NOTLARIMDA NE VAR?…
Bir demet diyelim.. En sıcak mevzu, CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi.. Nam-ı diğer merhum Tahir Elçi’nin eşi.. Onun 717 bin liralık alacağı olduğu iddia edilen avukat ortağının ekseninde gelişen aksiyonlu durum.. Çok konuşuluyor!.. Vakıa, bir hayli yazılı, görsel ve sosyal medyada fırtınalar estiriyor!.. İş öylesine bir mecrada yol alıyor ki, fransız kalmak mümkün değil..
***
ELÇİ VE BARO GERİLİMİ?
Ki beni de, bu kulvara yönelip tetikleyen de, okurlarımın sorgulaması olduğunu söyleyebilirim… Siz ne diyorsunuz, kelamınız olacak mı, kim haklı, kim haksız bu seyir nereye varacak gibisinden sorular yöneltildi!?.. Özellikle de, maddi içerikli ihtilaf üzerinden inşa edilen siyasi polemiklerin dozajın bu kadar sert esmesine gerek var mıydı?!!.. Malum, zıtlar hanesinde vahim bir linç organizasyonu meselenin dönüştüğünü söyleyebiliriz… Tüm taraflar için!..
***
Bu linç planlı mı, plansız mı, spontane mi geliyor, geliştiriliyor bilmem!?. Ama her ne ise, gerek Diyarbakır Barosu’nun tarihsel köklü geçmişi ve misyonuna gerekse de merhum Tahir Elçi’nin davası davamızdır mirasını sahiplenenler açısından, hiç de şık olmayan uygunsuzluk vaki!…Telafisi imkansızlaşan, kırıcı, yıkıcı söylem ve eylemlerin ateşi körükleniyor...
***
Oysa ki, hadise olağandışı değil.. Sıradan bir mevzu!!.. Herkesin, her mesleğin ticari alış-veriş faaliyetinde yaşayıp, yaşayabileceği bir mesele!, anlaşmazlık!.. Karşısındakiyle ihtilafa düşmek, doğal bir durum!.. Ve bu ihtilafta, idari ve adli mekanizma içerisinde tüm taraflar özgür ve bağımsız şekilde “hak ve hukuk” arayışına girebilir!.. Gocunulmamalı!.. Siyasi bir kaldıraca sokulmamalı!..
***
İşte bu atmosferin ateşini körükleyen seyir, eşinin bıraktığı mirasın tahsili noktasında Elçi tarafgirlik suçlamasında bulunmasıyla, aşırılandı!. Suçladığı kurum da, üyesi bulunduğu Diyarbakır Barosu Yönetimi olunca, bardak taştı!!.. Baroya şikayet ettiği avukat, Baro Yönetimi ihtilafa düşülen ticari alacak vereceğin, ödendiğine dair beyanıyla, idari yönde kovuşturmaya gerek yok deyince Elçi öyle mi diyerek, açık tavır aldı, mevzu patlak verdi!..
***
“Siz nasıl olur da, benim tarafımda olmazsınız. Avukat hakkımı yiyor.. Avukatı niye, disipline vermezsiniz, benim alacağımı ondan tahsil etmezsiniz?.. Siz bunu yaptığınız için artık ben de sizi tanımıyorum, baronuzdan da kaydımı siliyorum.. Siz tarafgir davranıyorsunuz, hakkaniyetli davranmıyorsunuz” kabilinde bir tavırla, baroyla kurumsal düzeyde ipleri koparıyor..
***
Elçi söz konusu avukat hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açtı.. İş artık yargıda!. Bakalım kişisel menfaat içeren davada yargı nasıl bir hüküm verecek?. Bekleyip göreceğiz. Ancak, Baronun tüm bu gerilim yaratıcı tarafgil suçlamasına karşı da pür dikkat kalmasının delaleti nedir derseniz? Kurumsal ciddiyet ve ahde vefa derim!.. Denir ya, susmak bazen asalet, bazen de nezakettir?!..
***
SOĞUKTA DERS Mİ OLUR?..
Maalesef, Diyarbakır’ın bir çok bölgesinde hal-i hazırda öğrenciler soğukta ders görüyor.. Elektrik kesintileri de ayrı.. Taşımalı okullar özellikle.. İlçeler ve merkez ilçelerin kırsaldaki okulları!.. Muhtarlardan ve okul idarecilerinden, velilerden şikayetler alıyorum!. Ki daha önce de konu etmiştim ara tatil öncesi!.. Odun, kömür temin edilmediği gibi, kalorifer ve doğal gaz tesisatlı olanlardaki arıza-i durum, öğrencileri mağdur edecek diye!.. Ki ediyor şimdi.. Hem de büyük bir mağduriyet var..
***
Kaldı ki, 15 Kasım’da resmi olarak, soba ve kaloriferlerin yakılması gerekiyor!?. Kamuda yakılıyor.? Ama Aralık ayına girildi hala durum aynı, değişen bir şey yok, okullarda ısınma sistemi tamamen devre dışı.. Vakıayı, buradan İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine aktarıyorum.. Ki onlar kadar, kaymakamlar ve İl Valisi sayın Murat Zorluoğlu’na da ilan ediyoruz.. Ve diyoruz ki ivedilikle, şikayetlerin dikkate alınıp, soruna çözüm getirilmesi gerekiyor.. Çünkü, hafta sonundan itibaren, kara kış kapıyı çalmaya başlayacak.. Hava eksileri gösterecek.
***
ON GÖZLÜ ESNAFI!..
Masamda onlara dair çok ama çok not var!? Yerli ve yabancı turistten, kent ahalisine ve yerel yönetimlere kadar, söylenenler vahim!!…Hafta sonu yaptıkları basın açıklamasının içeriği “bu vahim” iddialara kamuflajdı.. Cevap içerikli yaptıkları açıklamaya Büyükşehir Belediyesi'nden dün yanıt geldi. Hepsi yekün şekilde On Gözlü çevresi ve Hevsel bahçeleri bölgesine kapsamlı bir neşterin gerekliliğini haykırıyor..
***
Ancak daha önce de mevzu edilip, çok konuşulup tartışılması nedeniyle konuşmaktan daha çok, söylemin, eylemlerin fiili olarak, somuta ermesi gerekiyor diyorum!.. Bunun için de derim ki, ilgili, yetkili ve muhataplar birbirlerine ırak noktada ayna tutacaklarına, kendi aynalarının özeleştiri bazlı kendilerine çevirip baksınlar ne gördüklerini görürler.. Ondan sonra bir masada buluşsunlar!…
***
Hal-i hazırda, yapılan, edilen söylenen ne varsa, üzüm yemek değil, bağcıyı dövmekle meşgul!.. Zaten, Hevsel ve On Gözlü Köprü çevresinde, mantar gibi üreyen yapı ve işletmelerin ekseriyetinin varlığının gayri meşru olması da bundandır.. Buraların eleştirilerin, tepkilerin, veryansınların odak merkezi haline gelmesinin nedeni de bu meçhul söylemlerdir!
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Kutuplarda hayatta kalmanın yolu, buz gibi sınıflarda ders görmekten geçer!..