!…
Bu nasıl bir körelmiş, lağım artıklı zihniyet ki, insanları okuduğu kitapla, ya da kitaplığında yer alan bir mevkuteyle, yargılamak!.. Yobazlığın da, bağnazlığın da dibi!.. Ki, travmatik, psikolojik vakıadır böylesi bir bakış, anlayışı?!.. İnsan ve toplum için, en büyük hasım ve yıkıcı tahrip kalıbı!..
***
İşte bu lağım anlayış, bugünlerde aktif!.. Hedef bu kez MHP’li Feti Yıldız.. Zat-ı tanımış değilim, zerre-i miskal bir hasb-i halimiz de olmuş değil.. Ki siyasi ve dünya görüşü kulvarımız da, bir değil.. Zıtlar hanesinde, bulunanlarız! Ama mesleğin temel ilkeleri noktasında hakkaniyet ölçüsünde, hadiselere bakmak lazım!…
***
Zaten, Yıldız’a yönelik bağnaz ve yobazca saldırıyı da, bu noktadan hareketle, burada dillendirdim!.. Resimde görüldüğü gibi, masa hayli dağınık.. Bu dağınık masanın çekilen resminde, bir detay var.. İşte o detay, geçtiğimiz hafta sonu, sosyal medya alanında hayli dolaşıma konu oldu…
***
Paylaşan paylaşana!.. Üzerinde tepinen tepinene!.. Ana etken, masanın dağınıklığı, ya da Milletvekili Yıldız’ın silüeti değil.. Pür dikkat ve saldırı konumlu olan durum masada, Abdullah Öcalan’ın kaleme aldığı bir kitabın, yer alması?.. Sanırsınız ki, ilk kez keşfedilmiş bir kitap! Bu kitap nasıl olur da, masada olur, okunur diye?
***
Kızıl kıyamet!.. Garip ve hazin olan da, kimi sözde mürekkep yalamış, hatta düzine, düzine kitap sahibi olmakla övünenler, oynattıkları kalemlerle; siyasi ve ideolojik saikle, arz-ı endam ediyorlar bu resime dair!.. Oysa ki, demokrasinin ruhunda ve kültüründeki medeniyet anlayışı, nettir!…
***
Der ki!.. Bir kişiyi okuduğu kitap üzerinden yargılıyorsan, bilki yobazsın!.. Ve yine bir kişiyi okuduğu kitaptaki görüşü benimseyen olarak görüyorsan, bilki sen bağnazsın!.. Ben de meseleye kendi cephemden nokta koyarak diyorum ki; Yıldız’ı hedefe alanlar; bağnaz ve yobazdır!…Kaldı ki, Yıldız, Öcalan’a en dehşetli hasım!
***
Bu kadar ateşli saldırganlığın temelinde yatan gerçeği sorarsanız?. Gerçek şu Öcalan ya da PKK değil, Terörsüz Türkiye rotasında, hal-i hazır yürünen yolun bu yobaz ve bağnaz anlayışa sahip olanlarda yarattığı rahatsızlıktır!… Hesap bu yolda, ne kadar arıza-i durum yaratabiliriz ki, süreç diğer süreçler gibi akamete uğrasın..
Nitekim kullanılan dil, satır arası geliştirilmek istenilen provokatif söylemler, bunu ifade diyor.. Tek istekleri var, “Türkiye eski Türkiye olsun?”.. Barış, kardeşlik, birlik ve dirlik, hukuki, eşitlik, özgürlük demokratik zeminde, ikmale gelmesin!.. Sürekli çatışan, çatıştırılan bir atmosfer olsun.. Ama diyorum ki; bunlar artık nafile.. Kanan yok!..
***
FATURA KAZIKLANMASI?
Artık fena şekilde, zorunlu, ev harcamalı faturalar, can yakıyor.. Su.. Elektrik.. Doğalgaz.. En çok da, elektrik faturaları can yakıyor!!!.. Gelir bütçesine 220 volt üstünde, çarpıyor!.. Faturadaki çok çeşitli soygun kalemler, her geçen gün artıyor.. KDV deseniz, on çeşidi.. Her kalem kendi içinde hesaplanıyor, sonra KDV bindiriliyor!.. Topyekün hesap tablosuna ekstra., KDV yazılıyor!..
***
İletim ücreti mi, bakım mı?!.. Tabi bir de sayaç okuma bedeli var.. 2024’ün sonunda, 200 ila 400 lira arasında değişen elektrik faturası, bugün 700 ila bin lira arasında, mekik dokuyor.. Ki, bini aştı mı tarife katlamalı, KDV’leri de zorunlu bahşiş oluyor.. Tıpkı taksicilerin gece tarifesi gibi akabinde tur attırmak!!.. Gündüz ayrı, gece ayrı!.. Bizimkisi de, tüketim arttıkça fiyat yükseliyor!..
***
Elektrik soygunundan geri kalır mı, Doğalgaz!.. Ne mümkün?!.. O da çifte bindirmede, okuma kalemlerini, biz niye geride kalıyoruz deyip, arttırmakta!.. Nerdeyse, Genel Müdürün özel kalem giderleri de, faturaya eklenecek!.. Özelleştirmeyle dağıtımı firmalar, korkunç bir fahiş uygulama ve siyasi destekli kararlarla, kasalarını dolduruyorlar!
***
Kaldı ki, elektrik de, doğalgaz da!.? Bila istisna üreten değil, perakende satış yapan.. En vahim ve anlaşılmaz olan da üretimsiz bu firmalar, üretici olan devletten 5 liradan aldıklarını vatandaşa, 10 katı, kimi kalemde 20 katına çıkarak, kazıklama satıyor!.. Yani vatandaş da, devlet de bu özelleştirilen iki sektöre milyarlar akıtıyor!!..
***
Şu vatandaşa devlet desteği denilen uygulama var ya!.. Onda bile, suistimal var.. Kim ne der bilmem?.. Öyle inanıyorum ki, benim gibi düşünen ekseriyettir!.. Burda bile şirketlerin hilesi var.. Faturada, devletin size desteği yüzde 40 ila 60 arasında değişiyor diye gösteriliyorsa da; rakam hilesinden öte bir şey değildir…
***
Onların hesabına göre!.. Ki öyle değil.. Bin liralık faturanızın 400 ila 550 lirası, devlet ödüyormuş gibi gösteriliyor, ya da deniliyor!.. Faturada öyle yazılı.. Gelen SMS’lerde öyle ifade ediliyor.. Ben diyorum ki, bu söylem ve sözde uygulama tamamen, otomatiğe bağlı olan aylık fiyat artışlarına bir kılıf!.. Denir ya sus payı misal, ama pay yok!…
***
Peki, enflasyon ne alemde?!.. Hükümete göre düşüyor, TÜİK’e göre de.. Ama çarşı, pazar, manav, market, kasap hiç de öyle demiyor!.. Bilakis, enflasyon bizi yedi, bitirdi diyor.. Geçim her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Hayat pahalılığı altında ezilmeyen yok, veryansın edip, tepki göstermeyen yok!.. Çare yok!.. Beklenti; fedakarlık halktan olsun..
***
Devlet-i aliye!.. İdareciler.. Hiç bir şekilde, tasarrufa yanaşmıyor, harcamalarını kısmıyor!.. Kendisi söylese de sahadaki icraat tam zıttı, uygulanıyor.. Kurumların bilaistisna hepsinde, bütçe açığı var, aşırı harcama söz konusu.. Eskiden kimi kurumlarda yüklü miktarda paralar hazineye geri dönerdi.. Ama şimdi vaki değil..
***
Enflasyon yükseldikçe toplumun ahlakı da erozyona uğradı!.. Başta dolandırıcılık olmak üzere suç oranları ürpertici bir şekilde arttı. Bir siyasetçimiz ne demişti, geçmişte.. “Enflasyon ahlâk bozar..” Maalesef sosyo-ekonomik zayıflığın en büyük tahribatı bu alanda; ahlak kalmadı?!
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Fikri beyanında akıl devre dışı kalmışsa, kıblesi fecaattır!..