NEDEN YALAN OLTASINA BAĞIMLI!
Görünen o ki, Özgür Özel sazan balığı misali, her oltaya karakteristik üreme göstererek, dalıyor.. Atılan her oltaya anında takılıyor!.. Aslını, astarını sormadan, doğru mu, yalan mı, hesap etmeden, bodoslama girişiyor!… Ve her seferinde kaybeden kendisi oluyor!.. Bundan dolayıdır ki icra ettiği siyaset, psikolojik vakıaya döndü?!..
***
Aylardır mitingler organize ediyor!.. İstanbul’da gitmediği ilçe, gecesiz Saraçhane geçirmedi.. İktidara muhalefet adına denilse de özünde, CHP Belediyelerinde patlak veren yolsuzlukları, kamuflaj etmek olduğunu bilmeyen yok!.. Yani hedef şaşırtmak.. Nitekim her miting, her uzatılan mikrofon, ya da yapılan söyleşilere bakıldığında, bu görünüyor!
***
İlla ki operasyonel bir bomba patlatılıyor.. Ne var ki, o bombalar da nihai sonucunda, pimi çekilmiş şekilde elinde dona kalıyor. Çünkü iktidarı alt etmeye yönelik attığını sandığınız o bomba, bir süre sonra bakıyorsunuz ki, meger ki içi bomboş, yapmaymış!!.. Ne barut, ne saçma, ne de şarapnel bir parça var?. Kokteyl bile değil…
***
Geri tepici şekilde, bizatihi kendi yüzü kan revan!.. Halk deyimiyle, meselenin meramını anlatırsak, “yalancının mumu, yatsıya kadar” yanar gerçeğiyle, işte bomba belge dediği iddialar sonrasında fos çıkıyor,. Bi hatırlayalım nasıl da, kendi hanesine kumpasvari gollere sebebiyet verdiğini!..
***
Önce, Manavgat’a gidelim!.. Şu “Baklava kutusundaki dolarlar..” Polis derdest etmişti, Belediye Başkan Yardımcısını.. Kamera görüntüleri, teknik takip!.. Rüşvet’e suç üstü.. Peki, Özgür Özel bey, 11 Temmuzda vuku bulan, bu olaya dair, nasıl oltaya gelmişti?..
***
Her kim bilmem!.. Ama birileri, fısıldamayla konuşturdu.. Çıktı dedi ki, “o öyle değil, böyledir, benim elimde, 30 küsür saatlik görüntü var.. Hepsini ifşa edeceğim.. Beni bekleyip.. Bu görüntüleri an be an, yayınlayacağım!..” Araya bir de iktidarı ekleyerek “Bu bir iktidar kumpasıdır” dedi..
***
Daha ilerisi, dedi ki.. O baklava kutusuna para koymayı, odaya bırakmayı polisler aylarca verdiği eğitimden sonra, şahıs bırakmış!.. Herkes görüntülerin peşine düştü, doğru mu diye.. Günler aylar kovaladı ama velakin, ne o görüntüler deşifre edildi, ne de Özgür bey, ekranlarda yayınlattı?.. Sahi ne oldu, o görüntüler sazanlık mıydı?!
***
Unutmadan!.. Erdoğan’ın ABD ziyaretine dair, elimde bomba iddia var diyen Özel ne demişti?. Ki Erdoğan daha ABD’ya gitme hazırlığı evresinde idi.. Dedi ki, Erdoğan Trump’un oğluyla iş tutmuş.. Beyaz Saray randevusu için, onunla gizli anlaşma yapmış!.. Buna dair de, belgeler var..
***
“Sağır duymaz uydurur” diyerek gülüp geçen Erdoğan, ABD’ye gitti!.. Ki gidişiyle, gelişi de, Trump’la görüşmesi de, “işte dünya liderliği, işte Türkiye’nin büyüklüğü manşetleri atıldı.. Kaldı ki, uçak meselesini THY deklare etti; “2017’den beri siparişlerimizin tamamını bekliyoruz.?”
***
Ne belge, ne resim ne de gizli anlaşma, gün yüzüne çıkmadı!.. Bunlar da yalan çıktı.? CHP’nin kalesine bal gibi, gol oldu.. Kaldı ki, Gazze’ye alınan nefes, BM’deki konuşma, Suriye ve Ortadoğu’daki diğer Türkiye’nin al-i menfaatine ilişkin yapılan anlaşmalar!.. Rusya ve Ukrayna arasındaki, arabuluculuk!..
***
Kulağa fısıldama sazanlığının getirdiği yalancı durumuna düşme halinin ruhiyetinden daha kurtulmadan, bir başka oltaya kaptırdı kendini!.. Çıktı Arnavutköy’de, bakınız bakınız, elimde AK Partili Belediyesinin yolsuzluk belgesi.. Asfalt ihalesi.. İmara aykırı villalar dedi..
***
Az sonra fragmanıyla, şu saati bekleyin denildi.. Bir de İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’e isim vererek, seslendi, haydi soruşturma aç.. Saat gelip çattı, ne bir açıklama, ne de bir belge.. Balon.. Ama Belediye Başkanı sende belge yok bende var, işte belgeler, iddialarınız asılsız, yalan..
***
Unutmadan!.. Nadir Toprak mevzusu.. Ki, Erdoğan-Trump arasında gizli bir anlaşma varmış.. Eskişehir Beylikova’daki bu “nadir toprak elementleri rezervi satılmış.. “ Alan Trump.. Saraçhane’den seslendiniz, “Ey Erdoğan!.. Türkiye satılık değildir, Eskişehir’i sattırmayız!..” Karşı yanıt gecikmede; iddialar külliyen yalan!..
***
Kaldı ki, bu işin mumu erken söndü!.. Bakan Bayraktar açıkladı.. “Yerli ve millî teknolojimizle Türkiye’nin kaderini değiştirecek Nadir Toprak Elementleri Tesisi’ni kurmak istedik. Ama ilk engel yine CHP’li Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nden geldi. ÇED olumlu raporuna rağmen, bilimsellikten uzak iddialarla yürütmeyi durdurma davası açtılar. Bugün çıkıp “Neden maden işletmiyorsunuz?” diye soruyorlar. Bu nasıl bir iki yüzlülük!..”
***
Kendi kalesine çifte gol atmak bu olsa gerek!?. Bir satış iddiası yalan.. İkincisi rezervi işletmeye engel olan, belediyesi.. Ki bundan da, haberdar değil.. Özel’i fena şekilde, sazan balığı misali, sürekli oltaya düşürüyorlar!.. Yoksa, İBB’nin lağımını patlatan Başsavcı Akın Gürlek’in Eti Maden'in Lüksemburg şirketinden başsavcı olduktan sonra maaş almaya devam ettiği iddiasında bulunmazdı!..
***
Yatsı olmadan, bir saat sonra yanıt geldi.. Gürlek açıkladı.. Meğer mevzu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olmadan önce Adalet Bakan Yardımcısı iken yapılan bir atamadan ibaret imiş? Başsavcı olarak ataması yapıldıktan sonra şirketin yönetim kurulu üyeliğinden istifa etmiş.. Gürlek’in Eti Maden’den aldığı maaş 26 bin lira!!!
***
Say say bitmez!.. Ki son sazanlık da, bizim Diyarbakırlı Aziz İhsan Aktaş’la alakalı.. Malum, İBB’nin lağımını patlatan isimlerden biri.. Ki itirafçı.. Derdest değil.. Dışarıda.. Şartlı ve yurtdışı yasağı var.. İşte buna dair Özel yine kim kulağına fısıldamışsa çıktı dedi ki; “Suç Örgütü Lideri Aziz İhsan Aktaş, yurtdışına kaçtı.. “ Yani, hükümet göz yumdu, o da kaçtı!..
***
Gelen yanıtlar serisi!.. Önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yazılı açıklama yaptı.. “Bu iddia doğru değil” diye.. Sonra Aktaş bir televizyon kanalına çıktı, canlı yayınla Özel’e denir ya, okkalı şekilde cevap verdi.. “Beyler ben kaçmadım..” Hatta Özel’e isim vererek, inanmıyorsan diye seslendi..
***
“Sizin, genel başkan yardımcılarınız var.. Burhanettin Bulut ve Özgür Karabat.. Onlarda benim telefonum mevcut..” Bir de dalgasını geçti.. “Dilerseniz her gün onlara canlı konum atayım..?” Aktaş bir de, duruşma gününü bekliyorum, o gün konuşacam, hem de yüzlerine bakarak.. Kimin yüzü kızarır.. Özel’in bindiği aracın parasını da hala ödemediklerini de hatırlatması da ayrı bir alem!
***
Hasılı!.. Özetlersek, Özel’in mevcut her oltaya takılan sazan misali durumu ciddi bir travmatik ve de psikolojik sağlıksızlığa dönüşüyor!?. İvedi olarak bu etkenlerden kurtulmalı.. En önemlisi de, kendisine bilgi, belge, istihbarat, yol gösterici olarak görev yapan danışmanlarını, revize etmeli.. Aksi taktirde, kaybeden kendisi olur!..
***
Şu son, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimiyle alakalı, hafta sonu yaptığı konuşma!.. Kendisi aday olmak istiyormuş.. Bunu da şarta bağlamış.. Peki şartı ne?.. Şartı, Erdoğan külliyeden seslenecek, diyecek ki “İmamoğlu davasında yanlış yaptık.. Özür dileyecek. Eee, “o zaman kendisi Erdoğan’la sandıkta yarışmaya varım diyecek..”
***
Vay da vay arkadaş!.. Erdoğan’ın siyasi karakterinde özür dilemek olmadığı biliniyor.. Ki etmez de.. Etmeyeceğine göre, sahi Özel beyler ne yapacak?.. Ona dair bir emaresi yok.. Bir garabet durum.. İyi de, kendisi bu partinin başında olan bir zat değil mi?.. “Aday olması kadar tabi bir durum da yok..” Ne bu kaçak güreş!.. Yoksa, Silivri mi duruma müdahil..
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Kalene attığın goller, seni golcü yapmaz!..

