ESAS SORU: NE UĞRUNA?
Sabahın erken saatlerinde uyanmak veya sabah saatlerine kadar çalışmak, ertelemek veya görmezden gelmek istekleri ve yeri geldiğinde ihtiyaçları, yalnızlığı severken kalabalıklara karışmak veya tersinin ortasında bulmak kendini, susmak konuşulması gereken yerde, başı eğmek dik tutulması gerektiğini bilerek, hastalıklara kucak açarcasına kabullenmek ve mecburiyet kılıfını giydirmek yapılanlara, kısıtlamak, yutmak… Ne uğruna? Para, daha çok para, başarı, üstünlük, statü, saygı, sevgi…
İnsan, hayatı devam ettiği sürece bir yer doldurmak için çaba sarf eder. Bir şeyler başarmak, hedeflerini gerçekleştirmek, birilerinin kalbinde yer edinmek, saygınlık kazanmak, tebrik edilmek, memnun olmak adına memnun etmek için çabalar. Ansızın soluklanmak için durduğu yerde “Ne uğruna?” diye sorar insan kendine. Yaşama sebebini, çabasını, hayatta oluş sebebini neye bağladığını sorgular. Pusulaya ihtiyaç duyduğu an yolun neresinde olduğu fark etmeksizin durup “Ne uğruna?” diye sorup yönünü anlamaya çalışır. Bazen bir yorgunluğun, bazen bir sonun ya da başlangıcın, bazen bir fark edişin, bazen kabul edişin ya da her şeyi reddedişin bir başkaldırısıdır bu soru. Aile, toplum ya da sistem tarafından varlığı kabul edilen olmak adına gittikçe eğilen baş, kişinin içsel muhakemesiyle doğrulmasını sağlar bu soru.
Ne uğruna yaşıyorsunuz? Kendiniz için belirlediğiniz ve sonunda sadece sizi memnun edeceği için çaba sarf ettiğiniz kaç uğrunuz var? Yaşamda ıskaladığınız kaç parçanız oldu ve daha kaç tane ıskalamaya razısınız? Aile, toplum veya sistemin doğrusu doğrunuza denk mi ya ne kadarından eminsiniz doğru diye anılanın gerçek olduğundan?
Yaptıklarımız anlamını kaybettiğinde sevdiğimiz şeyleri neden sevdiğimizi bilemez hale geliriz, eski halimizden bahsedip geçmişin mutluluğunu acıyla anarız. Ne uğruna sevgili okur? Herkesin doğru olduğuna inanarak yürüdüğü yoldan ilerlemek yerine kendi yolunuzda kalma cesareti göstermek ve kendimiz olma huzurunu yaşamak.. Yazının bu son cümlesindeyseniz o cesarete sahipsiniz.
Ne uğruna?