MÜZAVİRLERİN ŞEYTANİ HESAPLARI BOŞA ÇIKACAKTIR!?
Şöyle var sayım noktasında bir yıl öncesine gidelim!.. Takvim yaprağı da, 12 Mayıs 2024’ü göstersin.. O gün size denilseydi ki; milliyetçi-ülkücü Devlet Bahçeli İmralı’da çeyrek asırdır tutuklu olan Abdullah Öcalan’ı direk zikrederek, muhatap görecek.. Ve diyecek ki, Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun, PKK silah bıraksın..
***
Ve bu çıkışa çözüm odaklı tarihsel geçmişi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan irade ortaya koyup sahiplenecek!.. Seyrin adına da Terörsüz Türkiye denilecek.. Marjinal partiler dışında tüm siyasi oluşumlar büyük bir inanmışlık olgunluğuyla, bizim de çorbada tuzumuz olsun deyip destek verecek!…
***
DEM Parti’nin büyük bir sorumluluk üstlenip, çıkılan yolda hassasiyet gösterecek!.. Türk solu orjinli değil, Kürt solu ağırlıklı bir duruş sergilenecek.. İmralı Heyeti oluşturulacak.. Bu heyet, partilere, sivil toplum örgütleri, İmralı ve Kandil arasında görüşme trafiğinde bulunacak.
***
Hiç bir şekilde, heyet arıza-i durum yaratmayacak!.. “Ser verip, sır vermeyecek..” Bu rotada kim konuştuysa barışın ve kardeşliğin ruhuyla, hissiyatıyla konuşacak!?. Süreç sürekli pozitif yönde gündemde tutulacak!.. 7’den 70’e toplumsal mutabakat oluşturan, barışın havası estirilecek..
***
Araya Bahçeli’nin sağlık sorunu girse de!.. 2-5 aylık duraklama gibi görünüm vaki olsa da!.. Dirisi kadar vefatı Türk-Kürt kardeşliğinin kadimliğini büyüten Sırrı Süreyya Önder’in, ani ölümü!.. Sonrasındaki siyasi ve toplumsal mutabakatlı Barışın elçisi diye kenetleme sağlandığını!..
***
Evet, tüm bunların yaşanırlığına, böylesi bir hikayeyi anlattığınızda sahi ya kim inanırdı, bugünkü aşamaya gelinebileceğini? Ve ne denilirdi, o günün konjonktürel yapısıyla?.. Biliyorum ekseriyetimiz.. Ki, terörden, şiddetten, inkar ve asimilasyondan en çok canı yanan!.. Gözaltı, işkence, baskı gören!.. DGM’lerin koridorlarında mekik dokuyan!!..
***
JİTEM’in işkence hanelerinde; zalimlikleri iliğine kadar yaşayan!.. Dönemsel, yasaklarla yüzleşen.. Saraykapı Cezaevinde yatan!.. 28 Şubat’ın en acımasız yüzüyle sıkça karşılaşan biri olarak!.. Düşünürdüm; 17 bin faili meçhul cinayet işlenmiş?. O kadar asker, polis, köy korucusu, eline silah alıp dağa çıkan PKK’lının hayatına mal olmuş yarım asırlık bir mesele!.
***
Ki, evinden, barkından, yurdundan edilen yüzbinlerce insan!.. Bir gecede binlerce köyün yakılıp-yıkılarak, boşaltılması!. Sürgünlere maruz bırakılan, milyonlarca kişi macir olmuş!.. Hayatları karartan böylesi bir vakıanın en büyük müsebbibi olan “PKK silah bırakacak, kendini feshedecek!”
***
Hade ya der!.. Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz.. Kafayı mı, üşüttünüz, diyenimiz çok olurdu?.. Nitekim bugün bile, şaşkın ne olduğunu hala anlamaya çalışan, ekseriyetimiz var!.. Kaldı ki, son çeyrek asır içerisinde bir kaç kez girişilen benzer durumun, akamete uğratıldığı gerçeği var iken!..
***
Yani sütten ağzı yanmış bir toplum ve irade ile siyasi mekanizma!.. Ama, denir ya her şerde bir hayır, her bir hayırda şer vardır.. Bizim, “Terörsüz Türkiye” ya da “Kürt Meselesi” veyahut da “PKK sorunu”! Adına her ne derseniz deyin; nerden nereye geldik gerçeğiyle şükürler olsun ki, eşikler bir bir aşılıyor?…
***
Sürece dair kafalarda onlarca soru olsa da!.. Kaygılar, endişeler acabalar ekseriyetiyle, zihin yorsa da!.. Şimdi ne olacak sorusuyla sıkça muhatap kalınsa da, toplumsal bir mutluluk, huzur, güven ve istikrar havasının estiğini, görmek mümkün!.. Demek ki, “barış tesis edilebiliyor, demek ki silah bırakılabiliyor?”
***
Kıymetli bir sonuç, ulvi değere sahip bir hedef var.. Odak nokta; bu toprakların kadimliği, kardeşliği, birliği, dirliği, medeniyeti, kültürü, birbiriyle entegre olmuş, insani, vicdani, rahmani, tarihsel bilikteliğinin yeniden şahlanır olması!.. Atılan prangalardan kurtulmasına vesile kılıcı noktaya gelinmesidir!?.
***
Süreç nihayete ererse!.. Ne Türkiye, ne Güneydoğu ve inanıyorum ki, sınır ülkelerimizin tümünde.. Suriye’de, Irak’ta, İran’da!.. Her yer özgür ve bağımsız, hür bir denklem içerisinde istikrarın, istiklalin ve istikbalin egemenlik havasını soluyacak!.. Ne diyoruz; “her fikir, her düşünce demokratik bir zeminde, telaki edilebilir?!
***
İki gündür, altını çizerek ifade ediyorum!.. Herkesin sonuca odaklanması gerekir.. Birileri fesih kararından hoşnut olmayabilir.. Birileri provokasyona, sabotaja meyil edebilir.. Kimi ülkeler ve onların istihbarat örgütleri, hatta vekaletname savaşını üstlenmiş terör yapılar da çelme atabilir?!
***
Kaldı ki yol kazası da olabilir!.. İç ve dış kışkırtmalara, sokak terörizmine, kast eden çıkabilir!.. Bunların tümü mümkün!.. Çıkılan yolun tüm aktörleri, özellikle barışı toplumsal mutabakatla satın alan bu ülke insanının, Kürdüyle, Türküyle, Lazı, Arabıyla, Sünnisi, Alevisi!!!.. İtidal içerisinde, devlet aklıyla, tedbirli olmalı!
***
Lakin içimizdeki bazı devşirmeler var ki; onlar beko-avanların da ötesinde hasımlar!?. Ülkenin, milletin, devletin gelceği hiçbir şekilde umurlarında değil!.. Ve kısır fikriyatları da, Erdoğan düşmanlığı üzerine!.. Lanet bir tavır takınması!.. Ne diyordu biri, Erdoğan dünyanın en güzel işini yapsın, alkışlamam, sahiplenmem, kötülerim!.. Tarih ve destan yazan, PKK’nın silah bırakma, kendini feshetme mevzusunda da, aynı duruş var!
***
Bilakis nasıl zehirleyebiliriz?.. Görüyoruz, medyalarını, fondaşladıkları kalemleri!.. Neymiş!.. PKK’nın bildirisinde Lozan’dan söz edilmiş!.. Yok Kürdistan ifadesi varmış!.. Yok şu, yok bu!.. Bre arsızlar!.. Daha bir yıl önce, masa üstü, masa altı, kent ittifakı bilmem ne deyip duruyordunuz; birer kanka olarak!..
***
Şimdi Terörsüz Türkiye potasına girildi, PKK kendini feshedip, silah bıraktı noktasına gelince mi; gelişmeleri tehdit olarak görmeye başladınız!.? Sizinkisi legal değil, illegal oluşumlu sevgidir.. Postalcılar sizi!.. Ama çare yok!?. Siz ne yaparsanız yapın.. Şer odakları hangi çelmeyi atarsa atsın!.. Öyle inanıyor ve umut ediyoruz ki; müzavirlerin tüm şeytani hesapları boşa çıkacaktır!…
***
Yolun sonunda, sürecin finişinde terör, şiddet, kan, gözyaşı, inkar ve asimilasyon değil; bin yıllık kadim kardeşliğimiz kazanacak.. Bu kazanımla, ülkemiz, milletimiz, devletimiz, coğrafyamız huzura kavuşacak, büyük, küresel bir güç olmaya dair, Osmanlı medeniyetine ve hedeflerine yeniden kavuşma adına, şaha kalkacağız!…
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Devletine ve milletine sahip çıkana; öz yurdunda parya muamelesi yapan zihniyet, milli olamaz?!