Kurucusu olduğu AK Partiden istifa ederek yeni parti çalışmalarına başladığını yazılı açıklama ile kamuoyuna duyuran Ali Babacan’ın yol haritası netleşiyor. Babacan, başta ‘partili cumhurbaşkanlığı’ ve ‘başkanlık sistemi’ kaynaklı sorunların nasıl çözüleceğini gösteren, özgürlükçü bir anayasa değişikliği önerisi olmak üzere, ‘siyaset seti’ olarak nitelenen ekonomi, yargı, insan hakları gibi temel alanlardaki programını tamamladıktan sonra ‘yepyeni’ bir ekiple kamuoyunun karşısına çıkacak.
Kulislere yansıyan bilgilere AK Partiden istifa eden Babacan, çalışmalarını henüz isimlendirmiş değil. Bu yüzden, geçirilen hazırlık sürecinde, partileşme çalışmaları “Ali Babacan çalışması” olarak niteleniyor. Bu süreçte, hem program hem de isimler üzerindeki çalışmaları yürütülüyor.
‘Eski AKP’ olmayacak
Babacan ve arkadaşları, yeni partinin, ‘2002 AK Partisi’, ‘Eski AKP’ olarak anılmasını istemiyor. AK Partinin tanınmış isimlerinden dar bir ekip yeni partide olacak ancak kamuoyunun önüne yepyeni yüzlerle çıkılmak isteniyor. Bu amaçla, oluşturulan geniş isim havuzundan belirlenen kişilerle görüşmeler yapılıyor, istişare toplantıları düzenleniyor. Partide hem sosyal demokrat, hem merkez sağ, hem muhafazakar isimlerin bulunması amaçlanıyor. Bu çalışmalarda önemli bir mesafe alınmış durumda.
Plan yok ama görüşme var
Başta AK Parti olmak üzere Meclis’te grubu bulunan partilerden milletvekillerini alarak, partinin hemen grup kurması gibi bir hedef yok. Ancak kaynaklar, Babacan ve ekibinden milletvekillerine bir davet olmasa da vekillerden gelen görüşme talepleri bulunduğunu, bazı görüşmelerin yapıldığını söylüyor. Bu nedenle, çoğunluğu AKP’den gelecek milletvekilleriyle Meclis grubu kurulmasının da sürpriz olmayacağı ifade ediliyor. Ancak Babacan’a yakın kaynaklar, bunun bir hedef olmadığının ısrarla altını çiziyor.
Anayasa değişikliği
Babacan ve ekibi, özellikle başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanı modelinin yarattığı sıkıntılar üzerinde çalışıyor. Türkiye’nin mevcut sistemde, ‘sistemsiz’ biçimde yürütüldüğü düşünülüyor. Bu konuda ‘etki analizleri’ yapılıyor ve en sağlıklı modelin hangisi olduğu üzerinde çalışılıyor.
Anayasaya yönelik derin bir çalışma yürütülüyor. Buna paralel olarak başta ekonomi olmak üzere, yargı, insan hakları, eğitim gibi alanlarda da bir ‘siyaset seti’ oluşturuluyor. Kamuoyunun önüne ete kemiğe bürünmüş bir programla çıkılmak isteniyor.
Benzer bir çalışmayı yürüten, Millet İttifakı’nı oluşturan CHP ve İYİ Parti ile henüz bir temas olmadığı belirtiliyor ancak partileştikten sonra bu konuda temas kurulmasına açık kapı bırakılıyor.
Şeffaf finansman, FETÖ suçlaması
Henüz yola çıkılırken Ankara Başsavcılığı’nın Babacan hakkındaki, FETÖ gerekçesiyle yapılan bir suç duyurusunu işleme koyması, tepkiler üzerine dosyayı hemen kapatması, ‘Siyaset mühendisliği’ olarak yorumlanıyor. Babacan ve ekibi, diğer partilere olduğu gibi kendilerine de FETÖ suçlaması yapılabileceğinin farkında. Bu nedenle bütünüyle şeffaf bir siyaset finansmanı ve teşkilat hedefiyle çalışmalar yürütülüyor. Partinin finansmanının nasıl sağlanabileceği konusunda dünya örnekleri inceleniyor, özellikle kuzey Avrupa’daki modeller detaylı analiz ediliyor. Babacan’ın özellikle parti gelirleri konusunda bütünüyle şeffaflık anlayışını savunduğu kaydediliyor.
Davutoğlu ile yollar ayrı
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yürüttüğü çalışmalar izleniyor ancak eşgüdümlü ya da ortak bir çalışma yürütülmesi düşünülmüyor. Babacan, bütünüyle bağımsız biçimde partileşme çalışmalarını yürütme eğiliminde.
Hedef sonbahar
İstifa edene kadar çalışmaları sessizlik içinde yürüten Babacan’ın, artık çalışmalar konusunda kamuoyunu daha fazla bilgilendirme eğiliminde olduğu belirtiliyor.
Parti hazırlıklarının sonbaharda tamamlanması bekleniyor. Temmuz ve Ağustos’u istişareler ve programla geçirecek Babacan’ın Eylül veya Ekim’de partiyi kurması ve çalışmalara başlaması hedefleniyor.
Özeleştiri tartışması
Babacan cephesinde, ‘özeleştiri’ tartışmaları da dikkatle izleniyor. Konunun Babacan’ın istifası üzerine yaptığı kısa açıklama üzerinden değerlendirilmesi ise haksız bulunuyor. İstifaya ilişkin açıklamada, özeleştirinin değil, eleştirinin de olmadığı, bu konuların ileride gündeme gelebileceği ifade ediliyor. Ancak geçen süreçte yaşananların tartışılması gerektiği, bunların zaten gündeme geleceği de değerlendiriliyor.
Kaynak: Diyarbakır Söz