SİZİ KÖTÜCÜLER, SİZİ!..

Siz var ya siz; iflah olmazsınız..! Sizin bu hasetliğinize karşı, artık öfkeli, tepkili değilim!.. Sadece acıyorum, üzülüyorum.. Ve diyorum ki yazıklar olsun size.. Bu kadar mı ülkenizden, devletinizden, milletinizden haset edicisiniz!.. Siz çok, ama çok kötüsünüz!..

***

Siz, Türkiye’nin Suriye’de üstlendiği role, elde ettiği güce, neden hasım kesilmişsiniz?.. Deyin hele!.. Kaldı ki, biat ettiğiniz, yere-göğe sığdıramadığınız, mandacılıklarına razı geldiğiniz Batı bile, Türkiye’ye şapka çıkarıyor!.. Basını, iri puntolarla manşetler atıyor..

***

Sizin demediğinizi onlar diyor!.. “Türkiye güç ve nüfus kazandı.. Küresel güçtür artık, Türkiye.. Erdoğan yine kazandı!… Dahası, 60 yıldan bu yana, AB’ye girmek için her kapıyı aşındıran Türkiye için; “AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var.. Artık, AB ülkesi olmalı” manşetlerini atıyor!.. Ve nice yorum, haber, analizler!..

***

Peki, siz ne yapıyorsunuz!.. Türkiye’nin bekasına hasım kesilmiş, kendi milletine zulüm yapmış, kanlı Baas Rejimi’nin yıkılmasına, Esat’ın kaçmasına, üzülüyorsunuz!.. Karalar bağlayıp, ah vah diyerek, ağıtlar yakıyorsunuz… Neymiş; Türkiye’nin orada ne işi var?!… Pes yani…

***

Akla ziyan, psikiyatrik bir durum!.. Öyle ya, kendi ülkenizin insanı, sabah, akşam yüz yüze geldiğin, işte, çarşıda, pazarda gördüğünüz karşılaştığınız insan!.. Sizin, ya da çocuğunuzun, yakınlarınızı!.. Tabi ülkenin idaresine soyunmuş zatlar dahil!.. Resmi büyüterek, bunlar nasıl hasetçiler oldu, diyerek üzülüyorum!

***

Suriye’deki rejim değişikliğiyle, bizdeki mülteciler mi, macir mi, göçmen mi, her ne isim verdiğiniz var ise, Suriye ahalisi, geri dönüşe geçti!.. Ülkelerine dönüyorlar.. Bakıyorum bu hasetçiler ordusundaki kimileri, ağızlarından öylesine salya akıtıyorlar ki, maazallah!.. Küfür ve hakaretler havada uçuşuyor!..

***

Denir ya yahu!.. Siz Esat rejiminden kaçıp Türkiye’ye sığınan göçmenlere, daha düne kadar söylemediğiniz kalmadı!.. Şimdi, geri dönüyorlar diye, acımasızca saldırıyorsunuz!.. “Gelirken çulsuzdular, şimdi çullu dönüyorlar” deyip, siyasal iktidarı yermeye çalışıyor.. “Onları siz zengin ettiniz” diye…

***

Sorsanız, Türkiye’nin tatil bölgelerine yerleşen Ruslara, İngilizlere, Fransızlara, Ukraynalılara!.. Hatta, Almanlara, Hollandalılara.. Kimi emekli, kimi iç çatışma ya da siyasi, sosyal yaşam yönünde, gelip yerleşenlere.. Sizin bir lafınız olur mu?. Ya da dert etmişliğiniz!.. Yok, olmaz.. Bilakis, secde edersiniz!

***

Öyle ya, Türkiye savunma sanayisinde, ya da diğer sanayi alanında yatırımlar ölçeğinde, Ortadoğu ülkeleriyle, Arap dünyasıyla iş yaptığında, kızıl kıyamet koparıp, Türkiye’yi Araplara sattılar.. Ama, Batıdan gelen varsa, ses yok..! Oysa ki, Türkiye’de yatırım ve arazi alan en çok batı ülkeleri!..

***

Kelli felli, muhalif bir yazar da, şöyle diyor!.. Türkiye hızla, Ortadoğu ülkesi oluyor.. Batı’dan kopuyor.. Oysa ki, 10-15 sene önce, AB’li bir ülkeydik.. İyi de, bu AB dediğin yapı, bu ülkeye 20 yıldır ne zulümler yaptı?.. Siyasal istikrarsızlık yaratmak için; ne ruletler çevrildi?.. İktidarı devirmek adına, neler tertiplendi?!

***

Saymaya gerek var mı?.. En son icraatları, 15 Temmuz idi.. Bu kötücüler mevzubahis Erdoğan ve onun inancı ise, kurtulmak adına vatan, millet, devlet teferruattır!?. Kafaları böyle çalışıyor!..Hasetlikleri tektir! O da Müslüman düşmanlığıdır.. Müslümanlar kazanım sağladıkça onlar kahr-u perişan oluyorlar!?..

***

Hele ki, kimi sosyal kimlik sahibi olmuş hasetçiler var!.. Lafa gelince, laik, ilerici, aydın, çağdaş, modern, hatta ve hatta demokrat kesilirler!.. “Dünyayı ben yarattım, bizim camia yarattı” kabilinde olanların ırkçılıkları yetmiyormuş gibi, milliyetçi kesilen ve Cumhurbaşkanlığı koltuğuna heves eden, Mansur Yavaş’a bakın!

***

Suriyeli göçmenler için; alay edici şekilde, şunu diyor!.. “Esad’ın zulmünü bahane ediyorlardı o bahane kalmadığına göre gitsinler..” Gel de, söylenme!.. Bahane ha.. İnsan mezbahanelerine dönen, cezaevlerini, işkencehaneleri görmüyor bizim zat!..  Pes diyorum.. İnsanın aklından başka şeyler geçiyor!..

***

Ne diyelim demek ki, hasetçiliğin karakterinde var hazmedememek..! Düşünüyorum, Erdoğan değil de, Mansur ya da, Özel, Kılıçdaroğlu!.. İmamoğlu da.. Onlar ülkenin idaresinde bulunsaydılar, Zalim Esat’a, ikamet izni verirler miydi?.. İnanıyorum ki, verirlerdi.. Bir kaç yıl sonra parti bile kurdururlardı?!

***

Neyse!.. Onlar kendi fikri dehlizlerinde bulunup kalsınlar.. 12 yıl aradan sonra, Suriye’ye Büyükelçi ataması yapıldı.? Kapıları yeniden açmak üzere, geçici Maslahatgüzar olarak görevlendirilen Burhan Köroğlu ve ekibi, Şam’a vardı.. Ay yıldızlı bayrak asıldı.. Bugün itibariyle de resmi mesai başladı. Haydi hayırlısı..

***

 

TEK BAŞINA; BM’DEN DAHA ETKİLİ?..

Kim bu?.. Elbette ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan.. İşte, Etiyopya ve Somali ülkelerinin; Ankara kriterleri ölçeğinde, uzlaşmaya varıp, barışa doğru yürümeye karar vermeleri!.. Uzun dönemdir, iki ülke arasında anlaşmazlık vardı?.. Çatışmalı bir kriz idi!.. Nihayet bitti!

***

Uzlaşmayı sağlayan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’u sağına, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmet’i ise soluna olarak, uzlaşmaya dair hazırlanan, Ankara Bildirgesini imzalattı.. Sonra da, tokalaştırdı.. İşte bu duruş, tek başına BM demektir?!

***

Tabi, birileri ne diyordu, ne işiniz var Afrika’da.?! Bu tabloya nasıl bir hasetçilik kesilmişlerdir, merak etmiyor değilim!?. Öyle inanıyorum ki, Gazze ve Filistin meselesinin uzlaşmayla sonuçlanmasında yine Erdoğan baş aktör olacak.. Trump 20 Ocak’ta iş başına geldikten sonra, mesai başlar diyorum!…

***

Tabi bir de, Rusya-Ukrayna savaşının uzlaşıyla, barışla noktalanması var!.. Bunu da ikmale getiren Erdoğan, dersem şaşırmayın!.. Malum, iki ülkeyle görüşen tek lider yine kazanan adam?.. Yeni dünya düzeninde denklemin küresel adamı!..

***

Kısacası Cumhuriyetin yeni yüzyılında, dünyadaki gelişmelerin ekseriyeti, Türkiye’nin lehine!.. Çünkü artık, küresel bir güç ve siyasi lidere sahip bir ülke konumundayız!.. Tek sıkıntımız içimizdeki hasetçiler, kötücüler, hizipçilerdir, ırkçı şoven yapılardır?.. Nokta!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Her fani için ölüm kaçınılmazdır, ama önemli olan şerefiyle mezara konulmaktır!..