Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin (MED-DER) 11 Temmuz’da başlayan Kürtçe kursları devam ediyor. Eylül ayına kadar devam edecek Kürtçenin Kurmancî ve Kirmanckî lehçelerinde eğitim verilen kurslara, yaklaşık 350 kişi katılıyor. Çocuklar için iki sınıf, yetişkinler için ise 10 sınıfta verilen eğitimler, ayrıca online olarak da veriliyor. MED-DER’in kursiyerleri, Kürtçeye yönelik asimilasyon politikalarına dikkat çekerek, buna karşı anadilde eğitimin önemine vurgu yaptı.
KÜRTÇENİN YAŞATILMASI VE ÖĞRENİLMESİ
Yıllarca Türkçe yazdığı eserlerini anadilinde yazabilmek için kursa katıldığını belirten yazar Burhan Babaoğlu, “Dilim benim varlığımdır. Kürtler dilini unutursa, varlığını da insanlığını da unutmuş olur” dedi. Kürtçenin yaşatılması ve öğrenilmesi gerektiğini belirterek, “Ben Kürt’üm, Kürtçe konuşuyorum’ diyen herkesin bunu sürdürmesi ve yaygınlaştırması gerekiyor” diye konuştu.
‘KÜLTÜR ANADİLLE YAŞATILMALI’
Kursiyerlerden Nejat Aslan, Kürtçe konuşmada zorluk çektiğini belirtti. Kürt kültürünün yaşatılmasında dilin önemli olduğunun altını çizen Aslan, “Dil ve kültürümüz yaşatılacaksa, bu topraklarda dil ile yaşatılması gerektiğini düşünüyorum” derken, Hukuk öğrencisi Rohat Çapın ise tarih boyunca Kürtçe üzerinde asimilasyon politikalarının sürdüğünü ifade ederek, anadilde eğitimin önemine vurgu yaptı.
‘HERKES ANADİLİNİ ÖĞRENMELİ’
Köyden kente göç etmesinin ardından anadilini unuttuğunu söyleyen Nurettin Ezgi, “Kürtçeyi neredeyse unuttum. Bu eksikliğimi geç fark ettim. Kursa gelerek bu eksikliğimi gidermeye çalışıyorum. Eğer Kürt’sek ve dilimizi konuşamıyorsak, bu bizim için çok büyük bir sorun ve daha fazla geç olmadan öğrenmem gerektiğini düşündüm. İster yakın, ister geç, herkesin Kürtçe öğrenmesi gerekiyor” dedi.
‘ASİMİLASYONUN BİR PARÇASI’
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Elif Çoban, mesleğini ve yaşamını anadilinde sürdürebilmek için kursa geldiğini belirtti. “Kürtçem yeterince iyi değil, bu benim için büyük bir problem. hukuk okuyorum. Halka hitap edebilmek için Kürtçe öğrenmek istiyorum” diyen Çoban, “Anne babalarımız kendi aralarında Kürtçe konuşuyorlar ancak çocuklarıyla Türkçe konuşmaya başlamışlar. Bu asimilasyonun bir parçası, buna karşı durmamız gerekiyor” diye belirtti.
‘DİLİMİZ İKİNCİ PLANDA KALDI’
Günlük yaşamda Kürtçenin ikinci plana düştüğünü belirten Fatih Ünal ise, şunları söyledi: “Kürtçe konuşmasını biliyorum ancak yazma ve okuma noktasında eksikliklerim çok. Sokakta, evde, okulda hep Türkçe konuştuğumuz için kendi dilimiz ikinci plana düşüyor. Bu eksikliğimi gidermek için geldim. Dilimizin yaşaması için herkes evinde, çocuklarıyla ve ailesiyle Kürtçe konuşmalı.”
Kaynak: Diyarbakır Söz