UÇUŞA GEÇERİZ ABİ, UÇUŞA!…

Artık güneş, gün, zaman bir başka kendini hissettiriyor, ülkenin dağlarında, yaylalarında, köylerinde, ilçe ve şehirlerinde!!.. Baharı da yazı da, ayrı bir doyumsuz!.. Huzur, güven, istikrar ve tabi ki barış ve kardeşliğin, esen rüzgarındaki egemenliğin getirdiği özgürlük!? Kurumuş, çoraklaşmış toprağın hasretle suya kavuşması gibi bir hal-i durum yaşanıyor bugün, her karış toprakta!… Her yönüyle hissetmek mümkün; birlik ve dirlik içerisinde yaşamak.!

***

Yarım asırdır vücut bulan, terör, şiddet, inkar ve asimilasyon, kardeş kavgası, son buluyor!.. Enva-i acıların iliklere kadar yaşandığı bir millet olarak, barışı kutsayarak, hür iradeyle konuşuyoruz!!.. Ama artık silah yok, artık terör yok.. Artık, PKK yok!.. Silah bırakma ve fesih kararıyla, yaşadığımız coğrafyada artık hayat bir başka anlamlı ve değerli.. Korku yok, endişe yok, panik yok!. Kaygıları ikmale getirecek kötümser bir hava yok!… Yaşamın doyumsuz rüzgarı esiyor.

***

Yol mu kesilecek, bombalar mı patlayacak, çatışma mı yaşanacak?.. Gözaltı, işkence, köy boşaltılmaları mı olacak?!.. Ya da, dağa adam götürmek, kaçırmak mı olacak?!.  Asker mi, polis mi şehit edilecek?.. Yoksa elinde silah dağa çıkan, onlarca örgüt üyesinin ölümünden mi söz edilecek!.. Yok, artık!.. Örgüt ne der, DEM ne der, iktidar ne der, devlet ne der?. Eller yürekte, travmatik bir yaşam mahkumiyetine daha ne kadar can verileceği endişesi ve korkusu yok.. Barışa giden yolda özgürlük meşalesi yakılmış..

 

***

Paradigmalar çok yönlü değişti.. Dağı değil, düz ovadaki siyaseti cesaret kılan irade güçlendi?..  Son bir kaç aydır bu minvalde esen rüzgar çok yönlü büyük bir değişimi, söylem yeniliği ve de güveni ortaya koydu!.. Yüzler gülüyor..  Huzur ve mutluluğun doyumuna ulaşılıyor.. Her ne kadar acılar yüreklerde taze olsa da; akan kan duracaksa, ülke evlatları ölmeyecekse, silahlar susacaksa, barışa evet diyenlerin sesleri daha bir güç kazanıyor..

***

Yüksek bir inanmışlık içerisinde samimiyetle, barışı kucaklama hasretinde, herkes!!!.. DEM Parti’den tutun da, iktidardaki AK Partiye kadar.. Ki, muhalefetteki partiler de!.. Klasik, bildiğimiz eski ezberlerin, söylem ve yaklaşımların kıskacında, bağnazlıkla sınırlı siyaset üretmedikleri gibi, tekçi, vesayetçi, hizipçi dil yok artık.. Siyasi kaygıların prangalarından kurtulmuş çok özgür bir tutumla, Terörsüz Türkiye davasına sarıldıklarını görüyoruz!… Kendilerine özgü, insiyatifi önceleyen bir yol seyrindeler?.

***

İşte bu çıkılan ve geri dönüşü olmayan barış rotasında önem arz edici olan; suyu bulandıranların, beko-avanların sosyo-ekonomik, kültürel ve siyasi provokasyonlarına, gelmemek!.. Hiç bir şekilde acabalara takılmadan!.. Ne diyorlar, Lozan ve Kürdistan söylemlerinin dışında, PKK’ya ne vaat edildi, ya da verildiği yönünde, geliştirilen söylemler!.. Oysa ki en büyük kazanım örgütün kendisinin silah bırakması ve kendini feth etmesidir, ya da bu noktaya gelmesi, getirilmesidir?..

***

Artık kafa yorulacak nokta, bundan sonrası ne olacak!?. Elbette ki, daha çok demokrasi, daha çok özgürlükçü ve eşitlikçi, halkların ve hakların serbestiyetinin tesis edilmesi olacak.. Buna hayat verecek olan da, siyasettir, siyaseti ikmal eden kanallardır?.. Burdaki ana kriter de devletin bu mekanizmaların sağlıklı, güvenli bir şekilde işlerliğini sağlamaktır.. Çünkü kaybedilen büyük bir insan kitlesi var, zaman ve ekonomi var.. Bunu ivedi şekilde telafi etmek zorundayız?…

***

Diyarbakır’da görüyoruz.. Şehrin tarihi mekanlarındaki yerli ve yabancı turisti.. Mardin’den, Hakkari’den, Şırnak’tan gelen haberler.. Van’da İranlıların akını.. Önceki gün açılışı yapılan, otomotiv fuarı.. Her ne kadar, tüketim dışında otomotiv sektöründe bölge olarak aldığımız pay yoksa da, önümüzdeki zaman, olacak dedirtecek.. Çünkü, sosyal hayatın aktifleştiği yerde, sanayi de kendine liman inşa eder..

***

Boşuna söylenmiş bir söz değil.. Savaşın kaybedeni çok, ama barışın kaybedeni yok!.. Gözler Meclis’te halk pür dikkat Bu başlık, Söz Gazetesi’nin önceki günkü manşetiydi.. Bahçeli’nin Milli Birlik Komisyonu kurulması yönündeki çağrıya, sade vatandaş ne diyor!.. Vatandaşın dediği ve inanmışlığı şu..”Kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz, bu yeter..” Başkaları yok!.. Kaldı ki; “pazarlık da yok.?” Ki toplumun tüm dinamikleri seferber; “çorbada bizim de tuzumuz olsun" diye!..

***

Önceki akşam Diyarbakırımızın eski parlamenterlerinden Altan Tan aradı.. Önce 6 yıldır kendisine konulan yurt dışı yasağı ambargosundan kurtulduğunu aktardı.. Ki, bu pranganın atılmasından sonra, bir hayli ülke gezdiğinden söz etti.. Sonra bir davette bulundu..  “Kürt Siyasetinde Birlik ve Alternatif Çalıştayı var, katılmanızı beklerim..”

***

Çalıştay 24-25 Mayıs tarihleri arasında, Sur ilçesindeki turistik bir otelde olacak.. Hedef, Kürt toplumunun karşı karşıya olduğu yapısal sorunlar, bölgesel gelişmeler, ortak bir siyasi vizyon geliştirmek!.. Yani istişare odaklı bir gayretin inşa edeceği bir sonucu, deklare etmek!.. Sonuç bildirgeli olacak..

***

Böylesi zihin odaklı efor faaliyetler önemli!.. Ki son dönemlerde Diyarbakır’da benzer çalıştayların da, olduğunu düşünürsek!.. Çıkılan Terörsüz Türkiye rotasında, milli ve yerli aklın sürekli devrede olması, güven verici!.. Kimsenin ne siyasi, ne sosyal, ne de ekonomik bir kaygısı yok!.. Ne de, menfaat devşirme!

***

Özetle.. Halk bizim halkımız.. Liderler bizim liderlerimiz.. Dava bizim davamız.. Vaki olan da barışın tesisi.. Gelinen aşama, herkesin doğru bir yol seyrinde olması!.. Eğer ki, süreci barışla taçlandırırsak!.. Bilmiş olalım ki, yaşamın tüm katmanları biz Diyarbakırlıların deyimiyle “uçuşa geçeriz abi, uçuşa!..”

 

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Seni değerli kılan, özünle bütünleşmiş olmandır, ele sarılmış olman değil!..

 ***

CUMANIZ MÜBAREK OLSUN..