15 Temmuz akşamını ve o geceye kadar yaşanan süreci sinemaya aktarmak üzere bir araya geldiklerini ve Çengel Medya adında bir şirket kurduklarını aktaran sinemacılar, olayların yaşandığı noktalardan biri olan Çengelköy Polis Karakolu yakınlarında basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını yapan Ateş Fatih Uçan "15 Temmuz 2016 gecesi ülkemizde yaşanan hıyanet ve halkımızın gösterdiği kahramanlık üzerine kurgulanan hikayemizi, gazilerimizin ve şehit ailelerinin anlattıkları gerçek hayat hikayeleriyle, o geceyi sokakta halkımızla omuz omuza mücadele ederek bizlerin deneyimlediği olaylarla besleyerek beyaz perdeye taşımaya karar verdik" dedi. Uçan, filmin tüm gişe karının şehit aileleri ve gazilerine harcanacağını ifade etti.
'BU İŞİN SENARİSTİ DE YAZARI DA TÜRK MİLLETİDİR'
15 Temmuz öncesinden başlayarak o gece yaşananları kaleme alan senarist Gürsal Aydın, yazım çalışmalarının halen devam ettiğini ancak 15 Temmuz 2017 tarihinde filmi bitirmeyi hedeflediklerini söyledi. O gece yaşananları beyaz perdeye aktarılır hale getirmeye çalıştıklarını belirten Aydın, "Mümkün olduğunca abartmadan, kurgudan kaçınarak gazi ve şehit yakınları ile yapılan görüşmeler ve kendi tanıklıklarımızı da katarak beyaz perdeye uygun hale getireceğiz. Bu işin senaristi de hikaye yazarı da Türk milletidir. Biz sadece onu ekrana yansıyacak hale getireceğiz" dedi.
'GÜLMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYELİM'
Basın toplantısında senarist ve oyuncuların yanı sıra 15 Temmuz olayları sırasında yaralananlar da vardı. Çengelköy'de yaşanan olaylar sırasında yaralanan Çengelköy muhtarı Can Cumhurcu, "Olayın üzerinden bir ay geçti, yaralarımız iyileşti ama gönül yaralarımız düzelmeyecek" diye konuştu.
15 Temmuz akşamı eli ve boynundan yaralanan Cemil Akay "İlk sözüm 'oğluma iyi bakın' oldu. Kelime-i şehadet getirdim. O sırada boynumdan kan fışkırıyordu. İstediklerini elde edememeleri bizim için en büyük mutluluk" ifadelerini kullandı. Olaylar sırasında gazi olan ve basın toplantısında kolu sargılı olarak gelen Oğuzhan Özçelik şehit yakınlarına seslenerek, "Gülmekten asla vazgeçmeyelim. Biz kardeşlerimiz, eşlerimizi toprağa şahadet şerbetini içercesine verdik. Belki kolum bir daha düzelmeyecek ama inanın zerre kadar umurumda değil. Uyandığımda tek sorduğum şey vatandı. Bu olmazsa bedenimin hiçbir öneminin olmayacağını çok iyi biliyorum. Ne mutlu bize" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz