VİCDANLAR KURUSUN EMİ?..
Bu çığlık benim gibi kirada yaşam mücadelesi veren bir okurun, sözü!.. İsyan bayrağı çekercesine, öfke kustu!.. Ki bir önceki yazıma da atıfta bulunarak, “bari çığlığımızı sen duy!..” Duyuyorum, duymasına, öfke mekanizmasını kalemden dökülen sözcüklere yansıtıyorsam da maalesef alakadar olmaları gerekenler mevzuda üç maymunu egemen kılıyorlar!!!..
***
Çarşı-pazarın yangın yerine dönmüş!.. Etiket terörü kız kesmiyor.. Hayat Pahalılığı.. Sabit gelirin enflasyon canavarı karşısında, perişanlığı, diz çöktürtüyor!.. Ve acımasızca, gelen ağır zamlar.. TÜİK’in çalışana ve emekliye reva, kapitalist düzene ise refah getirici, enflasyon rakamıyla getirdiği zamlar!.. Özellikle de “ev kiralarına, yüzde 52’lik zammı” uygun görmesi!..
***
Halk deyimiyle, vicdanın kurusun emi!!!.. Ama diyeceksiniz ki, TÜİK’in mi?.. Tabi ki.. Beri de fırsatçılar?.. Kira zammına biçilen kılıflar da ayrı, bir travma!.. Zamma farklı bir libas giydirip, size şu tarihe kadar mühlet, kendinize ev bulun. Oğlum ya da yakınım gelecek.? Veyahut satışa çıkarıyorum.. Ben gelip oturacağım, klasikleşti!..
***
Çalışanın, sabit gelirlilerin ekseriyetinin yüzde 70 ila 80’inin ev kirasına gittiği bir ülke ve zamanda yaşar haldeyiz.. Nasıl yaşıyorsak!?.. Tabi ev sahibini zam konusunda köşeye sıkıştığını söyleyen maliyenin de çok bu alanda becerikli takibe sahip olduğunu söylemek mümkün değil.. Hatta hiç değil..
***
Kiracı ev sahibine karşı, el mahkum!.. Çünkü hükümfermana karşı, sükuta kesilmesinin en büyük nedeni, bir başka eve taşınması halinde, yapacağı ödemeler silsilesi var.. Bir kira depozito, bir kira peşin.. Ve bir kira da, kafadan emlakçıya!.. Ev nakliye ücreti, eşyaların bu evredeki uğradığı tahribat!.. Denir ya ev değişikliği, astarı yüzünden pahalı bir hal!..
***
Bir de çakma emlakçılar var ki, hem kiracıyı hem de ev sahibini fena şekilde soğüşluyor. Resmi emlakçılar bu şahısların varlıklarından hayli rahatsız oldukları gibi, ev kiralarının sürekli artışında da bunların rolünün olduğu ifade ediliyor.? Vergisiz, kayıtsız, ruhsatsız!.. Eee; boşuna söylenmiş söz değil; denetim olmayınca cirit atan çok olur!..
***
Ya tüketim zamları!.. Yeni bir zam geldi!! Elektrik faturaları da dahil oldu.. Artış yüzde 25.. Bu direk faturaya yansıyan rakam görünse de net olarak yüzde 25 değil, vergiler düzinesiyle, dağıtım şirketlerinin sayaç okuma, bilmem teknik, arıza, bakım adıyla, eklentilerle, yüzde 50’ye tekabül ediyor elektrik zammı?!!..
***
Katlamalı tüketim endeksiyle faturalara bindirilen ekstralar!.. Hizmet bedeli.. Dün 15 lira idi, bugün 65 lira.. ! Ne diyor okur..! Vicdanları kurusun artık, televizyon ışığında, oturup, kalkıyoruz! Böyle giderse mum yakacağız, gaz yağlı lambaların dönemine döneceğiz?..
***
Haksız mı?.. Kaldı ki, ülkedeki sektörel mekanizma domino taşı misali bir üretim sistemine sahip olduğu için, elektriğe zam demek, 180 sektöre farklı şekilde, zam uygulanacağı demektir!.. Sadece elektrik zam almıyor, her şey zamlanıyor?!.. DEDAŞ mesela.. Devletten bir kilovatı 49.4 liradan alıyor, vergiler hariç 233 lira olarak faturalandırıyor!.. Fark uçurum!..
***
Doğalgaz’ı da acımasız kılar!.. Ki, önümüzdeki yıldan itibaren o da “elektrik” faturasına yansıtılan sistemle, katlamalı fiyat biçecek abonelere!.. Çifte kazıklama!.. Zaten su faturaları Diyarbakır’ı baz alıyorum!.. Elektrik ve doğalgazın faturalarına rahmet okutuyor.. Büyük tepkiler var!.. Ya sabır. Ya sabır.. Nereye kadar sabır!!!
***
Bir türlü anlam veremediğim; ülkenin ekonomisiyle ilgili kurum, kuruluş ve bakanlık keyfiyet arzında!.. Vatandaşın, ev kiraları, elektrik, doğalgaz, su ve çarşı pazardaki fahiş fiyat sistemine karşı isyanına, veryansınına vicdanlar kurusun öfke ve tepkisine yönelmiyor!.. Bilakis yaraya tuz misali!..
***
Mikrofonu alan konuşuyor.. Zor günler geride kaldı, ekonomi düzeliyor, gelir artıyor gibisinden, laf üretiliyor.. Ama, değişen bir şey yok, zamlardan başka!.. Sabit gelirliye bindirilen vergi yükü!.. Altından çıkabilene aşk olsun diyeceğim, ne aşk, ne meşk kaldı vatandaşın psikolojik yaşamında!?
***
Bir veriyle, vicdanlar kurusun” sözüne tescil kazandıralım!.. Bize bel büktürenlere bakın!.. 2024 yılında devlet-i aliye, ücretlilerden 888 milyar lira, ücretlileri istihdam eden işverenden 890 milyon lira vergi tahsilatında bulunmuş.. Gelir vergisinde yük, her zamanki gibi vatandaşa bindirilmiş!.. Halk deyimiyle!.. Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar!…
***
ÖZEL’E RAKİP KALDI MI?..
İmamoğlu içerde!.. Yavaş için de çanlar çalıyor.. Kurultay’daki PM’deki temsiliyet!.. Ve Özel’in güven tazelemesi!.. Mevcut hal, CHP’nin tek patronu kaldı, O da Özgür Özel.. Rakip, yok!.. Bundan sonra da, CHP’nin tüm işleyen mekanizma, etrafında, kenetlenecek?!..
***
Eee!. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin akıl-almaz bir maddi imkanı var.. Kontrol, eskisi gibi İmamoğlu’nda değil.. Ki, yerine seçilen zat-ı da görüyoruz ki, Özel ne derse o, rotasında!.. Cezaevinden olası bir müdahale söz konusu olursa, öyle düşünüyorum ki; ihbar patlaması olur!..
***
Öyle ya!.. İmamoğlu ve çevresiyle alakalı, şikayetleri yapan kim, ihbarda bulunan kim, gizli ve açık tanıklık eden kim!.. Hepsi, CHP’li.. Ki, İmamoğlu ve Mansur Yavaş’tan daha önce, CHP’nin mahallesinde, kendilerine otlama yapıp, mekan tesis edenler!..
***
Kaldı ki, ilk gün ifade ettim!.. Rüşvet, yolsuzluk, rant, örgütlü yapılanma davalarına en çok keyiflenen, sevinen kişi Özel’dir.. Kurultay öncesine kadar, özgür değildi.. Kurultay ona büyük bir özgürlük kapısını aralarken, bu imkanı heba etmez.. En küçük bir heybelik durumda, o ihbar eder çevresel yönden!… Yazın bir yere!?..
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Merhamet denilen duyguyu vicdan amel defterinden silmişse; beklentiler nafiledir!…