GEL DE BUNLARI ANLA?…(I)
Evet ya ülkenin hal-i pür melali karşısında ne ara aklıeveller bu kadar söz sahibi oldu!.. Gerçekten, akıl sır erdirmek mümkün değil.. Korkunç ve dehşetengiz olan da, ahlaki çürümüşlüğü gırtlağa dayandı.. Ve de bunun kabullenilmesi rızasının egemenlik haline biat edici noktaya getirenler, beyinleri zonklatıyor!..
***
Ürkütücülüğü iş bireysel tavırdan çıkıp, grup ve toplumsal hizibe dönüşür hale gelmesi!.. Derinsiz, münasebetsiz, sağduyudan yoksun.. Vaziyet doğru söyleyeni, dokuz köyden kovmanın ötesinde artık seyrediyor! Kendimizden bir not düşelim!.. Yolsuzluğu, usulsüzlüğü, ihale peşkeşini!.. Rüşveti, hırsızlığı, soygunu, adam kayırmayı, partizanlığı!.. Ve de kamudaki kirli çarkı!..
***
İktidar veya muhalefet gözetmeksizin, çark aynı dönüyor.. Makam ve mevkilerin politize oluşu!.. Beri yanda rant devşirme adına enva-i hile, desise ve üçkağıtçılığın yapılması!.. İşte böylesi iğrenç ve çarpık vakıa-i hali yazdığımız, eleştirdiğimiz ve birilerinin de maskesini düşürme adına, ortaya koyduğumuz gayrete ne yazık ki, şirazesinde çıkanlar var..
***
Bu şirazesinden çıkıp tepki gösteren kimi aklıeveller!.. Vay da vay takıntısıyla kızıyor, çirkeflik gösteriyor.. Hatta biat edici kör bir taassupla küfürleri bile boca etmekten imtina etmeyenler var!.. Bağnazca döktürüyorlar yazdıklarımızın dibine not düşerek?..
***
“Ne olmuş yani?.. Yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, ihale peşkeşi yeni mi icat oldu?.. Eskiden de yok muydu?.. Bi tek şimdi mi peyda oldu, bu yazdıklarınız, çizdikleriniz, söyledikleriniz her dönem vardı?”.. Gibi, sürüp giden ahkam kesici, kamuflaj söylemler!..
***
Elbette ki, eskiden de böylesi kirli fikre, ahlak yoksunu, çıkar ve menfaat ilişkisine bağlı, devleti söğüşleyen kişi ve toplumlar yok değildi, vardılar!. Kamu malı deniz yemeyen bilmem ne kabilinde, düşünen işkembesi her şekliyle genişler oldu. Çilingir sofraları kurup, “ihale peşkeş” edilmesi!.. Yüzde 10’lık komisyonların alınması!?.
***
Ama bu değildir ki, eskiden vardı da, şimdi de böylesi hırsızlık ve iğrençlikler devam etsin? Kim yaptıysa yanına kar kalsın. Ahlaki erozyon toplumu helak etmeye devam etsin. Bu arada biz bu rezilleri dün de yazıyorduk, bugün de yazıyoruz, kral çıplak diyerek de tavrımızı ortaya koyuyoruz!!!!
***
Kaldı ki, sözünü ettiklerimiz!.. Her kim olursa olsun.. Hangi makama ve mevkiye gelirse gelsin, ya da bulunursa bulunsun!. Bu kadim şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen zevatın zikri de fikri de, kimliği de onu bağlar.. Ama velakin “hırsıza hırsız, yolsuza yolsuz, üçağıtçıya üçkağıtçı, vurguncuya, rüşvetçiye, soyguncuya siz ahlak yoksunusunuz deriz..”
***
Bunlar hele ki, girdiği her ortamda, oturduğu her sohbette ahkam kesici şekilde, şereften, namustan, ahlaktan dem vuruyorsa, ben haram yemem, yedirmem diyorsa. Şeffaflıktan dem veriyor.. Ancak icraatta tam tersi takınıyorsa, işte orada topyekün şekilde dur diyen oluruz, olmalıyız?!… Kimse bu ahaliyi kandıramaz, yetimin, öksüzün, dulun, çalışanın, emeklinin hakkını yiyemez!?
***
Rant çarkının döngüsüne gelince gündüz külahlı, gece silahlı kabilinde o biçim devleti sülük misali, emerek şişiyorsa kim olursa olsun; kırmızı kart gösterilmeli!.. Senin hırsızın, benim hırsızım ayırımı ve kategorisiyle, saf tutulmaz!.. Dün olduğu gibi bugün de, yarın da karşı olunmalı!…
***
İster atanmış ister seçilmiş olsun, temel ilke bu!.. Siyasi nüfuzla elde edilen koltuğa evdeki koltuğu gibi, şekil veremez.. Kurumu da baba mirası çiftlik şeklinde kullanamaz!.. Har vurup, harman savuramaz! Baldızdan, biradere, enişteden, kardeşe, yeğenden eşe, kızından evlada yönetim kadrosu, daire başkanı, şube müdürü, müdür oluşturamaz, oluşturulamaz!!..
***
Ama görünen o ki, bu artık alenice yapılıyor tüm bu iğrenç menfaatçılık!. Dün vardı diyenlerin sarıldığı bu ip, mevcut çarpık yapıyı daha bir alevlendirip, palazlandığını da zaman içerisinde gördüklerine de şahit oluyoruz!… Hiç bir uygar anlayışta, hak, hukuk, adalet nizamıyla yönetilen ortamda, böylesi bir girdap söz konusu olmamış, olmamalı!..
***
İşte biz dün olduğu gibi bugün de bunları yazıyoruz, çiziyoruz, anlatıyoruz.. Ve diyoruz ki kral çıplak, önleyin bunları!? Geldiğiniz makam ve mevkide soyguncu, talancı rüşvetçi kesilmeyin, hizmetkar olun.. Sözünüz de özünüz de, ilkeleriniz de bir olsun..
***
Ama kime dersin?.. “Deve kuşu” misali kafalar kuma gömülü.. Değişen bir şey yok!.. Lakin aklıeveller, yanlışlıkların dile getirilmesini, istemiyor, düzeltilmesi için yapılan iyi niyetli uyarıları da düşmanlık olarak sayıp, köpürmede bulunuyorlar.. Diyeceksiniz ki, çarpık hal-i durumu böylesi bir zihniyet nasıl çözer, düzeltebilir ki?!.. Tabi ki, ne mümkün?.. Düzeltmez, düzeltemez.. Bilakis olup-biten şirretliğin iştahını daha bir kabartır!.. Bağnazlığı pikleştirir..
***
Biz ne diyelim!.. Kendi düşen ağlamaz ama biliyorum ki günü geldiğinde, ne olmuş ki, eskiden de bu iğrençlikler yaşanıyordu diyenler, birebir yüzleştiklerinde bu nasıl bir lağım anlayışıdır diyerek, bayrak açacaklardır… Bugün nemalanma, yarın musluk kesilme!. İşte o zaman da iş işten geçmiş olur, saplanılan kirlilik batağının siyasileşmiş aklıevellerine!!?..
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Akan suyun bulanıklığı çamurdan değil, lağımdandır!..