Otobüs şoförleri: 'Camlar kırıldı canlar kırılmasın'

PKK saldırıları sonrası çeşitli kentlerdeki protesto gösterileri sırasında araçları taşlanan Diyarbakırlı otobüs şoförleri bir gün kontak kapattıktan sonra yeniden yollarda. Yaşadıkları olaylar karşısında üzgün olduklarını söyleyen şoförler, "Camlarımız kırıldı ama canlar kırılmasın" diyorlar.

Otobüs şoförleri: 'Camlar kırıldı canlar kırılmasın'

PKK’nın Dağlıca ve Iğdır saldırılarının ardından gerçekleşen protesto saldırıları sırasında, bazı gruplar Ankara, Kayseri, Tarsus, Osmaniye ve Adana’da doğu plakalı otobüs ve kamyonları taşlamıştı. Bir şoförün yaralandığı olaylarda otobüsleri zarar gören Diyarbakırlı firmalar dün kontak kapatarak tüm seferlerini iptal etti, bugünse yeniden yollara çıktılar. Ancak firma sahipleri ve şoförler tedirgin.

'25 yıllık şoförüm ilk kez başıma geldi'

Uzun yol tır şoförü Remzi Sevinç'in aracı da saldırıya uğradı. 25 yıldan beri Ankara hattında çalıştığını söyleyen Sevinç yaşadıkları karşısında şaşkın ve üzgün:

“Ankara’dan Diyarbakır’a geliyordum. Akşam 21:30 gibi Şereflikoçhisar’a girdim. İlçe merkezi kaynıyordu. Kalabalık toplanmış yolun iki tarafından geçen araçları kontrol ediyorlardı. Camım yarı açıktı. Biri ‘Diyarbakır plaka’ deyince arabama hücum ettiler. Kapılarımı kilitledim. Biri kapının kulpunu zorlayarak 'aç' dedi. Diğerleri taşlamaya başladı. Arabanın ön paneli, camları kırıldı. Kapının kolu adamın elinde kaldı. Yol açılınca ilerleyerek kalabalıktan kurtuldum."

‘Beni en önce Türk arkadaşlarım aradı’

Remzi Sevinç kamyonuyla Şereflikoçhisar’dan çıktıktan sonra bir yol üstü tesisinde durup olayın şokundan kurtulmaya çalışmış. Yaşadıkları ile ilgili onu ilk, yıllarca birlikte çalıştığı Türk arkadaşları aramış.

“Türk ve Kürt diyoruz, ne kadar ayıp bir şey. 25 yıldır bu hatta çalışıyorum ve koyu MHP’li Türk arkadaşlarım bile var. Zaten olayın ardından ilk onlar aradılar ve yanıma gelmeyi teklif ettiler. Aynı tesiste, aynı kahvehanede yıllarca birlikte oturmuş; sevinçlerimizi, üzüntülerimizi paylaşmışız. Benim canım ciğerim bu insanlar. Aramızda ayrılık, gayrılık olur mu hiç? Eğer öyle olsaydı benim bir arabamın plakası 21 (Diyarbakır) diğeri 11 (Bilecik) olmazdı. Doğu plakamla batıda, batı plakamla doğuda tehlike altında olacaksam ne anlamı kalır? Türkler benim kardeşimdir ancak aralarındaki bu cahiller ayrımcılığı körüklüyorlar ne yazık ki.”

'Kendim ve arabam için değil yolcularım için tedirginim'

Bu sabah otobüsü ve yolcularıyla dün saldırıların yaşandığı Mersin’e doğru yola çıkan Mehmet Cesur Erginoğlu tedirgin. Tedirginliğinin nedeni ise yolcularından birinin zarar göreceği endişesi:

“Tarsus, Osmaniye ve Adana bizim için artık tehlikeli. Dün Adana Otogarı'na 500 kişi girmiş doğu plakalı arabaları arıyorlardı. Yolcularımızın çoğunu minibüslerle yollamak zorunda kaldık. Kalabalık dağılınca polis araçlarımızı otobana yönlendirdi. Yakalayabildikleri otobüslerin camlarını kırdılar. Yazık günah değil mi, bu milli servettir. Hepimiz Müslümanız, aynı birlikte askerlik yapmadık mı? Bizim bu yaşanan olaylarla ne ilgimiz var? Ekmeğinin peşinde koşan insanlarız biz. Şimdi yola çıkarken içinde bir sıkıntı var; acaba bir şey olacak mı, saldıracaklar mı diye. Kendim için, malım için değil, yolcularımız bize emanet ve kıllarına zarar gelirse kaldıramam bunu.”

'Canlar kırılmasın'

Olaylarda Kayseri, Anamur ve Erdemli’de dört otobüsleri zarar gören Özlem Diyarbakır Seyahat’in genel müdürü Murat Güneş, malın bir kıymetinin olmadığını belirterek, esas meselenin canların incinmemesi olduğunu anlatıyor.

“Dün Diyarbakır Şehirlerarası Otobüs Terminali’nde hiçbir araç çıkmadı. Kontak kapattık. İnsanlar durumumuzu anlasınlar diye yapıldı bu. Ama bugün yollardayız. Yolcularımızı menzillerine taşımak zorundayız. Arabalarımız sadece Kürtleri taşımıyor ki... Polisi, askeri, memuru da bizimle seyahat ediyor. Onlar bize emanet ve şu yaşadıklarımıza bir bakın.”

'Mersin’de yaşadıklarımız kahretti beni'

Mersin Erdemli’de kadın yolcusu tartaklanan Güneş olay karşısında kahrolduğunu anlatıyor...

“Kadın bir yolcumu tartakladılar. Elinden tuttuğu küçük çocuğunun yanında. Kadın, ‘Çocuğumun yanında yapmayın’ deyince kadına ve çocuğuna küfrettiler. Çocuk ağlıyordu. Kendimizi siper ettik. Çok gücüme gitti. Kadına çocuğa el kaldırılır mı? Camlarımız kırılmış, otobüsümüz parçalanmış umurumda değil ama bir can zarar görürse, bir can kırılırsa, kimse kusura bakmasın ama buna tahammül etmem mümkün değil.”

'Kardeşliğimizi bozmalarına müsaade etmeyelim'

Murat Güneş güvenlik güçlerinin önlem almasını da istiyor:  “Polis biraz zayıf kaldı. Kalabalıkları kontrol altına alamadılar. Böyle devam ederse yaşanan olaylara karşı verdikleri tepkinin dozu daha fazla artacak. O zaman telafisi mümkün olmayan şeyler yaşayabiliriz ve bu hepimizi kahreder. Birliğimizi, kardeşliğimizi bozmalarına lütfen müsaade etmeyelim.”

Kaynak: Diyarbakır Söz