İNSAN HAYATI BİZDE BELEŞ Mİ?!!..

Bireyden aileye uzanan toplumsal hal-i ruhiyedimiz hiç de sağlıklı değil!.. Birer psikolojik vakıa haline geldik!.. Öfke ve şiddetin egemenliği altında, burnumuzdan soluyoruz!.. Cinayet, intihar, gasp, soygun, hırsızlık hırla!.. Suç örgütleri, cirit atıyor.. Rüşvet, suistimal, ihale peşkeşliği, siyasi, ahlaki çürümüşlük!.. Yasaya ve ahlaki nizama uyan yok.. Güç odaklı otoriter bir yapıyla, yaşam mahkumiyeti altında ezilerek yada ezerek yaşıyoruz!!..

***

Güven ya da güvenlik, kime güveneceksin dedirtir noktanın ötesine geçti?.. Ki sağlayan da yok, var olan da suçlanır duruma düşürülüyor “kaale alma, sana ne” deniliyor… Çarşıya, pazara, sokağa çıkılamaz olduk!. Vaki mi gezebilen? Ya da ticari bir alışverişin güven içerisinde yapıldığı?.. Nerdeee, o şen-şakrak yaşam hali?.. Herkes endişeli, korku, panik içerisinde bana bir şey olur mu?.. Teksasa döndük deyimi artık anlam içermiyor bizatihi yaşıyoruz artık..

***

Kurşunlar yağmur gibi, satırlar havada uçuşuyor, kılıçlar dahil! Suçsuz, günahsız, alakasız insanlar öldürülüyor, yaralanıyor, durup bakan bile yok, kim niye bunu yaptı?!. Amerikan filimlerindeki sahnelerin en dehşetlisi bizde günlük hayat akışı serüveninde, rol alıyor.. Geçen hafta Diyarbakır’da peş peşe yaşanan iki olaya hepiniz vakıf oldunuz?.. Alacak-verecek, tartışmasıyla, başlayan silahlı kavganın görüntüleri hafızalarda taze!?..

***

Kadim şehrin en elit semti.. Adam elinde silahla karşısındakini kurşun yağmuruna tutuyor..  Öylesine gözü dönmüşlük var ki bir değil, iki değil, üç değil, sanırsınız ki, baba katilinden intikam alıyor şeklinde şarjör boşaltıyor?.. Peki mevzu ne?! Taraflar arasında bir miktar para alış-verişi.. Baba-oğul ölü.. Elinde silah olan genç ise öylesine öfkeli ki, başında durup saydırıyor… Sonra, bir otomobile binip, oradan uzaklaşıyor..

***

Ve o dehşet anını karşı binadaki bir kişi soğukkanlı şekilde cep telefonuyla an be an kayıt altına alıyor!.. Görüntüler korkunç!.. O görüntüler olmamış olsaydı, bu vahşete tanıklık eder miydik, ya da hakikati!?.. Maalesef.. Cinnet halinin ötesi bir ruh hali var.. Bu olayın şoku atlatılmazken, Bağlar’dan gelen haber.. İki aile kavgası.. Bir ölü, çok sayıda yaralı… Bir hafta önce de, 25 yaşlarındaki genç, maskeli dört kişinin pususuna düşürülerek, öldürülmüş!..

***

Ne ağıtlar yakılır, olup bitene? Ya elini kolunu sallayıp, işyerlerini haraca bağlayan çetelerin cüretkar kesilmeleri.. Sizi biz koruruz deyip racon keserek,, sektörleşiyorlar.. Karşı çıkan da işyerini de kurşun yağmuruna tutarak, nihai sonucu infaza kadar taşıyabiliyorlar.. “Ya bizimle, ya toprakla”.. Ölen öldü, yaralanan yaralandı.. Motosikletli olanlar ayrı bir çete yapısı.. Her semtin, mahallenin birer abisi kesilip, racon kesiyor kendilerine göre!..

***

Uyuşturucu, hap bizden sorulur.. Sosyal medyadaki paylaşımlar, 12’den sonra devlet biziz diyenler! En ifritlik hal türeyen fenomenlerin arenasındaki köpürlenme!. Adana ve Gaziantep ile Mersin’de yaşananlar.. Organizeli çetelerden beterler.. Birbirlerine kumpas yapıyorlar, adam kaldırıyorlar, yol kesiyorlar, kurşun yağdırıyorlar ve bunu bir de büyük bir marifetmiş gibi paylaşıyorlar, bizden başka kimse yaşayamaz diyerek!!..

***

Vakıa o ki, artık resmi kimlik sahipleri de aynı trendde!.. Eee!.. “Bana yan baktın, ne o beni mi kesiyorsun” deyip insanlar kurşunlanıp, satırlanarak öldürülüyorsa!.. Makam ve mevki sahibi zevat da, özel kalem de beli silahlı, adam konumlandırıyor artık.. Neme lazım biri baskın yapar, ya da ihale çeteleri, kuruma ve üzerimize çökebilir?.. Bizatihi ülke ve toplum olarak teksası yaşıyoruz hem de iliklerimize kadar..

***

Aile denilen kurum kaldı mı, bırakıldı mı ki var olsun!.. Her şey maddiyatın kölesi.. Kadın erkeğe, erkek kadına güç ve kapital otoriteyle bakıyor artık..  Sevgi, aşk, saygı yok.. İlişkiler manevi değil, maddiyat ekseninde işliyor.. Sokak ortasında, kadın tekme-tokat dövülüyor!.. Bıçaklanıyor.. Kurşunlanıyor.. Yetmiyor, başında duran adam, öldü mü, yaşıyor mu kontrol edip, tekrardan sıkıyor.. Ha keza kadın erkeğini öldürüyor.. Park, bahçe, çarşı fark etmiyor aynı yastığa baş koyanlar?!

***

Kim kimi yakalarsa, indiriyor!..  Kimsenin de kılı kıpırdamıyor, olup-biten için!.. Kıpırdarsa ne olur?.. O katil 5 yıl ceza alır, ama kılını kıpırdatıp, karşı çıkan ise 20 yılla yargılanır.. Nice örnekler sıralayabiliriz, böylesi bir akıbeti yaşayan!.. Okullardaki zorbalık.. Akran dehşeti.. Öyle büyükler bunu yaparsa, evlatları ne yapmaz?! İşte, ölen 14 yaşında, öldüren 15 yaşında.. Gruplaşan birer çete, aldıkları ceza, ya da islah edilme hal-i durumu, birilerine adam kazandırıyor?!

***

Açlığın, sefaletin ve yoksulluğun getirdiği yaşam dramı!.. Evine ekmek götüremeyip, intihar eden insanlarımız!.. Ya emeklilik hali!..Ölüme terk edilmişlik!.. Vicdan, izan, merhamet, yardımlaşma kalmamış!.. Duygular maddiyata köle olmuş şekilde, ikmale geliyor!.. Adalet mekanizması da, güç kimde ise ona göre işlev görüyor önyargısı, boşuna bir kanaat yaratmıyor toplumun 7’den 70’inde!.. Bir mahkemenin verdiği kararı bir başka mahkeme kabul görmüyor!..

***

Ar yok, utanma, sıkılma, haya, namus ve şeref duygusu kalmadı!.. Ayakkabı değiştirir gibi, parti değiştiren siyasi yapı kendini egemen kılıyorsa!.. Ahalinin, barışa, huzura, güvene ve istikrara kavuşmasını değil, kendi siyasi çıkarını önceleyen vekiller ve partiler, biz bu ülkenin sahibiyiz deyip, şiddeti benimsiyorlarsa!.. Yetmiyor, savcıları, hakimleri, polisi ve askeri kendine tehdit gören bir anlayışla, egemenlik kuruyorsa; vay ki vay halimize!.

***

Bugün cezaevleri ful çekiyor.. Suçlu, suçsuz, masum, günahkar.. Her zaman ifade ettiğimiz gibi; at izinin, it izine karıştığı bir evrede, sokakların, huzurlu olması mümkün mü?!.. Belediyelerin, kamu kuruluşlarının, en güvenilen kurumlarda yolsuzluğun, rüşvetin, suistimalin kol gezdiği, futbolun bile bahis ve şikeyle vücut bulduğu bir dönemi, yaşıyoruz!..

***

Biz bile, bir haberi, bir mevzuyu konu edip, kaleme alırken, bir kere değil binlerce kez düşünerek, kılı kırk yararak yazıyoruz.. Sonra da, endişeli şekilde, ya bana da bir şey yaparlar?. Öyle ya kirli çarkın çakalı, sırtlanı, yılanı, kalleşi, be namusu, itleşen ruha sahip kişiler çok!.. Camiada kalem satıcı çarka ayak uydurun da olunca, hakikati savunma er kişiye dönüyor!.. Algısal operasyona kurban gitmek beleşleşiyor.?!..

***

 

Zaten boşuna söylenip durmuyor muyuz; ahali olarak, biz beleşine yaşıyoruz diye!.. Yoksa, tavuk keser gibi insanlarımızı katleder miydik?!.. Ya da ölümlerine sükut kesilir miydik?! Maalesef!.. İnsan hayatı çok ama çok ucuz, hem sokakta, hem de adaletin huzurunda.. Eli kanlı katile, takım elbiseli diye ceza indirimi yapılıyorsa, demek ki hayatın  zaman akışısında gerisi teferruattır!..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Maneviyatın egemen olmadığı kapital düzende hukuk üstünlerin nam-ı hesabına işlem görür!..