BİRBİRLERİNİ BESLİYORLAR.!

Sohbete geçmeden, Azerbaycan’dan havalanıp, Gürcistan sınırında düşen, askeri Kargo uçağında, şehadet şerbetini içen, 20 şehidimizi, rahmetle ve de minnetle anıyorum.. Ülkemizin ve milletimizin, başı sağ olsun..Yüreğimizde kor ateşi var.. Yastayız..

***

Uçağın düşmesiyle alakalı çok sayıda cevap bekleyen soru var? Yanıtlar enkaz kaldırma, uzmanların incelemeleri, teknik ve kara kutu okuyucusu netice verir!. Yekün şekilde, zaman gösterecektir, düştü mü, düşürüldü mü?. Ki bilelim bu uçağın sicili de temiz!..

***

Sohbete dönersek.. Bu yazıyı, iki gün önce kaleme alacaktım, lakin Numan Kurtulmuş’un medya buluşması ve kendisiyle icra edilen hasbi halin kritiği öteledi.. Neyse yeter ki niyet halis olsun.. Tabi bir de, okurlarım sormuştu, 10 Kasım’la alakalı bir yazın olmadı diye?..

***

Hasılı, 10 Kasım’ı geride bıraktık..  Atatürk’ü andık!.. Ancak anma serüvenine baktım fikirleri ve zikirleri zıtlar hanesindeki bilinen o iki kesimin çirkefçe, tutumu dün olduğu gibi bugün de değişmemiş!.. Aynı.. Bir 87 yıl daha geçse sanmıyorum ki, değişsinler!!..

***

Siz de, biz de ahalinin ekseriyeti de, bu duruma vakıf!.. Lakin, kimse dillerine düşmek istemiyor.. Lağımdan beter bir ağız ve menfaatperestlik var bu iki kesimin harmanında!.. Çünkü, bu iki kesim de, Atatürk üzerinden halis olmayan niyetlerini boca edip, nemalanarak, geçiniyorlar… Bir kesim, Atatürk’ü İlahlaştırıyor.. Ve buradan çeşitli argümanlar geliştirerek rant teminiyle, besleniyor!.. Tek seven onlar!.. Başka da seven yokmuş?!.

***

Diğer yandan!.. Atatürk’ü ata düşmanı belleyip, hasım kesilenler.. Bu kulvarda, dil, din, inanç üzerinden açtıkları gedikle, boca ediyorlar, halis olmayan niyetleriyle.. Nemalanıp, besleniyorlar.. Yıllar yılıdır değişmeyen iki eksenli bir hastalıktır, bunların gayri ahlaki kurdukları düzen!!.. Al birini vur ötekine!.. İki taraf da, birbirlerinin değirmenine sergiledikleri tutumla, su taşıyarak, beslenmektedirler..

***

Oysa ki, bu iki kesimin ortaya koyduğu çirkeflik, ülkesel ve toplumsal dokumuzu, zedeleyip, zarar vermektedir.. Telafisi imkansız, geri dönüşü olmayan öteki konumlu fay hatları oluşturuyor..  Sinir uçlarına da dokunarak, bunu yapıyorlar.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mevzuya dair şu sözü, çok önemli.. “Cumhuriyetimizi yüceltmek adına şanlı tarihimizi yok sayanlar ile 102 yıllık Cumhuriyet tecrübesini önemsizleştirmeye çalışanlar aynı amaca hizmet ediyor?”..

***

El hak!.. Hakikatin haykırışı bu!.. Ama bu Atatürk’ten nemalanan iki kesim, şunu unutuyorlar.. Ve tabi ki, Atatürk’ün de, kim olduğunu bilmiyorlar.. Tarihten de, yaşananlardan da, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunu da, en önemlisi de, Osmanlı’yı bilmedikleri gibi be haberdar takılmaktadırlar. Bu topraklar ve bu topraklar üzerinde yaşayan, dili, dini, ırkı, rengi gözetilmeksizin iman şuuruyla şehadet şerbetini içen milletinden ve şuurundan habersizler…

***

Düşünmüyorlar!..  Atatürk’ün, Milli Mücadele harbinde, bir Osmanlı Padişahı olduğunu!.. O günkü idarenin, emir-komuta zinciriyle, savaş meydanlarına çıktığını!.. Sanırlar ki, bir anda zuhur etmiş, tek başına yedi düvele karşı savaşmış, bu milletin, bu topraklarda yaşayan insanların zerre-i miskal, desteği olmamış!.. Ne Mondros Mütarekesinden ve atılan imzadan haberdardırlar, ne de, içteki dağınıklıktan, ırkçılık fitnesiyle 21 ülkeye bölünmüşlükten!..

***

 

Atatürk Osmanlıyı yıkan değil.. Osmanlı’nın mirasıyla, büyüyen, küllerinden “Türkiye Cumhuriyeti Devletini” inşa etti.. Çevresinde mandacı kesilenlere rağmen!?.  O ki, Meclisi dualarla, hatm-i şerifle, açandı.. Ama o günü, hatırlayan yok.. Milli Mücadelede Atatürk’ün yanında, omuz omuza savaşan Kürdü de, Arabı da, bilmez!.. Hiçbir şeyi görmeyen, görmezlikten gelen bu kesime baktığınızda, kupkuru bir kafa tasçı aklıyla, Atatürkçülük nutukları atılıyor..

***

Peki ya, Atatürk’e hasım kesilenler!.. Kör bir taassup.. Ne geçmişinden, ne mücadelesinden, ne de kimlerle hareket ettiğinden, haberdar, ama değiller!.. Takındıkları tek şey, “din düşmanlığı” ürettiği, “rakı ve balık alkol, keyif ve sefa..” Onu itibarsızlaştırmak, değersizleştirmek, köksüz, kimliksiz gösterme gayreti!.. Çevresindeki kimi miskin ve muhterislerin haltlarını ona mal edip, düşman bellemeye çalışmak!..

***

Velhasıl!.. Atatürk’ü ilahlaştıran da, onu düşman belleyen de, birbirlerinden farkları yok.. Ki birbirlerini besliyorlar.. Onun için, miskinlere, muhterislere takılmadan, girdaplarına düşmeden, ülkenin ve milletin gerçekleriyle, tarihimize bakacağız, mirasın bayrağını dalgalandıracağız!.. Ve bileceğiz ki, Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusudur.. Ve yine bileceğiz ki, bu Cumhuriyet, bin yıllık köklü, tarihi geçmişe dayalı bir milletin ve coğrafyanın toprağında fışkırmıştır..

   

***

ATATÜRK’ÜN PARTİSİ!…

Biliyorum diyeceksiniz ki, ya Atatürk’ün partisinin hal-i durumu nedir? Ne yazık ki, per-ü perişan!.. Mevcut hal, aynı rotada yürünmüyor.. Her ne kadar “Atam sen kalk ben yatam” deseler de..  Atatürk kabirden kalkıp başını kaldırsa, alayına söyleyeceği çok söz olur..

***

Çünkü İstikbal Göklerdedir vecize sözüne, Bağımsızlık Benim Karakterimdir ilkesine ve ne de, Muasır Medeniyet şiarına uygun hareket edilmiyor.. Bilakis, aksi istikamette mevcudiyetine, ilkelerine, çağdaş anlayışına milli mücadele kahramanlığına, ters iş ve işlemde bulunuyorlar!..

***

Sormak lazım, CHP’nin tepe yönetimindeki zevata!.. Atatürk, İstikbal Göklerdedir derken, bu hedefte ilerleyen, İHA, SİHA, Kaan ve Kızılelma’ya, neden laf edersiniz?..

***

Ya coğrafyasında bağımsız olma adına tarihsel adımlar atan Türkiye’nin Mavi Vatan rotasına, Azerbaycan’a, Suriye’ye, Filistin’e, Lübnan’a yayılmasına neden karşı direnç gösterirsiniz?!

***

Muasır Medeniyetler seviyesine yükselme adına, havaalanları, köprüler, yollar inşa edilmesine, nükleer santrallerinin kurulmasına, hastanelerin, okulların, üniversitelerin yapılmasına neden karşı çıkarsınız?!

 ***

Ülkenin kanayan, devletin ve milletin beka meselesi haline gelen terörün sonlandırılıp, milli bir mutabakatla barışın, kardeşliğin, bin yıllık kültürü yeniden diriltme gayretine giren zamana, niye çelme atıyorsunuz?!

***

Zerre-i miskal milletin ali- menfaatine değilsiniz.. Dün olduğu gibi bugün de.. Neyle anılıyorsunuz.. “İstemezükle..” Heykelden, konserlerden, dini inanca, ibadete laiklik kisvesiyle, saldırmaktan, medet umarsınız..

***

Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, suç örgütü yapılanması!.. Ve son olarak, ülkeyi ve milleti, devleti elin gavuruna ispiyonlamak ve de yabancı gizli servislere bilgi aktarımıyla casusluk yapmak!.. Daha ne yapasınız?.  Partiyi cezaevindeki birine meze ettiniz!. İşte önceki gün, iddianame açıklandı!.. Neler yok neler?!..

***

GÜNÜN SÖZÜ.

Yahu!.. Deyin hele, bizim partiyi hangi muhteris, kaç kuruşa satın almış?…