Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında Dicle Nehri üzerindeki yapımına 2006 yılında başlanan Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi nedeniyle Batman’ın 12 bin yıllık geçmişi bulunan tarihi Hasankeyf ilçesi ile birlikte birçok yerleşim yerinin sular altında kalmasına az bir süre kaldı. UNESCO'nun tüm kriterlerini yerine getirmesine rağmen hükümet düzeyinde bir başvuru olmadığı için Dünya Mirası Listesi'ne alınmayan kent, tarihi yapıların bir bölümünün başka yere taşınması sonrası yakın zamanda sular altında kalacak. Nehir tabanından itibaren 135 metre uzunluğunda, bin 200 megavat kurulu gücünde inşa edilen barajda, 10 Haziran’dan itibaren su tutma işlemine başlanacak.
Konu yapılan Siirt İl Koordinasyon Kurulu toplantısında gündemine geldi. Toplantıya katılan Vali Ali Fuat Atik’in, 10 Haziran 2019 tarihi itibariyle Ilısu Barajı’nda su tutulmaya başlanacağını açıklayarak, bu nedenle baraj havzasında kalan yerleşim yerlerinin boşaltılması için gerekli önlemlerin alınmasını istediği öğrenildi.
Baraj kapakları Mardin’in Dargeçit ilçesinde inşa edilen Ilısu Barajı’nın su biriktirme havzası Batman, Siirt, Şırnak ve Diyarbakır illeri sınırları içerisinde yer alıyor. Barajda su tutma işlemine başlanması ile birlikte tarihi Hasankeyf ilçesi ile birlikte toplam 199 köy ve mahalle sular altında kalacak.
HÖYÜKLER, MAĞARALAR, CAMİLER, KLİSELER
Tarihi ilçe için yıllardır mücadele eden Hasankeyf Yaşatma Girişimi’nin daha önce hazırladığı raporda, bu yerleşim yerleri ile birlikte bölgede yer alan 250’ye yakın höyük, 5 binden fazla mağara, tarihi camiler, minareler, kilise kalıntıları, sahabe kabirleri, türbeler ve tarihi köprüler gibi eşsiz pekçok eser ve değer yine sular altında kalacak.
KÜLTÜREL VE EKOLOJİK YIKIM
Atatürk Barajı’ndan sonra Türkiye’nin en büyük ikinci barajı olacak olan Ilısu Barajı, yol açacağı kültürel yıkım kadar doğadaki canlı yaşamını da ciddi bir şekilde etkileyecek. Barajın faaliyete geçmesi ile birlikte bölgedeki birçok bitki ve canlı hayvan türlerinin yaşam alanlarının daralacağı ya da tamamen yok olacağı belirtilen raporda, bazı hayvan ve bitki türlerinin besin ve habitatlarının yok edilmesiyle birlikte kitlesel balık ölümleri, iklimde yumuşama ve doğal yaşamda değişim gibi birçok ekolojik ve çevresel etkilerin yaşanacağı uyarısında bulunulmuştu.
Yine yaşanacak iç göçler ve bu durumun yol açacağı sosyo-ekonomik problemlere de işaret edilen raporda, barajın kültürel, ekolojik, sosyal, psikolojik yıkımlara sebep olacağı belirtildi.
Kaynak: Diyarbakır Söz