OLSA İDİ NE OLURDU, OLMADI DA NE OLACAK?..

Kafalardaki soru şu!.. CHP’nin 39. Olağan Kurultayında, Kılıçdaroğlu neden yoktu?.. İyi de, nasıl gitsin.. Ne demişler “davet edilen yere erinme, edilmeyen yere de görünme..” Kaldı ki, davet edilip, edilmediğini bilen yok!. CHP’nin güven tazeleyen(!) lideri Özgür Özel davet edeceğini yarım ağızla söylemişti.. Ama aleni bir davetin olmadığı söyleniyor.. Zaten olsa idi de, Kılıçdaroğlu gitmezdi, gidemezdi?…

***

Niye mi dersiniz?.. Sakal, bıyık meselesi.. Bir kere, Kurultay’daki delegeler ve mevcut CHP yönetimine karşı hangi yüzle gidecekti?.. Birincisi yüzlerine bakma cesaretini gösteremezdi?.. Çünkü, istenilmeyen adam ilan edilmiş kendisi.. CHP’nin düştüğü lağımın müsebbibi olarak, gösteriliyor!.. Ne yaptıysa, Kılıçdaroğlu yaptı denilip duruluyor, önüne gelen de bu minvalde, saydırıyor kendisine!..

***

İkincisine gelirsek!.. Kılıçdaroğlu CHP’nin yolsuzlukla, usulsüzlükle, rüşvetle anılmasını istemediğini söylüyor. Özel’e ve eşbaşkanlık müessesini gayri resmi cezaevinde ikmal eden Ekrem İmamoğlu’na söyledikleri.. Ne diyor; CHP yolsuzlukla anılmamalı, kendini arındırmalı.. Bir de onu CHP’nin liderliğinden kumpasla, delege alımı, satımı, pavyon muhabbetiyle devirenler de orada hazurum!!!..

***

Yani, mevcut yönetimin hizmetkarı delegeler onun suratına dönüp bakmaz, bakan olursa da ağzı dolu şekilde laf eder!!? Ki kendisi de o suratları, o hal ve hareketleri görmek, bakmak ve yüz yüze gelmek istemez!..  Hal böyle iken, çok yönlü ihanet hançerleri tarafların kendilerine göre elde tuttukları, kamil iken, gidişi başlı başına gerilim operasyonuna neden olmaz mıydı?.. Bir de kongre provokatörü derlerdi.!

***

Nitekim taraflar birbirlerine ne diyorlar?!.. CHP’yi işgal eden anlayış partiyi bitirdi, 13 yıl genel başkanlık yapan Kılıçdaroğlu’nu da yediler?.. Diğer tarafta Kılıçdaroğlu ve kendisince ifade edilen halis-muhlis yol arkadaşları, Özel’i, İmamoğlu’nu ve CHP ile tutuklu Belediye Başkanlarını yargısız infazla şimdiden, mahkum etti!.. Böylesi bir siyasi havada gel de çık işin içinden..

***

Lakin sokaktaki vatandaşın ekseriyeti giderek, yüksek sesle CHP’yi bitiren de, yiyen de, ahde vefasızlık gösteren de bizatihi kendileri, CHP’liler.. Davaların siyasi olduğu ve bunun İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı noktasında önünün kesilmesinin planlandığı yönündeki üretilen algısal operasyonun da, giderek zayıfladığını!.. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, deniliyor!..

***

Okur mesaj atmış!.. Diyor ki, Kılıçdaroğlu’nun ne gücü var ki?.. Doğru.. Olsa idi, CHP’nin karşısındaki ofisi boşaltmazdı.. Zaten, Parti içerisinde istenilen rüzgarı estirmesi için, güç devşirmesi gerekirdi.. O da yok.. Var mı, Kurultay’ın sonucunu etkilemesi ya da, Özel’in listesini delmek.. İl ve ilçe teşkilatları düzeyinde içten içe baş kaldırıcı hareketle, örgütlü yapı oluşturmak!.. Tabi parti tabanını da!.. Yok!..

***

Olmayan bir şeyi varmış, olmuş gibi göstermek abesle iştigal!.. Özetle ve nokta koyucu şekilde, Kılıçdaroğlu’nun bu saat itibariyle, hele ki, 39 Kurultay sonucundan sonra, CHP'de “hiç bir şekilde, taş oynatamaz, sonuç sağlayıcı olamaz?! Hiçbir şekilde fonksiyonel etkisi ve söz sahipliği yok!.. Bir tek etkisi var, o da rakip partilerde oluşturacağı hassasiyet.. O da, Yahu 13 yıl genel başkanlığınızı yapmış biri bile size hırsız diyor, daha ne konuşuyorsunuz? eleştirilerine kapı açmak!..

***

NORMALLEŞME Mİ, İHANET Mİ?

CHP açısından, ikisinin arasındaki fark kurşun kalem çizgisi kadardır.. Baksanıza, Kılıçdaroğlu Sabah Gazetesi’ne konuştuğu için, onların sorularını yanıtladığı, mikrofonlarına bir şeyler söylediği için, vay seni gidi hain vay yaygarası koparılıyor.. Oysa ki, daha kısa süre önce Özgür Özel, konuşmuştu.. O gün ne demişlerdi; normalleşme.. İşte ihanet ile normalleşmenin arasındaki fark bu?.. Ne tezat bir durum değil mi; övmek ve yermek..!

***

KILIÇDAROĞLU NE YAPACAK?..

Öyle ya!.. Kurultay bitti.. Özel ve Silivri, istenileni elde etti.. PM’yi ekiple kurdu.. İç muhalif kalmadı.. Ki, süreçle alakalı, CHP’nin tavrı karşısında, bayrak açması beklenen, Sezgin Tanrıkulu bile ketümleşmenin mükafatını, PM’ye girmekle almış iken.. Hasılı CHP’nin yönetiminde kral çıplak diyen, kalmadığından dolayı, akla kalan o soru, Kemal Kılıçdaroğlu bundan sonra ne yapacak?!.. Merak edilen bu!..

***

Elbette pür dikkat takip edilecek!.. Emekliliğe razı mı olacak yoksa, toprağı bol olsun Ecevit gibi, operasyonel bir faaliyete mi başvuracak?.. “Her ayrılık bir başlangıç” deyip, CHP’yle yolları ayırıp, parti mi kuracak?!.. Yoksa, direnmektir türküsüyle, parti içinde kalıp, mücadelesini sürdürecek mi?.. Neyse, izliyoruz zat-ı muhteremleri!..

***

ÖZEL KİMİ KAST ETTİ?

Özgür Özel.. Kurultay’da şöyle bir beyanda bulundu.. Dedi ki; “Söz veriyorum, bu kurultay partimizin muhalefetteki son kurultayıdır. Ekrem İmamoğlu bizim Cumhurbaşkanı adayımızdır.. A planımız da, B planımız da, Z planımızda budur. Bu yolda müesses nizama işbirlikçi olanlara, kara düzenin sesi olanlara yer yok.  CHP arınacaksa, bu anlayıştan arınacak?!..”

***

Sahi ya müesses nizamın savunucusu ve tek kalesi CHP değil miydi?!.. 

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Yediler, içtiler, zil takıp oynadılar, sonra da hesabı Dilbere kitlediler!.