SİYASETİN PAZI GÜÇLÜ ŞOVU!…

Hep demişim!.. Ki demeye de devam edeceğim.. CHP’nin kısır siyaseti düşman başına!!.. Zihniyet hayra fren ne hazindir ki; şerre de, fitneye de motor olmuştur hep!!.. Bugün değil, 70 yıldır süre gelmektedir; ülkeye ve millete kaybedişi?!.. Kavgacı, hizipçi ve de tekçi!!..

 

***

Hafta başı izlediniz!.. Sanmıyorum ki izlemeyen olsun… Ki günlerdir, tekrar edilip, duruluyor, o görüntüler!.. Malum, bütçe görüşmeleri sırasında yaşananlar!.. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya.. Düne kadar, methiyeler dizen CHP’lilerin hışmına uğradı.. Önü kesildi..  Kendisine karşı etten barikat kuruldu.. Her biri birer badigart gibi..

***

En ön safta, cüssesiyle Başarır var!!… Üniversiteli yıllarında kendi ifadesiyle Erdoğan, “sen manken olsana” dediği gibi!.. Öncü kesilmiş.. İtiş, kalkış!?. Laf dalaşı.. Arbede büyük!.. Koca koca adamlar birbirlerine, söylemedikleri laf bırakmıyorlar!.. Hepsi de seçilmiş milletvekilleri..

***

İşte tüm bunları, canlı yayında ekranda izlerken, donup kalmıyor değiliz!… Ne oluyoruz yahu diyerek kendi kendimize sorgulama yapıyoruz!!…Neden ne ara bu hale geldik, getirildik, seçilmişlerimize ne oldu da şiddet kesici oldular?!..

***

CHPlilerin savunmasına bakıyorum!.? Demokrasiye sahip çıkıyoruz diyorlar.. Kayyıma karşıyız diyorlar.. Gerekçe ne olursa olsun, elbette demokratik tepkinin kendisine özgü, kaide, kural ve ilkeleri vardır.. Meram, itişle, kalkışla, şiddetle anlatılmaz ki?..

***

Sulhla, olması gereken söylem ve eylem; nasıl oluyor da, ideolojik bir çatışmanın girdabına sokulur?.. Hemi de; sorunların çözüm merkezinin kalbinde, milli iradenin temsil edildiği, gazi Meclisin çatısı altında bunlar vuku buluyor!.. Ürküten bir tezat söz konusu!?.

***

Mevzuyla alakalı müdavim okurum İzzet usta aradı!.. O da  görüntülere mutali olmuş!.. Bütçe görüşmelerindeki karşı direniş harbine dediği şu oldu; Ula bunlar essahtan mı dövüşüyorlar yoksa “şov mu yapıyorlar?”.. Yanıtım, taraflar tribünlere oynuyorlar oldu!…

***

Siz deyin, başka izahı var mı?! Fikri olmayanın, düşünce üretmeyenin, söyleyecek söz bulamayanın, gaye üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olanın, tek kozu var o da bağırmak, çağırmak, ortalığı birbirine katıp, masayı yumruklamak, şiddete meyil etmek, kendini suyun üstüne çıkarmaktır!.. Vay Başarır vay!

***

Diyeceksiniz ki; Yerlikaya’nın ne işi vardı orada?!.. İçişleri Bakanlığının bütçesi görüşüldüğü için olmasın mı?!.. Orada askerlerin, polislerin, jandarmanın, korucuların, bekçilerin; yani güvenlik teşkilatlarının 2025 yılı ihtiyaçlarını, konuşmak üzere gittiğini unutmamak gerekir!!..

***

Aynı minvalde, gelen soruları da yanıtlamak için gitti Yerlikaya oraya!!..  Milletin hayrına, millete hizmet, huzuru, güveni tesis etmek adına hizmet üretmek için, yapılan harçamalara bütçe oluşturmak için gitti!.. Ama görülen muamele takoz olmaktan öteye gitmeyen bir siyasetle karşılaştı!…

***

Eskiden, muhalafette olanlar bütçe görüşmelerine, yüklü yüklü, dosyalarla gelirlerdi!.. Masalarında, bakanlıkların sunum dosyalarının onlarcası katı, dosyalar bulunurdu? Milletvekilleri konuşurdu, ellerinde belgelerle!.. Sıralardı, eksiklikleri, gedikleri, yanlışlıkları, çözüm bulun diye haykırarak, alternatif siyaset üretilirdi?

***

Ama ne yazıktır şimdilerde o yok!?. Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu misali!.. Siyaset de, öyle bozuldu!.. Kerameti kendinden menkuller arenasına döndü, siyasetin mecrası!.. Sloganist siyaset.. Al eline bir pankart, ezberle bir iki slogan, cüssen de büyükse, geç barikat kurmaya!.. Bu hendek geçilmez diye de bağır!!!

***

Kaldı ki, siyasetin membasında fikir üretmek, araştırma yapmak, bilgiye, belgeye ulaşmak, alternatif olmak yok mu?!!!.. Kısırlığın üretim ve verimi vaki mi?.. Demagojiyle, sokak jargonuyla, bir yere varıldığı görülmüş mü!.. Çıkmaz sokak, çıkmazdır? Boşa kürek sallayıp, hedefine ulaşan var mı?.. Nafileye yelken açan muradına ermiş mi?

***

Sormak gerekmez mi!.. Ey vekiller, siz seçilmişler!.. Biz sandık başına gidip, sizi niye seçtik!!?.. Bizi temsil etmek için, meclise hangi gaye ve amaçla gönderdik!.. Sizi, pazı gücünü kullanmak, güç gösterisinde bulunmak, pavyon kabadayılığını göstermek, yapmak, ekranlara reyting kazandırmak için göndermedik!?..

***

Velhasılı kelam!.. Ülke ve millet olarak bıktık böylesi rezaletleri, sizin gibi siyaset üretenleri görmekten!.? Gına geldi sizden!. Gün ve saat geçmiyor ki; siyasi çirkefliklerle, yüzsüzlüklerle, kavgayla, gürültüyle, hırsızlık ve arsızlık, yolsuzluk ve usulsüzlükle gündeme gelmeniz!.

***

ÜÇ MİLLETVEKİLİNİN İSTİFASI!…

MHP’nin kapı önüne koyduğu, üç milletvekili meselesi var gündemde!!?.. Hayli tartışılıyor.. Nedeni ne ki, istifaya zorlandılar.. Isparta Milletvekili Hasan Basri Sönmez, Bolu Milletvekili İsmail Akgül ve Kilis Milletvekili Mustafa Demir…

***

Vaki olan; Parti istifalarını istemiş!.. Onlar da istifa dilekçelerini hazırlayıp, bildirmiş.. Parti Yönetimi de istifalarını jet hızıyla karara bağlayıp, kabul etmiş!?.

***

Peki, istifalarının gerekçesi ne?.. Partiye göre; Parti içinde devam eden bir inceleme mucibince karar alınmış.. Ama kulis bilgilerindeki iddia ise; üç milletvekilinin altın kaçakçılığı mevzusuna isimlerinin karıştığı…!

***

Dosyanın içeriğine vakıf değiliz.. Ancak dosyaları rezillik ve zilletlik içerdiği konuşuluyor.. Bunun için de, MHP hadi kapı önüne denilmiş kendilerine..

***

Bu arada, Üç Milletvekilinin istifasına dair, Altaylı ve Saymaz’ın, Erdoğan Bahçeli görüşmesi, kaset izletilmesi yönündeki, iddiaları nedeniyle de, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma   suçlamasıyla bir soruşturma başlatılmış!?. İşler karışık yani..

***

Neyse; mevzu taze, bilahare detaylandırırız.. Soruşturma, tahkikat, kulis bilgileri.. Ki, hafta sonu bu işe, fena kafa yoranlar olacak bizim gibi!?.. MHP’yi de takdir etmek lazım.. Mevzu her neyi ifade ettiyse; ilkeli ve etik siyaset icra etmesi..

***

Üç milletvekilinin istifasının istenilmesi, çok şeyi ifade etmiyor değil?.. Sıradan bir hadise değil yani… Hele ki, sandalye sayısı noktasında; büyük bir hassasiyet vaki iken!.. Tabi bu işin bir de, hukuki ve adli yönü olacak mı?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Yumurta kapıya dayanınca ganimetten pay alma telaşının başladığı!…