Çocuklarda grup görüşmeleri yaparak kriz durumlarındaki ruhsal patolojilerini azaltmaya çalışan bir projeyi Türkiye’de uygulamak için İsveç’te bulunan Çocuk ve Ergen Psikiyatrı Yrd. Doç. Dr. Serhat Nasıroğlu, yeni bir teknoloji ve bilgi çağında yaşadıklarını söyledi. Her çocuğunu elinde telefon veya tablet bulunduğunu kaydeden Nasıroğlu, ekran maruziyetinin yetişkinlerde bile sınırlı ve uygun kullanılmadığı zaman bağımlılık oluşturduğunu, bunun da bazı ruhsal sorunları arttırdığını söyledi. Çocukların ekran ile tanışmasının 3 yaşın altında olmaması gerektiğine dikkat çeken Nasıroğlu, “Çünkü 0-3 yaş dönemi, beyin gelişiminin en hızlı ilerlediği dönemdir ve bu zaman dilimindeki ekran maruziyeti, bu gelişimi olumsuz yönde etkilemektedir. Uzun süredir kanıta dayalı olarak yapılan onlarca bilimsel çalışmanın gösterdiği gibi 0-3 yaş arası ekran maruziyeti, çocukların dil gelişimini tahmin edilenin aksine olumsuz yönde etkilemekte ve bunun yanı sıra çocuğun erişkin hayatını da etkileyebilecek davranışsal bozukluklara yol açmaktadır. Bu bilimsel gerçeklik ışığında, çocuk psikiyatri uzmanları tarafından yaygın olarak kabul edilen görüş, bu yaş grubunda sıfır ekran şeklindedir. Ayrıca Fransa’da Medya Yüksek Konseyi, 0-3 yaş arası çocuklara çocuk programları dahil televizyon izletilmemesini öneriyor” dedi.
“Aç kalacağına tableti verelim oyun oynasın düşüncesi yanlıştır”
Ailelerin, ekran maruziyeti ile çocukların ruhsal gelişim basamaklarını olumsuz etkileyebileceğini ve bunun da ihmal olduğunu bilmelerinin önemli olduğunu düşündüğünü kaydeden Yrd. Doç. Dr. Nasıroğlu, şöyle devam etti:
”Yaptığımız görüşmelerde ailelerden, çocuklarına tablet veya televizyon olmadan yemek yediremediklerinden bahsettiklerini görüyoruz. Ailelerin, çocuklarının beslenme ile ilgili endişeleri nedeni ile bazen ’aç kalacağına tableti verelim oyun oynasın’ tercihini seçmelerinin yarardan çok zararı olacaktır. Beslenme sorununun çözümünü tablet, telefon gibi ekranlarda değil bu alanda bir uzmana başvurarak aramalarını öneriyorum. Gördüğümüz bir diğer sorun da ekranlı alet kullanımının zeka ile ilişkili bulunmasıdır. Örneğin, hafif bilişsel geriliği olan çocukların bile sadece bu aletlerde oyun açmayı başardıkları için üstün zekaya sahip oldukları düşünülüp gerekli eğitim ve tıbbi hizmetine geç ulaşmasına yol açtığını gözlemliyorum. Ancak tablette, bilgisayarda, telefonda şifreyi görsel hafızası ile açmayı başarıp oyun açabilen bir çocuk düşük, normal ya da üstün zekaya sahip olabilir. Sonuç olarak çok zor olduğunu kabul etmekle birlikte ailelere son önerim, çocuklarını ekranlarla değil masallar ve oyuncaklarla büyütmeyi denemeleridir.”
Kaynak: Diyarbakır Söz