CADI KAZANI FENA KAYNIYOR?..

Bugün değil, 1.5 asırdan ötedir, Ortadoğunun hal-i pür melalinin; cadı kazanını aratmadığı!..

Böl, parçala ve yut!..

Osmanlının yıkılışından bu yana Ortadoğu işte böylesi bir girdap içerisinde, siyonizmin, emperyalist güçlerin, sömürge devletlerinin, esareti altında inim inim inlemektedir!..

Ya dil, ya inanç, ya mezhep ya da ırkkurgusuyla bölge insanı birbirine kırdırıla gelmiştir!..

Ve akan kan, hep İslam kanı olmuştur?..

Ölen de, öldüren de bu coğrafyanın insanı..

Devletler bölünmüş, devletçikler olmuştur!..

***

Peki, kazanan kim?.

Hiç bir şekilde, halklar olmamıştır..

Ezilen olurken, devletinden, toprağından, vatanından ve milletinden olunmuştur!..

Coğrafya virane, halk ise mülteci!..

Ülke yönetimleri de manda olmuştur, sömürgeci devletlere ve emperyalist küresel güçlere!..

Ki artık bu güçler, sahada değiller, peyda ettikleri örgütlerle, vekâlet savaşıyla, egemenlik kuruyorlar..

Yer altı, yer üstü zenginlikleri, hortumlamak adına!..

Silah da bizden, cephane de bizden özgürlüğünüz için ölün, öldürün ama zenginliğiniz bize!

***

Suriye’de son bir hafta içerisinde olup bitenlere bakalım!..

Tarih tekerrür ediyor..

Şöyle 2014’e gidelim, neler oldu, neler yaşandı?..

DEAŞ mı, IŞİD mi?.

Adı her ne ise, bir örgüt peyda oldu!..

Irak’ta, ana karargahta Musul!..

Nasıl oldu, kim bunlar, hangi ahaliden sorusuna daha yanıt ararken, Musul’u ele geçirdiler..

Ki hiçbir direnişle karşılaşmadan..

Koca Irak’ın tüm askerlerinin teyakkuz da olduğu, cephaneliklerin, tankların, uçakların, helikopterlerin hakim olduğu bir şehirde teslimiyet bayrağı çekildi!..

***

Dünyanın varlığından haberdar olmadığı, DEAŞ denilen bu terör örgütü, Irak’tan, Suriye’ye geçiş yaptı..

400 kilometrelik yol güzergahında, düğüne gider gibi, canlı yayınlarla yüzbinlerce kilometrekarelik topraklarda, hakimiyettini kurdu.. 

Ne Esed rejimi, ne de Esed’e bel çıkanlarda, çıt çıkmadığı gibi, ilk anda müdahale de edilmedi!..

Vahşi, barbar, cani, kafa kesici, korku imparatorluğu kurarak; yayıldı!..

Her adımı Suriye sınırları içerisindeki ülkelere iç savaş, çatışma körükletti?…

***

Kobani düştü düşecek sözüyle, Güneydoğu’daki hendek olayları!..

Akabinde, 15 Temmuz darbe organizasyonu..

Bir tarafta Türkiye’yi derin bir şekilde içerden yıkmak, diğer taraftan da Türkiye’yi bu barbar örgütle ilişkilendiren, olundu!..

Sonrasında çıktı ki, DEAŞ’ın ana aklı, ABD, stratejik konumu ise, bölgede farklı örgütlerin oluşmasına zemin, yaratmak!..

Ki öyle de oldu Koalisyon güçleri Suriye’de konuşlandı!..

***

İran ve Rusya, Esed bir üçgende..

ABD ve Koalisyon güçleri bir eksende..

Arada bir de Esed’i sahiplenme!..

Kala kala, Türkiye!..

Ki en büyük ceremeyi çeken de, Ankara oldu..

Milyonlarca mülteci, aktı..

Sınır ötesinden saldırılar yapıldı..

Ve zorunlu olarak, Türkiye kendi iç ve dış güvenliğini sağlamak adına, Suriye’de yer aldı!..

Rejime, koalisyon güçlerine, vekâlet alan sağ, sol, radikal örgütlere rağmen!..

***

Suriye’deki cadı kazanının fokurdayan hal-i durumuyla alakalı meşguliyet vaki olurken, İdlib merkezli HTŞ denilen bir örgütlü yapı, peyda oldu..

Heyet-u Tahriru’ş Şam…

Rejim karşıtı, muhalif bir yapı..

Özgür Suriye Ordusu içerisinde farklı bir kol olduğu ifade ediliyor..

Ki, Halep’ten göç eden, kaçan ailelerin çocukları deniliyor!..

Yaş ortalamaları 20-25..

Çatışmalar İdlib’de başladı, Halep’e yayıldı..

***

48 saat içerisinde, 850 kilometrekarelik alanı ele geçirdi..

Denir ya tarih tekerrürden ibarettir..

Tıpkı, 2014’teki DEAŞ-IŞİD misali hiçbir direnişle karşılaşmayan HTŞ, hızlı ve yayılmacı bir organizasyonla, bölgede hakimiyetini kurdu!..

Gerek rejim güçleri, gerekse ona destek veren yapılar, örgütler silahlarını, tanklarını, helikopterlerini, teçhizatlarını bırakıp çekildi!..

Bu kadar kolay, çatışmasız Halep’i ele geçirmek, garip değil mi?..

Akla sorgusulaması var..

***

Esed yönetiminin açıklamalarına bakıyoruz!..

Daha güçlü bir saldırı için geri çekildik deniliyor..

Ama beri yanda, PKK/YPG’den direniş için destek istiyor!..

Kritik olan, Fırat’ın doğusundaki alanları, tüm müştemilatıyla, terk etti!.. PKK’nın kordon oluşturma gayreti, yeni alanlara yönelmeleri..

Bugün gelinen aşama itibariyle, Tel Fırat’ın Kuzey Doğusu’nda; üçlü bir güç çatışması başladı!..

PKK/YPG, SMO ve HTŞ!..

***

Özetle, Suriye üzerinde emel peşinde koşan ülkelerin kendilerine biat edici oluşturdukları örgütlerin çatışma tarlasına dönen bir bölge haline geldi!..

Kime tehdit, kime kazanç, artık bilinmez denklem misali!..

Ancak şunu net ifade etmek isterim ki, Suriye’de olup bitenler Türkiye açısından, en kritik, en tehdit edici durumdur..

Bu seyirde, İran mı, Türkiye mi siyonist emperyalistlerin hedefinde ilk sırayı alır?..

***

Şii eksenli, Suni kesimin ortaya koyduğu savaşta, İran hal-i hazırda, ilk sırada yer alıyor!..

Rusya’nın konumlanması da, bunu gösteriyor!..

Demem o ki, her kim sahada varlık göstermezse, bilmeli ki, bertaraf olur..

Cadı kazanına düşmektense satrançta oyuncu olmak evladır!?..

Bari, kurulan, kurulması planlanan oyunu, bozmada bir hamle olursun!?..

***

Velhasıl!.. Ortadoğu girdabında, hiçbir şey ne tesadüfidir, ne de spontane gelişendir..

İlla ki, kurgusu ve kazanımı vardır..

Yoksa ABD’nin desteklediği, silah ve mühimmat verdiği PKK/YPG, Rusya’nın desteklediği Suriye Rejimi Esed’e yardıma koşar mıydı?..

Siz deyin; vaziyet neyin hikmetine kamil!…

HTŞ yarın, YPG dahil tüm örgütlerle DEAŞ gibi iş tutarsa, şaşmayın..

***

Öyle ya, HTŞ örgütün lideri Muhammed el Golani, 2003’te Irak El Kaide'sine katılmış.

2005'te ABD tarafından yakalanarak Ebu Gureyb, Bucca ve muhtelif cezaevlerinde 5 yıl tutulmuş biri!?.

IŞİD’in son öldürülen lideri Ebubekir El Bağdadi de tutukluydu..

Sonra ABD serbest bıraktı..

Yani sebep, sonuç, kim kazançlı noktasında vaziyeti okuyup, tarihe not düşmek gerekir…

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Kalıpçının çivisi yamuksa, kurduğu iskele de yamuktur!…