İSLAM DÜNYASI NEREDEN YÜRÜYOR VE NEREYE GİDİYOR?!

Sevgili okurlar…

Ne yazık ki bu soruya yanıt vermek, güç!.. Ki 1,5 asırdan beridir sorgulana sorgulana gelinmektedir.. Ama bir türlü, sadra şifa verici bir cevap alabilmiş değiliz.. İslam dünyası vahim ve korkunç, bir zilletlik yaşıyor!..

***

Ülkeler hür ve bağımsız değil!.. Yönetimler, yönetim sistemleri de batıla ve batıya, endekslenmiş şekilde kendini konumlandırmıştır.. Tüm değerlerinden sapmıştır! Bağımlı ve başsız bir şekilde, keşmekeşlik içerisinde küfür sistemine teslim olmuş, haldedir!

***

Derbeder! Nereye gittiğini, kime hizmet ettiğini, bilemez durumdadır!..Yer altı ve yer üstü tüm zenginliklere rağmen fakruzaruret içerisinde bulunuyor!.. Ki biz de artık kestiremiyoruz, İslam dünyası, “küfür dünyasına, siyonizme, emperyalizme” nasıl olur da, boyun eğer hale gelmiştir?

***

Kaldı ki orta yerde aba ecdadın bıraktığı şanlı miras vardır!.. Osmanlı kültürü, medeniyeti, yönetim biçimi?!.. Bu kültürün membaı ve ruhu da, hiç kuşkusuz ki Kur’an-ı Kerim’e dayanıyor... Çıkılan yol da, Hz. Muhammed (S.A.V)’in yoludur… Tarih sayfalarında yazılıdır, bu yoldaki şan ve şerefin nasıl da üstün bayrağının dalgalandırıldığı!

***

Ama bugün ne hazin ve yazıktır ki ne Osmanlı medeniyeti, ne Kur’an-ı Kerim’in ruhunu yaşayan, Peygamberin yolunda yürüyen, sistemler, yönetimler ve liderler yok! Bizi biz yapan değerlerden saptığımız içindir ki İslam dünyası bugün şaşkın ördek misali, ne yaptığını bilemez haldedir!

***

Savrulup duruyor.. Gâh oraya, gâh buraya. Bir sağa, bir sola.. Pusulasını şaşırmışlıktan öteye kaybetmiştir artık İslam dünyası!

Onun içindir ki Siyonist İsrail, Gazze’de, Filistin’de soykırımda bulunuyor…

Onun içindir ki; yer küresinde küfrün sesi, yüksek çıkıyor!

Onun içindir ki, emperyalist, sömürgeci devletler Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmiştir!

***

İnanan biri olarak, yaşanan ve yaşatılan hale, çok ama çok üzülüyorum! İslam dünyasının ve müslümanların bu hali kabul edilemez diyorum!.. “Laiklik” denilen kavramın argümanlarını bağrında tutan, fikirlerin, düşüncelerin, anlayışların esiri olmuş bir şekilde İslam dünyası ve ümmet bu kadar uyuşuk bir hale gelmemeli ve düşmemelidir diyorum!

***

Türkiye dahil, İslam ülkeleri yekün bir şekilde, dirilişe geçmesi gerekir... İman meşalesini yeniden, yakmalıdır! Hürriyetin, bağımsızlığın, birliğin, dirliğin, gücün, insani, vicdani ve rahmani bütünlüğü bize gösteren, emreden Kur’an-ı Kerim’e sımsıkı sarılmamız, gerekir!

***

Eğer bunu sağlayabilirsek!? Eğer Kur’an’ın hükümlerine, Peygamber Efendimizin rehberliğine, hak yoluna meyledersek! Bilmiş olalım ki küfrün ve inançsızlığın bataklığından kurtulacağımız gibi; küfür dünyasını da alt etmiş oluruz.. Tıpkı, ecdadımız gibi!

***

Bakınız, bu minvalde merhum Mehmet Âkif Ersoy’un her kelimesi ve satırı, ibretlik içeren “Kur’an’a Hitab” şiirine.. Neler söylemiyor ki?.. Lütfen okurken, düşünerek okuyalım, bugünkü yaşam anlayışımız, benimsenilen kültür ve İslam dünyasının hal-i pür melalini de göz önüne getirelim.. Akif böyle sesleniyor..

***

“İbret alınmaz her gün okuruz ezbere de;

Bir ibret aranmaz mı ayetlerde?

 

Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına

Ya açar bakarız nazm-ı celilin yaprağına

 

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin

Ne taze mezara okunmak, ne fal bakmak için

 

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin

Ne duvarlara asılmak, ne el sürülmemek için

 

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin

Ne tezhip, ne sülüs, ne hat yazmak için

 

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin

Ne tapınak, ne nutuk, ne vaaz dini için

 

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin

Ne meslek kaygıları ne kariyer hesapları için

 

İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin

Ne erkeği yüceltmek, ne kadını aşağılamak için

Ne Araba paye vermek, ne Acemi hor görmek için”

 

***

İşte sevgili okurlar…

Merhum Âkif  çığlık çığlığa böyle sesleniyor.…

Eğer ki dediklerini anlarsak, İslam dünyasının bugünkü Kur’an’a karşı yaptığı yanlışlıklardan dolayı, Akif’in sözleri birer manevi şamar olarak yüzümüze inmektedir…

Evet, Akif’in yaşanan ve yaşatılan hali dile getirebilecek sözlerinden başka kim ne diyebilir ki?

Bu ifadelere imza atmamak mümkün değil ve akıl kârı da değildir.

***

Sonuç itibariyle.. İslam dünyası olarak kendimize çekidüzen vermemiz gerekir.

Biz nerede, Kur’an nerede ve İslam dünyası nerede yürüyor noktasında, kendimizi gözden geçirmemiz lazım... Bilelim ki tek reçete ve kurtuluş yolu vardır.. O da Kur’an’ın hükümlerine sımsıkı sarılmamızdır… Başka da yolumuz yoktur…

En derin saygı ve sevgilerimle.