Türkiye’nin Diva lakaplı efsane sanatçısı Bülent Ersoy'un, Antalya – İstanbul seferi sırasında uçakta takılamayan emniyet kemeri nedeniyle 40 dakika rötar yapmasına neden olduğu gerekçesiyle hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. Efsane sanatçının hastalığı nedeni ile duruşmaya avukatı Mustafa Işık katıldı.
Avukat Mustafa Işık müvekkili Bülent Ersoy’un sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılamadığını belirten Mustafa Işık, Bülent Ersoy'un savunmasının adresinde alınmasını talep etti.
Davacı avukatı Osman Aydın ise şahsi hakları tutulmak kaydı ile sanığın cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.
Duruşmanın ardından basın mensuplarına açıklama yapan efsane şarkıcı Bülent Ersoy'un avukatı Mustafa Işık, müvekkilinin daha önce geçirdiği sağlık operasyonları nedeniyle emniyet kemeri takmadığı için uçağın hareket etmesinde bir sıkıntı yaşandığını anlattı.
Bülent Ersoy’un avukatı Mustafa Işık’ın açıklamaları şu şekilde…
"Mahkemeye yapılan şikayetler sonunda kişi hakkında kamu huzur ve sükununu bozma ile ilgili kamu dava açmış durumdadır. Bugün duruşmaya girdik. Bülent Hanım, rahatsızlığı nedeniyle Antalya'ya gelemedi. İstanbul'da talimat ile ifade verecekler. Yargılama sonunda adaletin yerini bulacağına inanıyoruz" diye konuştu.
İddianame şu şekilde…
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 3 Ocak 2015'te Antalya-İstanbul seferini yapan TK 2933 sefer sayılı uçakta, uçuş hazırlığı esnasında yapılan anonsa ve şahsen uçuş görevlileri tarafından kendisine iletilen ikazlara rağmen şüpheli Ersoy'un emniyet kemerini bağlamadığı anlatılıyor.
Uçağın bunun üzerine pist başına geri döndüğü, kapıların açıldığı kaydedilen iddianamede, yer görevlilerinin gelerek şüpheliyi ikna etmeleri üzerine uçağın gecikmeli kalktığı ifade ediliyor.
Bülent Ersoy'un, olay tarihinde 21.55'te kalkması gereken uçağın 22.35'te hareket etmesine sebebiyet verdiği ve müştekilerin huzur ve sükununu bozmasına neden olduğu anlatılan iddianamede, şüpheli hakkında, TCK'nın "kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçunu düzenleyen TCK'nın 123/1 maddesi uyarınca 3 aydan bir yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
Bülent Ersoy Kimdir?
Bülent Ersoy, 1952 yılında Malatya’da dünyaya geldi. Annesi Naciye Poyraz'dır. 1960 yılına kadar Malatya’da kaldı. Daha sonra ailesiyle birlikte İstanbul'a göç etti. Esas adı Bülent Erkoç’dur. Çok küçük yaşlardan tibaren müzikle ilgilenmeye başladı. Melahat Pars, Rıdvan Aytan gibi üstadlardan ve belediye konservatuarı hocalarından özel dersler aldı. İstanbul Belediye Konservatuarı'nı bitiren değerli sanatçı, aldığı akademik terbiye vasıtasıyla hem Tanrı vergisi sesini hem de müzikal tecrübelerini geliştirme fırsatı buldu.
İlk olarak 1970 yılında Üsküdar Fıstıkağacı’nda dönemin ilk aile gazinolarından birisi olan “Özlem” Aile Gazinosu'nda sahneye çıkarak sahne hayatına başladı. Fikret Torun’un Sunar Konser Bürosu olarak düzenlediği ses yarışmasına katılarak bu yarışmada birinciliği kazanmış ve 1000 lira para ödülü almıştır. Sonrasında bu gazinoda üç ay kadar assolist olarak çalışmıştır.
1971 yılında Saner Plak'tan çıkan kırkbeşlik plağı ilk albüm çalışması oldu. Bu çalışmada, güfte ve bestesi bestekâr Muzaffer Özpınar'a ait "Lüzûm Lalmadı" ve "Neye Yarar Gelişin" adlı eserleri seslendirdi. Sahneye ilk adımını 1974 yılında Büyük Maksim Müzikholleri'nde attı ve müzik dünyasına bomba gibi düştü. Ancak gerçek soy ismi Erkoç olan sanatçının soyadı Müjdat Gezen tarafından Ersoy olarak değiştirilmiştir. Bu yıllardan itibaren gerek ismi gibi "bülend-paye" sesiyle gerekse hanımefendi kişiliğiyle Türk halkının beğenisini kazandı.
Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar Ekolü'nün temsilcisi olarak başladığı sanat hayatında, akademik sanat kariyerinin de yüksek olması hasebiyle olağanüstü bir yorumcu ve büyük bir tavrın sancaktarı oldu. "Baharı Bekleyen Kumrular Gibi", "Dert Çekmeye Gidiyorum" gibi her okuduğu şarkıyla grafiği sürekli yukarı tırmandı. O yıllarda TRT'ye, musikimizin bahtsızlığından ötürü kenara itilmiş, klasik makamlarda eski ve kalıcı eserler yorumladı. Yetmişli yılların ortasında daha da ileri giderek; o günkü müzik piyasasında pop, arabesk ve fantezi vb. gibi ticari şarkılar revaçta olmasına karşın Itrî'nin "Tut-î Mucize-I Gûyan"ı gibi eserlerden oluşan koyu klasik bir uzunçalar yaptı. Bu ilk uzunçalar çalışması müzik piyasasında ki tüm hesapları altüst etti ve satış rekoru kırdı.
Ağustos 1980'de İzmir Fuarı'nda seyircilerden gelen tezahürat sonrası göğüslerini açınca İzmir Cumhuriyet Savcılığı, hakkında soruşturma açtı. Eylül 1980'de İzmir Kordon'daki evinde bir hâkime hakaret edince tutuklanarak 45 gün hapis cezası aldı ve Buca Cezaevi'nde tutuklu kaldı.
14 Nisan 1981'de Londra'da Charring Cross Hastanesi'nde geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatıyla kadın oldu, ancak “pembe nüfus kağıdı” alması yıllar sonra, sahne yasağını da kaldıran dönemin başbakanı Turgut Özal'ın öncülüğünde çıkartılan bir kanun sayesinde oldu.
Bülent Ersoy’a 12 Eylül darbesi sonrası Haziran 1981'de diğer travesti ve transseksüel sanatçılarla birlikte sahne yasağı getirildi. Bu dönemde kariyerine Almanya'da devam eden sanatçı orada Türk filmlerinde oynamaya devam etti, bir müddet de Avustralya'da yaşadı. 1988 yılında Türkiye’ye döndü.
Yurtiçinde ve yurtdışında yüzlerce konser veren Bülent Ersoy, "Düşkünüm Sana", "Yaşamak İstiyorum", "Biz Ayrılamayız" ve "Ablan Kurban Olsun Sana" gibi satış grafiği çok yüksek albümlere imza attı. 1995 tarihini taşıyan "Benim Dünya Güzellerim", S Müzik etiketiyle çıkan ilk albümü oldu. Selçuk Tekay'ın müzik yönetmenliğini, Özkan Turgay'ın aranjörlüğünü yaptığı albümde on şarkı seslendirdi. Aynı yıl janrına ve yorumuna uygun olarak "Alaturka 95" adında bir albüm yaparak Klasik Türk Musikisi'ne hizmetini de eksik etmedi. Muzaffer Özpınar'ın yönetmenliğini yaptığı albümde Hacı Arif Bey, Münir Nureddin Selçuk, Selahaddin Pınar, Kadri Şençalar, İsmail Hakkı Bey, Kemani Serkis Efendi gibi birçok üstâdın eserlerine yorumuyla hayat verdi. Ondört eserin yeraldığı çalışmada; "Aziz İstanbul", "Dönülmez Akşamın Ufkundayım", "Nerelerde Kaldın Ey Servi Nazım" gibi klasik eserlerin yanında "Alıverin Bağlamamı Çalayım" ve "Karam" adlı iki de anonim türküye de yer verdi.
1989 yılında Adana'da verdiği bir konser sırasında bir seyirciden gelen "Çırpınırdı Karadeniz" adlı isteği okumadığı için Hacı Tepe isimli kişi tarafından kurşunlanarak bir böbreğini kaybetti.
Bülent Ersoy, bir sonraki çalışmasını 1997 yılında yayınladı. "Maazallah" ismini taşıyan albüm, piyasaya sürülmeden dahi yüksek siparişler aldı ve büyük yankı uyandırdı. Albümün hazırlık aşamasında bu sefer Halil Karaduman ve Osman İşmen'le çalışan sanatçı, popüler şarkılardan ve anonim türkülerden oluşan bir repertuar seslendirdi. Albüme ismini veren "Maazallah" adlı şarkısının video klibi ise büyük ses getirdi. Bülent Ersoy'un son albümü ise 2002 senesinde çıkardığı "Canımsın" albümüdür.
Otuz yıla yaklaşan sanat yaşamında pek çok ilke imza atan Bülent Ersoy, dünyaca ünlü yıldızların sahne aldığı salonlarda konser verdi. 1980 yılında London Palladium'da ve 1983 yılında Madison Square Garden'da sahne alan ilk Türk sanatçısı oldu. 30 Mart 1997'te ise Ümmü Gülsüm'den sonra, etnik müzik sazlarıyla Paris Olympia müzikholünde sahne alan ilk sanatçı oldu. Dario Moreno'dan sonra Olympia'da konser veren ilk Türk sanatçısı olan Bülent Ersoy, elli kişiden oluşan orkestrasıyla dört saat süren bir program sundu.
Bugüne değin otuzun üstünde albüme imzasını atan sanatçı, Türk Müzik Tarihi'ne ismini altın harflerle yazdırdı ve klasik, alaturka şarkılar alanında gelmiş geçmiş en önemli yorumcular arasında yer aldı. Müzik yaşamı boyunca sayısız ödül aldı. Herkesin takdirini kazanan geniş entervalli ve yüksek volümlü sesi, Japonya'da ses laboratuvarlarında yapılan testler sonucu "yüzde yüz kusursuz" bulundu ve 1997 yılında Uluslararası Montu Merid Müzik Doktoru ünvanıyla ödüllendirildi.
Evlilikleri
1. evliliği :1998 yılında Cem Adler ile evlendi, 1999 yılında boşandı.
2. evliliği : 2007 yılında Armağan Uzun ile evlendi, 2008 yılında boşandı.
Popstar Alaturka adlı şarkı yarışmasında jüri üyeliği yapmıştır.
Albümleri
1973 - Ah Tut-i Mucize Guyem
1975 - Şöhretler
1975 - Konser 1
1976 - Toprak Alsın Muradımı
1976 - Bir Tanrıyı Bir de Beni
1976 - Konser 2
1977 - Konser 3
1978 - Orkide 1
1978 - Ölmeyen Şarkılar
1979 - Orkide 2
1979 - Meyhaneci
1980 - Dolmamış Çilem
1980 - Beddua
1981 - Mahşeri Yaşıyorum
1981 - Yüz Karası
1983 - Ak Güvercin
1983 - Ne Duamsın Ne De Bedduam
1984 - Düşkünüm Sana
1985 - Yaşamak İstiyorum
1986 - Anılardan Bir Demet
1987 - Avustralya Konseri
1987 - Suskun Dünyam
1988 - Biz Ayrılamayız
1988 - Anılardan Bir Demet
1989 - Öptüm
1989 - İstiyorum
1989 - Şiirlerle Şarkılarla
1989 - Seçmeler
1989 - Bizim Hikayemiz
1991 - Bir Sen, Bir De Ben
1992 - Ablan Kurban Olsun Sana
1993 - Sefam Olsun
1995 - Benim Dünya Güzellerim
1995 - Alaturka 95
1997 - Maazallah
2000 - Alaturka 2000
2002 - Canımsın
2011 - Aşktan Sabıkalı
Filmleri
1976 - Sıralardaki Heyecan
1977 - Ölmeyen Şarkı
1978 - İşte Bizim Hikayemiz
1980 - Beddua
1981 - Yüz Karası
1984 - Acı Ekmek
1984 - Asrın Kadını
1985 - Tövbekar Kadın
1986 - Efkarlıyım Abiler
1988 - Biz Ayrılamayız
1989 - Anılar
1989 – İstiyorum
Müjdat Gezen Kimdir?
Türk tiyatro ve sinema oyuncusu, şair, yazar, oyun yazarı. Türk tiyatro ve sinema tarihine çeyrek asırlık sanat geçmişiyle hizmet etmiş olan Gezen, mizah ve güldürü türünde akla gelen ilk isimlerden biridir. Özellikle "Azmi" ve "Darbukatör Baryam" tiplemeleriyle hafızalara kazınan usta oyuncu, devlet ya da herhangi bir kurumdan yardım almaksızın, tamamen kişisel birikimleriyle kurduğu, ücretsiz hizmet veren Müjdat Gezen Sanat Merkezi ve yine kendi adını taşıyan tiyatroyla, Türkiye'deki gösteri sanatlarının gelişimine ve yeni yeteneklerin ortaya çıkmasına büyük katkı sağlamaktadır.
Müjdat Gezen, 29 Ekim 1943 tarihinde İstanbul'un Fatih semtinde, eski TRT müzisyenlerinden Necdet Gezen ile Macide Hanım'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Oyunculuk yeteneğinin farkına varan ilkokul öğretmeninin zoruyla ilk defa 1953 yılında, "Küçük Çiftçiler" adlı bir ilkokul piyesiyle sahnelere adım attı. Sanatın diğer dallarıyla da alakalı olan küçük oyuncunun yazdığı şiirler de, aynı yıl Doğan Kardeş adlı çocuk dergisinde yayımlandı. İlerleyen yıllarda, İstanbul Radyosu bünyesinde kurulmuş olan Çocuk Klübü korosuna katılarak, şarkı söylemeye başladı.
Eğitim hayatına başladığı Hırka-ı Şerif İlkokulu'ndan mezun olduktan sonra orta öğrenimine Karagümrük Ortaokulu'nda devam eden Gezen, ikinci sınıfta ardarda iki defa kalınca, babası tarafından birçok sosyal faaliyetten men edildi. Gezen'in en ağırına gidense, konulan tiyatro yasağı olmuştu. Çünkü o dönemlerde, bir yandan amatör tiyatro topluluklarına katılıyor ve çeşitli oyunlarda rol alıyordu. Bu cezaya razı gelmek istemeyen küçük Gezen'le bir anlaşma yapan baba Necdet Bey, okulu daha fazla fire vermeden bitirmesi durumunda, kendi eliyle onu tiyatroya yazdıracağı sözünü verdi oğluna.
Ortaokulun arından lise öğrenimi için, dönemin birçok ünlüsüne eğitim vermiş ve Türkiye'de ilk defa ders dilini Türkçeye çevirmiş okul olan Vefa Lisesi'ne giden Gezen, Uğur Dündar ve Kemal Sunal ile burada tanıştı ve arkadaşlıkları uzun yıllar boyunca devam etti. 1959 yılında, 16 yaşındayken, sahne sanatlarına duyduğu ilgiyi ve yeteneğini görmezden gelmeyen ve anlaşmaları uyarınca sözünü tutan babası Necdet Bey, onu İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'na yazdırdı ve arkadaşı olan sahne amiri Kemal Tözem'e emanet etti. Böylece, 1960 yılında profesyonel oyunculuk hayatına adım atmış olan Gezen'in kariyeri, bu dönemden sonra hızlı bir yükselişe geçti.
Gezen, 1961 yılında, İstanbul Belediyesi Konservatuarı'nın açtığı sınavı kazanarak Tiyatro Bölümü'ne girdi ve eğitiminin yanı sıra burada sahnelenen oyunlarda rol almaya başladı. Ertesi yıl, yönetmenliğini Yılmaz Atadeniz'in yaptığı "Yedi Kocalı Hürmüz" filmi ile ilk defa kamera önüne geçti. Sonrasında, 1963 yılında, Muammer Karaca ve Münir Özkul tiyatrolarında oyunculuğa devam ederek, kamudan özel sektör sahnelerine adım attı. Aynı yıllarda, şiirleri ve bazı amatör tiyatro oyunları çeşitli kültür-sanat dergilerinde yayımlandı.
1964 yılında askerlik görevini yerine getiren Gezen, bu dönemde oyun yazarlığına ağırlık verdi. 1966'da ise, Ulvi Uraz Tiyatrosu'nda rol almaya başladı. Aynı dönemde, "Denizciler Geliyor" adlı komedi filminde oynadı. Ertesi yıl, kendisi gibi oyuncu arkadaşlarıyla biraraya gelerek "Halk Oyuncuları" adlı bir oluşuma imza attı. Profesyonel oyunculuk yaşamının sekizinci yılında, 1968'de, ilk defa kendi adını taşıyan özel tiyatrosunu kurdu. Öte yandan da İstanbul Tiyatrosu'nda rol almaya devam etti. Aynı yıl, Güzin Hanım'la hayatını birleştirdi ve bu evlilikten iki yıl sonra Elif adını verdikleri bir kızı dünyaya geldi. 1969'da "Berduş" ve 1970 yılında da "Kara Gözlüm" adlı sinema filmlerinde rol alarak beyaz perdede boy gösterdi. Bu dönemde, Uğur Dündar ve Perran Kutman'la birlikte, izleyici tarafından çok büyük ilgiyle karşılanan televizyon programları hazırladı. Bu ilginin nedeni ise, ülkenin sosyal durumuna yönelik eleştirel bakış açısını, komedi unsurlarıyla birleştirerek işlemesiydi.
Hayat görüşü, tiyatro oyunculuğu, yaşamı ile ilgili birçok kitap kaleme almış olan Müjdat Gezen, ilk kitabını 1975 yılında yayımladı. Savaş Dinçel'le birlikte yazdığı, "Çizgilerle Nazım Hikmet" adlı kitap, dönemin çalkantılı siyasi ortamının, düşünce özgürlüğüne yönelik olumsuz yansımalarından nasibini aldı ve Gezen tutuklanarak cezaevine girdi. Ancak bu durum, onun yazmasına ve üretmesine engel olmadı. 1982'de, kendi yayınevini kurarak, yazdığı kitapları buradan yayımlamaya başladı. Bu dönemden başlayarak uzun yıllar, İstanbul Belediye Konservatuarı ile İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nda öğretmenlik yaptı ve Türk Tiyatrosu derslerine girdi. Ayrıca, 1980 yılında, ünlü meddah üstadı İsmail Dümbüllü adına her yıl düzenli olarak verilecek bir tiyatro ödülü oluşturdu.
Yine 1982'de, o dönemler üniversitede öğretim görevlisi olan güldürü üstadı Kandemir Konduk'la biraraya gelerek, "Güldürü Üretim Merkezi"ni (GÜM) kurdu. Televizyon programlarından tiyatro sahnelerine, gazetelerin ve dergilerin güldürü sayfalarına kadar birçok alanda hizmet veren GÜM, bu faaliyetlerinin yanı sıra, birçok genç mizah yazarına da kapılarını açtı ve onların kariyerlerine önemli katkılarda bulundu. Aynı zamanda, Türkiye'nin gündemini belirleyen belli başlı birtakım gazetelerin de mizah sayfalarının koordinatörlüğünü yapan Gezen, 1981 ve 1983 yıllarında, çok beğenilen "Gırgıriye" adlı seri filmlerde rol aldı ve canlandırdığı "Darbukatör Baryam" tiplemesiyle hafızalara kazındı. 1984'de "Gülümseyen Dünya" ve 1986'da "Kobay" adlı filmlerin çekimi için bu defa kamera arkasına da geçen usta oyuncu, sinema çevrelerinin görüşüyle paralel bir şekilde, kendini yönetmenlik konusunda başarılı bulmadı. Kısa süren ilk evliliğinin ardından Gezen, 1988'de ikinci kez Leyla Turgut'la nikah masasına oturdu.
1991 yılına gelindiğinde, tüm malvarlığını satmasının yanı sıra, büyük bir borç yükünün altına girerek, İstanbul Kadıköy'de satın aldığı eski bir köşkü restore ettirerek "Müjdat Gezen Sanat Merkezi"ni (MSM) kurdu. Ekranlarda ve sahnelerde gördüğümüz birçok başarılı yeni yeteneği bünyesinden çıkaran bu sanat merkezinin en güzel yanı, eğitimin ücretsiz olmasıydı. Ancak, o dönemlerde ücretsiz okul açmak yasak olduğu için, bu teşebbüsü nedenyile Gezen, iki yıl boyunca hapis cezasıyla yargılandıysa da sonunda beraat etti ve okul da ücretsiz eğitim vermeyi sürdürdü. 1992 yılında, MSM bünyesinde "MSM Ormanı"nı kurarak, başarılı bir sosyal projeye daha imza attı. Sanat yaşamı boyunca "Hamlet"i canlandırmak istemiş olan oyuncu, rol aldığı üç oyunda da figüranlıkla yetinmek zorunda kalsa da, 1995'de kaleme aldığı "Hamlet Efendi" oyunuyla ödüle layık görüldü ve bu oyun Devlet Tiyatroları'nda sahnelendi.
1996 ile 1998 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde mizah yazıları ve fıkralar yazan Gezen, 1997 yılında ise, Devlet Tiyatroları'nda oyun yönetmenliği yaptı. Bu dönemde yönettiği oyunlardan "Babam", ödüllendirildi. 1998 yılına gelindiğinde, yine oldukça yüklü bir maddi külfet altına girerek, ilk defa kendi adıyla özel bir tiyatro kurma hayaline kavuştu. 2000 yılında, "Bir Milyara Bir Çocuk", "Gerçek Niyazi" ve 2001'de "Hırsız" gibi televizyon yapımlarında rol aldı. Aynı yıl, yine MSM bünyesinde, eski sinema ve tiyatro emektarlarının geri kalan hayatlarını daha sağlıklı ve huzurlu bir ortamda geçirmesi amacıyla bir huzurevi açtı. 2002'de, "Abdülhamit Düşerken" ve "Papatya ile Karabiber" adlı sinema yapımlarında yer alan Gezen, büyük beğeni toplayan "Cennet Mahallesi" adlı komedi dizisinde de, "Darbukatör Baryam" tiplemesini anımsatan "Yunus Baba" karakteriyle ekranlarda göründü.
Yaklaşık 50 yıllık sanat hayatı boyunca, yüz kadar sinema filminde, elli civarında tiyatro oyunuyla binden fazla radyo ve TV skecinde yer alan Müjdat Gezen, görsel sanatların yanı sıra, yazın çalışmalarıyla da gündeme gelmiş ve 38 tane kitap kaleme almıştır. Bu kitapların dokuzu üniveristelerde yardımcı ders kitabı olarak okutulmaktadır. Özellikle Aziz Nesin'i anlattığı "Ç.Arkadaşım Aziz Nesin", "Ustalarım", "İkibuçuk Lira İçin", "Komikler Ağlamaz", "Eşeğin Karnındaki Elmas", "Bir Bulut Olsam", "Şiirim Geldi Bırakın Beni" (şiir kitabı), "Artiz Mektebi", "Oyunculuk Eğitimi", "Oyuncunun El Kitabı", "Galiba Ben Sanatçıyım" yazdığı kitaplardan bazılarıdır. "Ağlama Palyaço Makyajın Bozulur / Müjdat Gezen Kitabı" da Halit Kıvanç tarafından kaleme alınmıştır. 25'in üzerinde tiyatro oyunu, 8 sinema filmi ve 5 TV dizisinin de yönetmenliğini üstlenmiştir. Aşırı derecede simetri, denge ve hastalık takıntısı vardır.
Evlilikleri
1.evliliği: sanatçı Gün İrk ile evlendi. Elif (d.1970) adında bir kızı vardır. 12 yıl evli kaldıktan sonra boşandılar. 2.evliliği : 1988 yılında Leyla Turgut ile evlendi. Tiyatro :
2012 - 1881 (oyun) : Müjdat Gezen - Müjdat Gezen Tiyatrosu
2010 - Mustafam Kemalim : Tuncer Cücenoğlu - Müjdat Gezen Tiyatrosu
2008 - Aptal (oyun) : Müjdat Gezen - Müjdat Gezen Tiyatrosu
2007 - Sınıf Bunadı : Müjdat Gezen - Müjdat Gezen Tiyatrosu
2006 - Hamlet : William Shakespeare - Müjdat Gezen Tiyatrosu
1999 - Yedi Kocalı Hürmüz : Sadık Şendil - Yayla Sanat Merkezi
1998 - Hababam Sınıfı : Rıfat Ilgaz - Yayla Sanat Merkezi
1996 - Hamlet Efendi : Müjdat Gezen - Bursa Devlet Tiyatrosu
1996 - Sersem Kocanın Kurnaz Karısı : Haldun Taner - Trabzon Devlet Tiyatrosu
1987 - Artiz Mektebi : Müjdat GezenKandemir Konduk - Şan Tiyatrosu
1978 - Vatan veya Memleket : Sadık ŞendilMuzaffer İzgüUmur Bugay - Müjdat Gezen Tiyatrosu
1977 - Palyaço (oyun) : Müjdat Gezen - İstanbul Şehir Tiyatrosu
Filmleri
1963 - Yedi Kocalı Hürmüz
1966 - Denizciler Geliyor
1967 - Zilli Nazife
1968 - Yakılacak Kitap
1968 - Kader
1968 - Eşkiya Halil
1969 - Berduş
1969 - Erkek Fatma
1970 - Cafer Bey
1970 - Kara Gözlüm
1970 - Vur Patlasın Çal Oynasın
1971 - Ateş Parçası
1971 - Hasret
1971 - Mıstık
1971 - Sürgünden Geliyorum
1971 - Yalnız Değiliz
1971 - Yavru ile Katip
1972 - Aşk Sepeti
1972 - Rüyalar Gerçek Olsa
1974 - Aman Ne Gırgır
1974 - Palavracılar
1974 - Uyanık Kardeşler
1975 - Adamını Bul
1975 - Aptal Şampiyon
1975 - Hababam Taburu
1975 - Kara Yemin
1975 - Pembe Panter
1975 - Televizyon Çocuğu
1976 - Mahallede Şenlik Var
1976 - Şöför Mehmet
1978 - Çaresiz
1979 - Gül Hasan
1981 - Gırgıriyede Şenlik Var
1981 - Gırgıriye
1981 - Deliler Koğuşu
1981 - Bizim Sokak
1982 - Görgüsüzler
1983 - Gırgıriyede Cümbüş Var
1984 - Bizimkiler - Of Of Emine
1984 - Gülümseyen Dünya
1984 - Gırgıriyede Büyük Seçim
1984 - Çalsın Sazlar
1986 - Bekçi
1986 - Belalı Kaynana
1986 - Kaynanam Tatilde
1986 - Bu Muhtar Başka Muhtar
1986 - Güldürme Beni
1986 - Kobay
1987 - Bütün Kuşlar Vefasız
1987 - Homoti
1987 - Kahraman Hamamcı
1987 - Kocamın Karısı
1989 - Güzel Bir Gün İçin
1989 - Garip Bir Cinayet
1990 - Bir Milyara Bir Çocuk
1992 - Seni Seviyorum Rosa
1995 - Azmi
2000 - Gerçek Niyazi
2001 - Hırsız
2002 - Abdülhamit Düşerken
2002 - Darbukatör Baryam
2002 - Papatya ile Karabiber
2003 - Deliyle Geçen Gece
2003 - Hayat Bilgisi
2003 - Peki Olur Şekerim
2004 - Cennet Mahallesi
2004 - Taşı Sıksam Suyunu Çıkarırım
2006 - Bir İhtimal Daha Var
2007 - Hicran Sokağı
2007 - Şöhret Okulu
2009 - Yedi Kocalı Hürmüz
2009 - Suluboya
2010 - Memlekette Demokrasi Var
2010 - Sessizlerin Sesi
2012 - İbret-i Ailem
Kemal Sunal Kimdir?
Kemal Sunal, 1944 yılında İstanbul Küçükpazar semtinde, 3 kardeşin en büyüğü olarak doğdu. Annesi Saime Sunal, babası Mustafa Sunal'dır. Aslen Malatyalıdır. Cemil Sunal ve Cengiz Sunal adında iki kardeşi vardır. İlkokulu Mimar Sinan İlkokulu'nda okudu, Vefa Lisesi'nden mezun oldu. Sanat hayatı, "Zoraki Tabip" adlı tiyatro oyunuyla başladı. 1 yıl kadar Kenterler Tiyatrosu'nda çalıştıktan sonra Pendik Tiyatrosu'nun kurulacağını haber alınca oraya gitti. Uzun yıllar arkadaşlık yapacağı Bülent Kayabaş ile burada tanıştı.
Ardından Kemal Sunal, Ayfer Feray ve Ulvi Uraz, Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda görev aldı. 1972 yılında Münir Özkul'un tavsiyesi ile Ertem Eğilmez'in yönettiği bir filmle sinemaya transfer oldu ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı.
Askere gittiğinde acemi birliğini Ankara Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulunda ve usta birliği olarak da 1981 yılında Ankara'da KKK Armoni mızıkasında vatani görevini yaptı.
Türk sinemasında başta "İnek Şaban" tiplemesi olmak üzere canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7'den 70'e herkesin sevgisini kazandı. 1944 yılında İstanbul'da doğan Kemal Sunal, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdi. Sanat yaşamına amatör olarak "Zoraki Tabib" oyunu ile atılan Sunal, bir süre Ulvi Uraz ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda çalıştı. Daha sonra sinemaya geçerek, önceleri bazı filmlerde önemsiz roller canlandıran Kemal Sunal, 1973'den sonra kalabalık kadrolu komedi filmleri ile üne kavuştu.
Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden biri olan Sunal, peşpeşe çevirdiği filmlerle ticari açıdan büyük başarı kazandı. 1977'de Antalya Film Festivali'nde "En başarılı erkek oyuncu" ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemesiyle Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi.
Yeşilçam’ın ünlü komedyenlerinden olmayı başaran Sunal, çevirdiği sinema filmlerinde hem maddi hem de manevi büyük bir başarı kazanmıştır. 1976 yılında rol aldığı Kapıcılar Kralı filminde gösterdiği başarısı ile 1977 yılında Antalya Film Festivalinde Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu Ödülü nü kazanmıştır. Üzerine aldığı rolleri başarı ile canlandıran Sunal, Yeşilçam’ın komedide aranan bir yüzü olmayı da başarmıştır. Sinema filmlerinde Şaban tiplemesi ile adından söz ettirerek Hababam Sınıfı serisi ile de akıllarda kalmayı başarmıştır. Rol aldığı filmlerde halk kahramanını canlandıran Sunal, haksızın haklıya karşı hep savunucusu olmuştur.
1974 yılında Gül Sunal ile evlendi. Ali Sunal ve Ezo Sunal adlarında, biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu. 1990'lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayınlanmaya başladı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para kazanmadı.
12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünü'nü 1995 yılında bitirdi ve yüksek lisans yapmaya başladı. Yüksek Lisans tezi komedyen kimliği ile Kemal Sunal'ın ve filmlerinin incelenmesidir. Yüksek lisans tezi 2005 yılında ailesi tarafından "TV ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü" ismi ile kitap haline getirilip yayınlanmıştır. Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı.
3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka adlı filmin çekimlerine başlamak için Trabzon'a gitmek üzere bindiği uçakta kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi sonucu öldü.
Ödülleri
1998 - 35. Antalya Film Şenliği - Yaşam Boyu Onur Ödülü
1989 - 2. Ankara Film Şenliği - En İyi Erkek Oyuncu (Düttürü Dünya)
1977 - 14. Antalya Film Şenliği - En İyi Erkek Oyuncu (Kapıcılar Kralı)
Filmleri ve dizileri
Senaryo
1985 - Sosyete Şaban (Sinema Filmi)
1983 - Çarıklı Milyoner (Sinema Filmi)
Yapımcı
1997 - Şaban ile Şirin (TV Dizisi)
1979 - Dokunmayın Şabanıma (Sinema Filmi)
1978 - İnek Şaban (Sinema Filmi)
1978 - Yüz Numaralı Adam (Sinema Filmi)
Oyuncu
1999 - Propaganda (Mehdi) (Sinema Filmi)
1997 - Şaban ile Şirin (Şaban) (TV Dizisi)
1996 - Aynalar (Kendisi) (TV Dizisi)
1994 - Bay Kamber (Bay Kamber) (TV Dizisi) (13 Bölüm)
1993 - Şaban Askerde (Şaban) (TV Dizisi)
1993 - Saygılar Bizden (Mübaşir Rıza) (TV Dizisi)
1991 - Varyemez (Ragıp Elibol) (Sinema Filmi)
1990 - Koltuk Belası (Zühtü Kaya) (Sinema Filmi)
1990 - Boynu Bükük Küheylan (İbrahim Küheylan) (Sinema Filmi)
1990 - Abuk Sabuk Bir Film (Ademoğlu Ali) (Sinema Filmi)
1989 - Zehir Hafiye (Cemal) (Sinema Filmi)
1989 - Talih Kuşu (Osman Abalı) (Sinema Filmi)
1989 - Gülen Adam (Yusuf Şaplak) (Sinema Filmi)
1988 - İnatçı (Bayram) (Sinema Filmi)
1988 - Öğretmen (Hüsnü Öğretmen) (Sinema Filmi)
1988 - Uyanık Gazeteci (Ali) (Sinema Filmi)
1988 - Sevimli Hırsız (Metin Mertoğlu) (Sinema Filmi)
1988 - Polizei (Ali Ekber) (Sinema Filmi)
1988 - Düttürü Dünya (Dütdüt Mehmet) (Sinema Filmi)
1988 - Bıçkın (Ali / Kemal Sunal) (Sinema Filmi)
1987 - Yakışıklı (Selim) (Sinema Filmi)
1987 - Kiracı (Kerim) (Sinema Filmi)
1987 - Japon İşi (Veysel) (Sinema Filmi)
1986 - Yoksul (Yoksul) (Sinema Filmi)
1986 - Tarzan Rıfkı (Tarzan Rıfkı) (Sinema Filmi)
1986 - Garip (Kemal) (Sinema Filmi)
1986 - Deli Deli Küpeli (Deli Kaymakam ) (Sinema Filmi)
1986 - Davacı (Yunus) (Sinema Filmi)
1985 - Şendul Şaban (Şaban) (Sinema Filmi)
1985 - Şaban Pabucu Yarım (Şaban) (Sinema Filmi)
1985 - Sosyete Şaban (Şaban Ağa / Dilaver Bey) (Sinema Filmi)
1985 - Keriz (Zülfü) (Sinema Filmi)
1985 - Katma Değer Şaban (Şaban) (Sinema Filmi)
1985 - Gurbetçi Şaban (Şaban) (Sinema Filmi)
1984 - Şabaniye (Şaban/Şabaniye) (Sinema Filmi)
1984 - Postacı (Adem) (Sinema Filmi)
1984 - Ortadirek Şaban (Şaban) (Sinema Filmi)
1984 - Atla Gel Şaban (Niyazi) (Sinema Filmi)
1983 - Çarıklı Milyoner (Bayram) (Sinema Filmi)
1983 - Tokatçı (Osman) (Sinema Filmi)
1983 - Kılıbık (Kamil) (Sinema Filmi)
1983 - En Büyük Şaban (Şaban) (Sinema Filmi)
1982 - Yedi Bela Hüsnü (Hüsnü) (Sinema Filmi)
1982 - Doktor Civanım (Kemal) (Sinema Filmi)
1981 - Üç Kağıtçı (Rıfkı) (Sinema Filmi)
1981 - Kanlı Nigar (Abdi/Narçın) (Sinema Filmi)
1981 - Davaro (Memo/Davaro) (Sinema Filmi)
1980 - Zübük (İbrahim Zübükzade/Zeybekzade Kara Yusuf Efe) (Sinema Filmi)
1980 - Gol Kralı (Sait Sarıoğlu) (Sinema Filmi)
1980 - Gerzek Şaban (Osman/Seyfi) (Sinema Filmi)
1980 - Devlet Kuşu (Mustafa) (Sinema Filmi)
1979 - Şark Bülbülü (Şaban Ballıses) (Sinema Filmi)
1979 - Umudumuz Şaban (Ringo Şaban) (Sinema Filmi)
1979 - Korkusuz Korkak (Bombacı Mülayim) (Sinema Filmi)
1979 - Dokunmayın Şabanıma (Şaban) (Sinema Filmi)
1979 - Bekçiler Kralı (Bekçi Şaban Özgüneş) (Sinema Filmi)
1978 - İyi Aile Çocuğu (Kemal/Cemal) (Sinema Filmi)
1978 - İnek Şaban (İnek Şaban / Kaleci Bülent) (Sinema Filmi)
1978 - Yüz Numaralı Adam (Şaban Erkök) (Sinema Filmi)
1978 - Köşeyi Dönen Adam (Adem Zengin) (Sinema Filmi)
1978 - Kibar Feyzo (Kibar Feyzo ) (Sinema Filmi)
1978 - Avanak Apti (Apti) (Sinema Filmi)
1977 - Şabanoğlu Şaban (Şaban) (Sinema Filmi)
1977 - İbo İle Güllüşah (İbo) (Sinema Filmi)
1977 - Çöpçüler Kralı (Abdi Şakrak) (Sinema Filmi)
1977 - Sakar Şakir (Sakar Şakir) (Sinema Filmi)
1977 - Hababam Sınıfı Tatilde (İnek Şaban) (Sinema Filmi)
1976 - Tosun Paşa (Tosun Paşa/Şaban) (Sinema Filmi)
1976 - Süt Kardeşler (Sütoğlan Şaban) (Sinema Filmi)
1976 - Sahte Kabadayı (Kemal) (Sinema Filmi)
1976 - Meraklı Köfteci (Zühtü Karışan) (Sinema Filmi)
1976 - Kapıcılar Kralı (Seyyit) (Sinema Filmi)
1976 - Hababam Sınıfı Uyanıyor (İnek Şaban) (Sinema Filmi)
1975 - Şaşkın Damat (Apti) (Sinema Filmi)
1975 - Hanzo (Hanzo/Cabbar) (Sinema Filmi)
1975 - Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (İnek Şaban) (Sinema Filmi)
1975 - Hababam Sınıfı (İnek Şaban) (Sinema Filmi)
1974 - Salako (Salako) (Sinema Filmi)
1974 - Salak Milyoner (Saffet) (Sinema Filmi)
1974 - Mavi Boncuk (Kaymakam Cafer) (Sinema Filmi)
1974 - Köyden İndim Şehire (Saffet) (Sinema Filmi)
1974 - Hasret (Sahne Işıkçısı Yanık) (Sinema Filmi)
1973 - Yalancı Yarim (Kemal) (Sinema Filmi)
1973 - Oh Olsun (Fazıl Haznedar) (Sinema Filmi)
1973 - Güllü Geliyor Güllü (Kiralık Katil) (Sinema Filmi)
1973 - Canım Kardeşim (Yolcu) (Sinema Filmi)
1972 - Tatlı Dillim (Kemal) (Sinema Filmi)
Yazım Ekibi
1986 - Garip (Diyaloglar) (Sinema Filmi)
Kaynak: Diyarbakır Söz